Love Me Like I Do - Seulkai

||2. BÖLÜM||

Bu soğukta bahçede oturuyordum. Tepemde aldatıcı bir güneş vardı. Yine de günler sonra bulutların arasından kendini gösterdiği için biraz tadını çıkarmak istemiştim. Ve tesadüfe bakın ki tam da Seulgi'nin fakültesinin karşısındaydım. Tahmini dört dakika sonra dersten çıkacaktı. Ve kışları sürekli olduğu gibi hiçbir zaman eldiven giymediği ellerini cebine sokarak ısıtmaya çalışacaktı. Bu da bir diğer hayalimdi: ellerini ellerimle ısıtmak. Burnunun ucu yine kızarmaya başlayacak ve bir peçetesi daima elinde hazır olacaktı.

Ben bunları düşünürken karşıdan Seungwan'la konuşarak gelen Sehun'u gördüğümde şaşkınlıktan donakaldım. Aynı bölümdelerdi ve ben Sehun'u ondan uzak durması için defalarca tehdit etmiştim.Sehun kendince Seungwan'la arkadaş olacaktı, böylelikle benim Seulgi'yle aynı ortamda bulunmamı, onunla konuşmamı sağlayacaktı. İstemediğimi defalarca söylemiştim. Ama o şimdi Seungwan'la yanıma doğru ilerliyordu.

"Jongin!" Sehun bana el salladığında ona kızgın bakışlarımı gönderiyordum. Yanıma ulaştığında devam etti. "Beni bekliyordun değil mi?" En azından bundan açık vermemişti. Neden burada olduğumu gayet iyi biliyordu.Ona uyarak hafifçe başımı salladım.

"Bu Seungwan. Aynı bölümdeyiz. Bugün kulüp toplantısında tanıştık. Seungwan bu da Jongin, yakın arkadaşım." Seungwan bana eğilerek selam verdiğinde karşılık verdim.

"Memnun oldum." Tam o sırada Seungwan kapıdan çıkmakta olan Seulgi'yi gördü. El sallayarak. "Buradayım!" dedi. Yanımıza doğru gelmeye başladığında hayatımda hiç olmadığı kadar heyecanlanmaya başladım. Kalbimin ritminin hızlandığını hissedebiliyordum.

Seulgi çekingen adımlarla gelip Seungwan'ın yanında durduğunda eğilerek selam verdi. Sehun karşılık verirken ona bakmakta olan ben transa geçmiş gibiydim. Sehun'un kolumu dürtmesiyle kendime gelip selam verdim. Seungwan konuşarak zaten tanıdığım Seulgi'yi bize tanıtmaya başladı.

"En yakın arkadaşım Seulgi. Sehun bölümden arkadaşım ve arkadaşı Jongin." Seulgi gülümseyerek karşılık verdiğinde bu gülümsemeyi yakından görmenin etkisindeydim. Seungwan konuşurken kulaklarım onu duymuyordu. Sadece Seulgi'ye bakıyordum. Ve bunun farkında olan o çaktırmadan hala bakıp bakmadığımı anlamaya çalışıyordu. Onu rahatsız ettiğimi düşünerek içimden kendime sövmeye başladım. Sehun kolumu çekiştirerek sordu.

"Jongin sen ne diyorsun?"

"Ha?"

"Bir kafeye gidelim diyoruz. Ne diyorsun?" Seulgi'yle yan yana olmak güzeldi ama onu az önce rahatsız etmiştim ve gidersem kendime engel olamayacak onu rahatsız etmeye devam edecektim. Hem de kesinlikle bir pot kıracaktım.

"Kusura bakmayın, ben gelemem. Hoca ek ders koymuş. Sehun'a beni beklememesini söylemek için gelmiştim." Sehun hayretle bana baktı. Sınıfta kalacağımı bilsem yine de Seulgi'yle beraber olmayı tercih edeceğimi biliyordu. Ki yapmadığım şey değildi. Onun çıkışını beklerken bir çok dersi kaçırmıştım. Bu yüzden Sehun bu davranışıma anlam veremiyordu.Seulgi'nin güzel sesini duyduğumda ona döndüm.

"Ben de gelemem. Kulüp tonlantım var. Sana söylemiştim ama unutmuş olmalısın." Seungwan başını salladı.

