Evinin önünde Seulgi'yi beklerken ileride dallarını çiçekler kaplamış ağaca bakıyor ve düşünüyordum. Seulgi'nin bana duygularını açmasının üzerinden iki ay geçmişti. Sanırım bu süre boyunca en mutlu anılarımı biriktirmiştim. Mutluydum. Sevildiğimi hissediyordum.
Seulgi'nin bana dediklerinden sonra geriye dönüp çok düşünmüştüm. Tam bir aptal olmalıydım. Onca mesajı nasıl görememiştim bilmiyorum. Ama kaybettiğimiz zamanları telafi etmek için ikimizin de elinden geleni yaptığımızı biliyorum.
Kapının açılma sesiyle kafamı döndürdüm. Her gün aklımı başımdan alan gülüşüyle bana yanaşıyordu. Yanıma geldiğinde yanağıma ufak bir kelebek öpücük kondurdu.
"Çok mu beklettim?" Başımı sağa sola sallarken kolumu omzuna atıp kendime çektim. Yavaşça yürümeye başlarken sordu. "Nereye gidiyoruz?"
"Bilmem. Nereye gitmek istersin?"
"Sevgilinle buluşuyorsun ve bir planın yok mu yani? Sen eskiden böyle değildin." Kolumun altından çıkarak gülen gözleriyle bana bakıp başını kızıyormuş gibi salladı.
"Kaybettiğimiz bir yılı kapatabilmek için çok uğraştım. Ayrıca seni elimde tutabilmek için de daima yeni şeyler yapmalıyım ama bugün programımızı sana bırakıyorum." Seulgi bana sevgiyle bakarak elimi kavradı. Çiçek açan ağaçlara bakarken bir yandan benimle konuşmaya devam etti.
"Sürekli yeni bir şeyler yapmamıza gerek yok. Sen olduğun sürece" Bir nefes alıp bana baktı. "ne yaptığımız fark etmez. Hiçbir şey yapmasak da olur. Ben sessizliğimizi bile seviyorum. Kütüphaneye ders çalışmak için gittiğimizde seni bana bakarken bile görmek beni mutlu ediyor. Bir bakışın, bir dokunuşun mutlu olmam için yeter.
Hiçbir zaman birini bu kadar sevemeyeceğimi düşünürdüm. Hoşlandığım birileri tabi ki oldu ama bu kadar içime işleyen bir sensin. Geleceğe dair hayaller kurduğum ilk erkeksin. Beni bırakacaksın diye deli gibi korktuğum tek kişisin. Duygularımı pek sık dile getirmediğimi biliyorum ama sen biliyorsun değil mi?" Dolmuş gözleriyle bana baktığında yolun ortasında duraksadım.Gülüp ona sarıldım.
"Niye böyle duygusal bir ortama dönüştürdün şimdi? Seni seviyorum, senin de beni sevdiğini biliyorum. Seni bırakmak konusuna gelirsek, aptal mısın sen? Bu saatten sonra seni beni kovsan bile bırakmam. Beni hayatına almakla hata yaptın. Bir sülük gibi sana yapışacağım. Ve ben dile getirmesem de senin de bilmen gereken bir şey var. Eninde sonunda benim karım olacaksın. Günü geldiğinde güzel bir teklifle kapına dayanacağım. Verebileceğin tek bir cevap var diğerlerini kabul etmiyorum." Seulgi'nin kollarımda olan bedeni gülerken sarsıldı.
"O zaman ben şimdiden çocuklarımızın ismini düşünmeye başlayayım." Seulgi başını kaldırıp bana baktığında önce burnuna sonra da dudağına bir öpücük kondurdum. Çiftlerin saçma bulduğum tüm davranışlarını ben yapmaya başlamıştım. Eskiden olsa 'Burundan öpmek neyin nesi yahu?' derdim. Ama şimdi her yerini ayrı sevmek istiyorum. Bir insanın her bir milimetrekaresi sevilir mi? Ben seviyorum.
Ayrılınca yine elinden tuttum ve yürümeye başladık.
"Aç mısın?"
"Biraz."
"O zaman kızarmış baharatlı tavuk yemeye gidelim." Ben gülümseyerek ona baktığımda gözlerini devirdi."Yine mi?" Yalvarır bakışlarımı gördükten sonra derin bir iç çekti. "Sanırım seninle birlikte tavukları da sevmem gerekiyor." Benim gülüşüme o da eşlik etti.
"Tabi ki harika bir çift olabilmemiz için senin de tavukları en az ben kadar sevmen gerekiyor."
"O tavuklar yüzünden kilo alırsam da beni beğenmemezlik yaparsan bu sözlerini hatırlatacağım.""Zaten çok zayıfsın, birkaç kilodan bir şey olmaz. Ayrıca kilo alırsan seni beğenmem mi sanıyorsun?" Bana 'görürüz' gibisinden bir bakış atıp başını döndürdü.
"Bu arada," Muzip bir şekilde gülüp elimi sıktı. "Babam seninle tanışmak istiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Like I Do - Seulkai
FanficLOVE ME LIKE I DO KANG SEULGİ KİM JONGİN -seulkaiii