KORKAK KALLEŞ!
Gözlerimi yeni bir güne yabancı bir evde başlayarak açtığım ilk sabah. Dün o olaydan sonra hastaneye gidemezdim sonuçta önümde bir mahkeme vardı polisiydi, ifadesiydi bunlarla uğraşıp dikkatleri üzerime çekmemeliydim. Evdeki olacakları bildiğim için eve gitmeye de hiç niyetim yoktu bir sürü soru gereksiz ilgili davranmalar... İlhan ve İhsan yanıma kimseyi bulmadan döndüklerinde eve bu halde gidemeyeceğimi söyledim. İhsan beni arabaya bindirip evine götürürken Koray denilen piçin bu yaptığı kalleşliği yanına bırakmaya hiç niyetim yoktu. Bu arada ortalığı ayağa kaldıran Gizem'i hiç anlatmıyorum.
Yine mi başlıyoruz Aslan? Yine mi? Dünkü olayları kafamda biraz canlandırdıktan sonra kendime geldim.
Yavaşça yattığım yerden doğrularak belimi yastığa yasladım. Kapı çaldığında başımı kapıya doğru döndürürken ağrıyan boynumu sıktım. Galiba boynum tutulmuş, ne zamandan beri yatıyorum kim bilir. Kapıyı çalan her kimse içeri girmedi daha, davet mi bekliyorsun?"Gir"
"Günaydın Aslan oğlum, rahat uyudun mu? Ağrın var mı?"
İhsan'ın annesi kapıdan konuşarak girerken kendimi biraz daha düzelttim. Ihsan bana annem evde olmayacak demişti, galiba yalan söyledi. Ihsan görüşeceğiz seninle.
"Sağ olasın Leyla abla, bir şeyim yoktu zaten ufak bir sıyrık"
"Ufak sıyrığın ayağını kaybetmene sebep olmadığına dua et oğlum"
O kadar kötü olamazdı değil mi? Halen sızlıyordu ama o kadar kötü olamazdı. Koray. Koray.
"Abla benim bir an önce gitmem lazım" diyerek yataktan destek aldım ve ayağa kalktım. Bir an önce okula gidip o şerefsizi bulmam lazım. İlhan ve Ihsan bulamamıştı ama o şimdi kesin okuldadır, okulda olmasa bile takıldığı yeri biliyordum.
"Hayır bir yere gidemezsin!"
Olduğum yerde çivilenmiş gibi kaldım. Bu neydi şimdi.
"Annemler merak etmiştir eve gitmem lazım." Dediğimde biraz yüz hattı gevşedi ve sakin bir tonla "Öyle olsun oğlum" dedi. Yalan söylemek istemezdim ama mecbur kaldım. Benim çevremdeki herkes mi böyle çabuk sinirlenip çabuk siniri geçer ya? 'Acaba seçerek mi bizi aynı yere koydular.' Diye sormuyor değilim
Kapıya doğru sendeler adımlarla giderken iki üç adım sonra yürümemi düzelttim. Ufak bir sıyrık beni yıkamaz. Ceketimi askılıktan aldıktan sonra üzerime giymeden merdivenlerden inip bahçeye doğru ilerledim, İhsan ve Ailesi'de kendilerine göre standart bir şekilde geçiniyorlardı ama evleri çok iyi denilecek kadar güzeldi. Bahçe kapısından çıktıktan sonra arabamın burada olmadığını fark ettim, bir taksi çağırdım. Ayakta durduğum sürece ayağımın sızlaması dahada artıyordu. Taksi geldiğinde hızlıca binip "Akhan Koleji'ne" dedim. Okula doğru giderken Koray'ı bulduğumda neler yapacağımı düşünmeye başladım. Düşünmek beni yoruyordu. Bunları gerçekleştirmek tam aksine zevk verici.
Okula geldiğimizi anladığımda parayı uzattıktan sonra kapıyı açıp taksiden indim. Sendelemeden okul kapısına doğru yürümeye çalıştım. Bir an önce şu okula girip çardağa atmalıyım kendimi! Kapıdaki güvenliğe bir bakış attıktan sonra kapıyı açtı. Tekrar yavaş adımlarla yürümeye başladım. Yürümeye devam ederken çardağın yanında yine aynı yerde oturan Zişan'ı gördüm. Koray'ın dediğine göre madem çok okumak istiyorsun, neden derste değilsin sen ya?
Önüme dönüp yavaş adımlarla devam ederken, beni görüp 'Aslan' diye seslenmişti ama ben cevap vermeyip çardağa doğru yürümeye devam ettim ve pes etmeyip yanıma gelmişti.
Çardağa oturup yüzümü ona doğru çevirdim "Ne istiyorsun ufaklık?""Bak sana ters çıktığım için özür dilerim...." Derken sözünü kestim. Özür dilenmesinden nefret ediyorum, hem ortada onun yüzünden olan bir şey yok. Biz zaten Koray ile ilk göz göze geldiğimiz andan beri anlaşamıyorduk ama bu olay her şeye çok farklı bir açıdan bakılmasına bir sebep. Bir yeni başlangıç. İlk defa böyle bir şeye kalkışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOSYOPAT
Ficção AdolescenteHakim kararı verdiğinde bir süre şaşırmış şekilde baktım, gülümsedim. "Anlamadım, ben şimdi çıkıyormuyum? " "Evet, birdaha ki mahkemelere gelmen şartıyla.. " Hakimin ağzından çıkan kelimeleri tek tek duyduktan sonra yüzüme daha fazla gülümseme yayıl...