"Doğru. Unutmuşum. Tamam o zaman yarın buluşuruz olmaz mı?" Seulgi bana dönüp baktığında afallamıştım. Gelip gelmeyeceğimi merak mı ediyordu? Yoksa ben gelirsem gelmeyecek miydi? Neden aptal gibi gözümü dikip baktım sanki? Kesin beni sapık gibi görüyor. Dalgın bir şekilde kafamı çevirip Seungwan'a baktım.

"Bilmem, olabilir." Seulgi'nin gelmemek için uyduracağı bahaneyi duymak istemiyordum. Kafamı gökyüzüne çevirdim. Yüzüme gözüme bulaştıracağım demiştim. Seulgi'nin bu kadar yakınımda olması bana iyi gelmiyordu.

"Ben gelebilirim. Yarın dersim yok." Başımı gökyüzünden Seulgi'ye çevirdim. Gelecek miydi yani? Ben ona bakarken devam etti.

"Benim şimdi gitmem gerekiyor. Yarın görüşürüz o zaman. Tanıştığıma memnun oldum Sehun, Jongin. Seungwan görüşürüz." Ben ismimi ondan duymamın mutluluğunu yaşarken o ilerlemeye başladı. Sehun da arkasından seslendi.

"Seulgi! Hangi binaya gidiyorsun?"

"D bloğuna gidiyorum. Neden?"

"Jonginin de dersi orda sana eşlik etsin." Sehun beni ittirirken sersemledim. Daha önce hiç D bloğuna girmedim bile. Ona yetişip yanına vardığımda Seungwan ve Sehun'a el salladım.

Bir süre hiç konuşmadan ilerledik. Onunla böyle yürümek bile çok güzeldi. Gülümsememi durduramıyordum. Seulgi usulca bir şeyler söyledi. Benimle konuşuyordu.Heyecandan çatlayan sesimle sordum.

"Ne dedin?"

"Dedim ki: mühendislik fakültesinin D bloğunda ders yaptığını bilmiyordum." Sehun'un yalanı ortaya çıkmasın diye bir şeyler uydurmam gerekiyordu.

"Bu ek ders olduğu için. Boş amfi yokmuş." Hem durumu kurtarmış olmanın hem de benimle konuşmaya çalışmasının etkisiyle gülümsemeye başladım.

"Anladım."

"Peki sen hangi kulüptesin?" Hafifçe güldü. Alt dudağı ısırarak usulca söyledi.

"Dans." Tabi ki hangi kulüpte olduğunu biliyordum. Onu dans ederken bile izlemiştim. Ama onun bunu bilmemesi gerekiyordu.

"Öyle mi? Ben de küçükken dans kurslarına gitmiştim." Heyecanla bana döndü.

"Cidden mi? Neden devam etmedin?"

"O sıralar basketbol daha fazla ilgimi çekiyordu."

"Ben de küçükken bale yapıyordum. Uzun süre sonra tekrar başlamak istedim. Vücudum esnekliğini kaybetmiş, biraz zorlanıyorum."

"Belki de ben de bir ara denemeliyim."

"Senin için yorucu olmaz mı? Hem basketbol hem dans?" Gülümseyerek başımı salladım. Onunla böyle konuşmak çok güzeldi.

Ama ne yazık ki D bloğunun önüne gelmiştik.

"Sana iyi dersler. Yarın görüşürüz."

"Sen gelmiyor musun? Dersin bu binada sanıyordum." Kendime vurmak istiyordum. Neden şuradan şuraya gelene kadar unutmuştum?

"Hangi sınıfta olduğumu bilmiyorum, arkadaşımı bekleyeceğim."

"Tamam o zaman. Yarın görüşürüz." Bana gülümseyerek el salladığında düşündüğüm kadar zor olmadığını düşünüyordum. Seulgi erkeklerle pek konuşmazdı. Konuştuğu zaman bir iki kelime, o zaman da asla gülümsemezdi. Bunlardan yola çıkarak ümitlenebilir miydim?

Seulgi'nin binaya girdiğinden emin olduğumda okul çıkışına doğru ilerledim. İki yıl sadece uzaktan bakan biri için bugün Sehun sayesinde çok büyük yol katetmiştim. Yarın için kendimi hazırlamalıydım. Yeni tanışan biri gibi en basit soruları sormam gerekiyordu. Hepsini adım gibi bildiğim halde yaşı, nereli olduğu, hangi bölümde okuduğu gibi sorular sormalıydım. Sahi bana mühendislik fakültesinin D bloğunda ders yapmadığını söyledi. Benim hangi bölümde olduğumu biliyor mu? Benimle ilgileniyor olabilir mi?