DİPNOT:Değerli arkadaşlar romanım 15 Kasım 2015 'te Wattpad e yazılmaya başlanmıştır. Daha bitmemiştir. Zaman buldukça yazmaya çalışıyorum. Sizden ricam beğeni ve yorumlarınızı özellikle eleştirilerinizi bekliyorum. Siz değerli okurların yorumları benim için değerlidir. İyi günler dilerim kendinize iyi davranın.
Romanıma nasıl bir giriş yaparsam dikkat çekerim. Değerli okuyucularımın hoşuna gidecek ve daha ilk paragrafın sonuna geldiğinde müthiş bir roman dedirtecek bir şeyler yazmalıyım :-)... Ama ne yazmalıyım işte?... Dur dur ilham geldi...
Karanlık üzerime karabasan gibi çökmeye çalışırken bir kurtuluş arıyordum. Adımlarımı hızlı ve geniş atmaya çalışsamda dizlerimin bağı çözülmüştü. Bilmediğim karanlık bir el yakamdan tutmuş kendine çekiyordu. Yoldan geçenler beni görmüyordu sanki.....
Olmadı sil sil. Böyle bir başlangıcı bazı okuyucular sevmez. Öyle bir giriş olmalı ki bütün genç okuyucuların dikkatini çekmeli. Şöyle bir giriş yapalım birde....
İlkbahar günüydü. Güneşin kendini göstermeye başladığı vakitte kendimi evden dışarı attım ve sevmediğim o sarı otobüsü beklerken gömleğin eteğini düzeltiyordum. Okul da popüler bir kız olmama rağmen okulun en yakışıklı, geniş omuzlu,saçları hafif dalgalı ve deniz mavisini andıran gözleri olan Jack i kendime çekememiştim. Onun ilgilendiği bir alt sınıfta olan Jennifer dı. Bu sene tek düşmanım ve mücadelem o kız olacak gibiydi...
Yok buda olmadı. Değişik bir şey olmalı. Belki de farklı bir giriş yaparak ilgi çekebilirim. Ne olabilir ki..aklıma geldi...
Hangi yönden düşünürseniz düşünün sıçmış durumdayım.. Bu benim değerlendirmem... Sıçtım...
Bence bunların hepsinin üzerine bir çizik çekelim. İlk cümlelerle farklı görünmeye ilgi çekmeye hiç gerek yok. Gelin biz Ayşe Hatun u anlatmakla başlayalım ve romanın ortalarına doğru nefesinizi yavaş yavaş keselim.
Ayşe Hatun Ne uzun ne kısa orta boylu, bir bayanın psikolojisini bozmayacak derecede hafif kilolu bir kadın. Belki de bu kiloluğu yüklü olmasından kaynaklanıyor hemde ikiz. Başını gümüş rengi simlerle işlenmiş kar gibi beyaz bir eşarp çevrelemişti. Nazarı çeken bakışlar...
Altı ayı bitmiş üç ayın bitmesini heyecanla bekleyen bir kadın...Geleceği hem iple çekiyor hem de planlar yapıyor. Geçmek bilmeyen üç ay.. Zaman durmuş akrep yelkovana ya küsmek üzere ya da küsmüştü. Sabahlar gecenin yolunu dört gözle bekliyor fakat gecenin ayağına prangalar vurulmuştu sanki. Bu durum fazla sürmeden prangalar çözülmüş,akrep ile yelkovan arasında küslük bitmiş ve zaman hızla akıp gidiyordu kaldığı yerden. Düğüm çözülmüştü adeta. Sevinçli bekleyiş sabırsızlıkla yoğrulsa da uzun sürmeyecekti. Bugün ve bundan sonraki akşamlar kör düğümü atmış kapısını kilitlemişti. Her akşam saat 20.00 de kocasının yolunu bekleyerek pencere kenarında hayalleri ile boğuşurdu. Ayşe Hatun son derece sakin ve sessiz odanın pencere kenarında ki kanepeye oturmuş kirpiklerine renkli ince tülünün uçları değerek dışarıyı gözlüyordu. Fazla dayanamadı eliyle tülünün ucunu tutup başının arkasına attı. Saatler ilerledikçe endişe ve telaş evlerine misafir olacakmış gibi kapıyı tıklıyordu gözükmeden. Günler birbirini izlerken Ayşe Hatun sessizliğe ve yalnızlığa yoldaş olacaktı.ŞABAN:
Bugünlük bu kadar çalışma yeter dedim kendime ve saatlerdir mahkum olduğum koltuktan belli bir mücadele verdikten sonra ayağa kalktım. Diz kapaklarım istemsiz şekilde titremeye başladı. Vücudumu taşıyıp taşımama konusunda direniyordu. Beynime hakim olup söz geçirene kadar bu durum devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✏ EZMÂR ✔
AksiHayallerin gerçeklere yenik düştüğü bir zaman.Bazı yaşamların gizlilik portresi içinde boğulduğu bir durum.Bunlardan habersiz olan bir kadın.Aklı taşıdığı ikizlerinde düğümlenmiş heyecanlı bekleyiş.Kocasını belki de son görüşüydü o gün.Pencere kenar...