Merhaba arkadaşlar!! Yeni 'Serkan' multide!! İyi okumalarrr!
Poyraz'dan devam;
Sabahın saat 10unda Aras'ı aradım. Hadi aç be Aras aç be! Heh!"Aras bişi konuşmam lazım senle."
"Tamam ama Burcu da gelse olur mu? Onla birlikteyiz."
"Tamam abi Alya'nın Burcu'ya ihtiyacı var zaten."
"Niye ne oldu ki?"
"Ağlıyor. Yani evet abi sanırım dünden beri bizim evde ağlıyor. Ya abi gel konuşalım işte."
"Niye ağlıyor! Poyraz! Kız kardeşime ne oldu!!!"
"Abi sakin ol gel her şeyi anlatacağım!!"
"Ulan eğer kardeşimin kılına zarar geldiyse bunca yıllık arkadaşımsın demem öldğrürüm!!"
"Abi sen gel sonra kimi öldüreceğine karar verirsin!"
"Tamam geliyoruz! Nerdesin?"
"Bizim evin yakınlarındaki bardayım. Burda sabahladım i."
"Tamam bekle."Açıkçası Aras'tan korkmaya başlamıştım. Çünkü kardeşinin kılına zarar gelse kıyameti koparacak biriydi o. Ve şimdi benim ona yaptıklarımı öğrenirse, ve buda yetmezmiş gibi Serkan'ın oyununu öğrenirse biteriz!
Serkanla konuşmaya gitmiştim. Bi kafede oturduk. O lavaboya gittiği sırada telefonunu alıp karıştırmaya başladım. Biliyordum bu cidden bir saygısızlıktı ve ayıptı. Ama içimdeki merak duygusuna yenik düşmüştüm. Telefondan Serkan'ın whatsappına girdim. Aynur teyzeyle olan konuşmalarını okudum. Ve tüm olayı o zaman çözdüm. Zaten sonra Serkan da gelince bana olayı anlattı ve gitmem gerektiğini söyledi. Aynur teyze Alya'nın benle evlenmemesi için devreye Serkan'ı sokmuştu. Olanları öğrendiğimde sinir küpü olmuştum. Ama üzerinden 1-2 gün zaman geçince Alya için en faydalısının bu olacağını düşündüm. Hem ben sanırım onu sadece arkadaşım olarak görüyorum. Yani öyle görmem lazım. Bilmiyorum sanki onu sevmemem onun için daha iyi olacak. Kızı oynatmamalıydım. Aras geldiğinde onunla Serkan'ın yaptıklarını konuşacak ve Alya'yı sevmediğimi bu yüzden Aras'ın, Serkanla Alya'nın arasına girmemesi gerektiğini söyleyecektim.
Evet ben bu kızı oyuncağım etmiştim. Şimdi ise özrümü bu şekilde dileyeceğim. Ve çekip gideceğim.Gelecekten bir gün/Aynur'un ağzından:
"Hadi ananem Uraz! Parka gitmek için bekliyorum! dedim odalarındaki torunlarıma. Alya Serkanla evlendikten bi kaç ay sonra sarı civcivimi doğurdu. İnatçı eski gelinimse bi tane doğurdu, onu da atıp gitti. İkisi de gelince 2 torunuda alarak parkın yolunu tuttum. Serkanla oynadığımız oyundan o Poyraz fakiri haricinde kimsenin haberi yok neyseki. Ayrıca artık oyunda sayılmaz. Gayet mutlulardı. Parka geldiğimizde boş bir bank bulup oturdum. Ege ve Uraz'ın da montunun önünü bağlayıp parkta oynamaları için serbest bıraktım. Onları izlerken yanıma birinin oturduğunu fark ettim. Adama bakmadan torunlarımı izlemeye devam ettim. Adam derin bir nefes aldıktan sonra "O torununun babası... Bende olabilirdim... Alya parayla mutlu oldu mu sanıyorsun?" Sesi duyduğumda birden irkildim ve adama baktım. Yüzüm bembeyaz olmuştu.Şimdiki zamana dönüş/Aras'ın ağzından;
"Demek öyle!! Ben onların ağızlarını biyerlerine monta ederim! Kim benim birtanecik kardeşime sahte bi oyun düzenler be!!" dedim bağırarak. Tüm kafe bize bakıyordu. Burcu'yu Alya'nın yanına bırakarak doğru kafeye geçmiştim. Poyraz'ın söyedikleri karşısında resmen sinirden deliye dönüyordum! Kim benim kardeşime böyle bir oyun oynamaya cesaret eder!! Onları lime lime edicem. Bacağım sinirden titrerken masa sallanıyordu. Poyraz "Aras sakin ol. İşte durumlar böyle olunca bana da mantıklı geldi. Belki ilerde beni unutunca daha mutlu olur." dedi. Sinirim damarlarımdan akan kanla birlikte ışık hızında beynime doğru zonkluyordu! "Sen istediğini yap Poyraz. Ama kardeşimi birdaha üzecek bir şey yapma lütfen. Bak yakın arkadaşımsın... Neredeyse Burcu ile aramı bozuyodun! Ses çıkarmadım... Kardeşimi bana karşı fiştekledin! Şuan küsüz! Hala sana 'arkadaşız'diyorsam değerini bil!" dedi.