DİPNOT: Değerli arkadaşlarım okuduktan sonra beğeni ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Hatalarımı görürseniz seviyeli bir şekilde eleştirip yorumda söyleyebilirsiniz. İyi okumalar... :-)OZAY 'IN SON HAMLESİ
Son zamanlarda bilmediğim yada benden gizli bir şeyler dönüyordu. Durmuş benimle her konuyu paylaşırdı ilk başlarda. Binada olmasam dahi telefon açar ve ne yapmamız gerektiği konusunda fikrini paylaşırdı. Şimdi kendimi bu konuda bir kenara atılmış, işe yaramaz birisi gibi hissediyordum ve bu durum sinirimi alt üst etmeye yetmişti. Kaçış planını tamamlamama rağmen Durmuş a son hamleyi yapmak için bir şeyler düşünmeliydim. Odanın havasızlığı ve karanlığı nefesimi kesmek için üzerime doğru gelmeden kendimi buradan dışarı atmalıydım. Yataktan kalkmak için belli bir mücadele verdikten sonra ayağa kalktım ve kapıya doğru yöneldim. Yavaş ve yorgun adımlarla giderken geride bıraktığım karanlık, cellat gibi yakama yapışmış çekmeye çalışıyordu beni. Kapı kolunu zorda olsa kavramaya çalıştım ama ilk başta başarısız oldum. Bir kaç denemeden sonra kapıyı açtım ve bedenimi dışarı attıktan sonra kapıyı kapattım. Koridorun atmosferi daha iyi gelmiş olacaktı ki rahat nefes alıyordum. Koridorun bir ucundan diğer ucuna gidiyor ve ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Durmuş'un dikkatini çekmeden olaylardan haberdar olmalıydım ama bu nasıl olacaktı.
" Ne olmalı? Düşün. Bir şey olmalı ama ne? . " diye kendi kendime sorular soruyordum ve cevaplarını bulmaya çalışıyordum. Umutsuzluk benimle beraber geliyor ve dürtüyordu.
" Evet " dedim. Aklıma bir plan gelmişti. Bu zamana kadar fazla kullanmadığım üçüncü kattaki odama gidip dinleme cihazını Durmuş'un odasına kimsenin haberi olmadan yerleştirmeliydim. Hızlı tempoyla merdivenlerden çıkarak odama gittim. Kapıya bir kaç adım kala telefonum çaldı. Montun cebinden çıkarıp telefonun ekranına baktım kim arıyor diye. Arayan Durmuş'tu.
Daha fazla bekletmeden açtım;" Alo!!! " dedim kısık bir sesle.
" Birilerinden mi kaçıyorsun Ozay? Nefes nefes kalmış bir halin var sanki. " dedi.
" Hayır. Bu aralar nedense böyleyim. Yorgunluktan olsa gerek. Hayırdır bir sorun mu vardı? " dedim.
" Anladım. Bir konuda yardımına ihtiyacım var. Orada senden başka kimse yapamaz. " dedi.
" konu neydi Durmuş? " diye sordum.
" Mailime gelen bazı gizli dosyaları orada yazılı olan kişilere göndereceksin. Vakit kaybetme. Dosyaların o kişilere hemen ulaşması lazım. " dedi.
" Sen ne zaman geleceksin? " diye farklı bir soru sordum.
" Üç dört saat sonra oradayım." dedi
" Anladım. Bir sorun var sen olmadan kapıdaki korumalar beni içeriye almazlar. " dedim.
" Şimdi onları ararım gerekli talimatları veririm. Bilgisayar giriş şifresi: D4R7M3Ş8. " dedi ve telefonu kapattı.
Kendisinden habersiz olduğum şans yanı başındaydı son zamanlarda. Ne zaman düşüncelerim kör düğüm olsa yardımcı olmuş ve oluyordu da.
Kapıyı açtım ve hiç dokunmadığım kitap raflarına gidip sakladığım dinleme cihazını aldım. Aylarca yerinde duran cihazın üzerini toz kaplamıştı. Çalışıp çalışmadığından emin olmak için kulağıma taktım ve denedim. Teknolojinin en üst seviyesi kullanıldığından kulağımda dikkat çekmiyordu. Aklımda soru işaretleri ile Durmuş'un odasına doğru gittim. Karşımda beliren iri yarı olmasına rağmen gözümü korkutmayan iki koruma, boylarının uzun olmasından dolayı boynunu biraz yere eğerek baktılar bana. Beni içeriye almayacak gibi bir tavırları vardı sanki. Belki de yanılıyordum. Yanlarına yaklaştım ve durumu söyleyecekken önümden bir adım kenara çekilerek yol verdiler ve kapıyı açtılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✏ EZMÂR ✔
حركة (أكشن)Hayallerin gerçeklere yenik düştüğü bir zaman.Bazı yaşamların gizlilik portresi içinde boğulduğu bir durum.Bunlardan habersiz olan bir kadın.Aklı taşıdığı ikizlerinde düğümlenmiş heyecanlı bekleyiş.Kocasını belki de son görüşüydü o gün.Pencere kenar...