Zeliha Hanım, o masum bebekteki hilal şeklindeki ufak doğum lekesini görünce kendini kaybetmişti. Bu zamana kadar içinde bir yerlerde beslediği duygularını yeniden canlandırmıştı. Doğum lekesini parmak uçlarıyla okşadı. Bebeğe yaklaşarak kokusunu olabildiğince içine çekti anne yüreğiyle. Yüzünün yanan kısmına bir müddet baktı sessizce. Sonra iki dudağını birleştirip bebeği rahatsız etmeden sevimli bir öpücük kondurdu. Bu durumda yüreği parçalanmıştı ama ne olursa olsun o bir anneydi hem de bebeğini aylarca arayan bir anne...
Sakin bir şekilde uyuyan bebek, göz kapaklarını yavaşçana açtı. Ellerini ve kollarını sağa sola kımıldattıktan sonra tebessüm bir gerilme aşamasına geçti. Neler olup bittiğinden habersiz bir biçimde kendisine gülümseyen ve öpmeye çalışan kadını izledi. Yabancı birisini görmesine ve ya uykudan yeni kalkmasına rağmen ağlamıyordu. Zeliha Hanım gibi o' da gülümsüyordu. Kanı ısınmıştı. O küçücük yaşına rağmen sanki her şeyi biliyordu.
ZELİHA HANIM :
" Allah'ım! Aylardır hasret kaldığım yavruma sonunda kavuştum. " dedim.
Onun yanından ayrılmak istemiyordum ama benim bu odada olduğumu bilmemesi gerekiyordu Kerziban Cadısı'nın. Ayak parmaklarımın üzerine basarak odadan sessizce çıktım. Her şeyi anlatmayı düşünüyordum. Kapıya yaklaştığımda içeriden Kerziban ' nın sesi duyuluyordu. Kapı önünde gizli gizli birilerini dinlemeyi sevmezdim ama hiç olmayan sesler, kulağıma geliyordu. Görmeyecekleri şekilde sırtımı duvara dayayıp öne doğru biraz eğildim...
---------------
- Benim olacaksın Yusuf.
+ Saçmalama. Benden de uzak dur.
- Hep seni hayal ediyorum.
+ Ben eşimi seviyorum. ( Yanından uzaklaşıp pencere kenarına gittim.)
- Sizi mahallede barındırtmam. Aklını başına al. ( Yusuf'un yanına yaklaşacakken)
+ Elinden geleni ardına koyma. Yakında gerçek yüzün elbet ortaya çıkacak.( Ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm)
----------------
Zeliha Hanım, duydukları karşısında ne yapacağını, nasıl davranacağını şaşırmıştı. Hayatı boyunca ilk defa böyle bir konuya şahit olmuştu. Kerziban ' nın kötü birisi olduğunu biliyordu ama bu kadarını beklememişti.
Bedeninden soğuk soğuk terler boşalıyordu. Kilitlenmişti adeta. Aklındaki düşünceleri bir çırpıda yok olmuştu.
---------------
Yusuf'un kapıya yaklaştığını hissedebiliyordum. Kısa bir sürede kendime gelmem imkansızdı. Bir adım atar atmaz karşımda Yusuf belirdi.
+ Zeliha, iyi misin?
- İyiyim. Neden kalktın?
+ Fazla oturmanın bi anlamı yok. Bebeği sonra görürsün. Ama sen iyi görün müyorsun.
- Tansiyonum düştü galiba. Ama geçer. Sen nasıl istersen Yusuf.
Ayakta duracak dermanımın olmadığını fark eden Yusuf Abi, koluma girip yardımcı olmaya çalıştı. Bir kaç adımdan sonra başımın dolanması gitmişti.
Mutfaktan koşarak gelen çocuklar, eteğime yapışarak: " Teyze gitme. Seni çok sevdik. " diyorlardı. Hele o parmağına pansuman yaptığım çocuk, gözlerini bana dikmiş ağlıyordu eteğime yapışarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✏ EZMÂR ✔
AcciónHayallerin gerçeklere yenik düştüğü bir zaman.Bazı yaşamların gizlilik portresi içinde boğulduğu bir durum.Bunlardan habersiz olan bir kadın.Aklı taşıdığı ikizlerinde düğümlenmiş heyecanlı bekleyiş.Kocasını belki de son görüşüydü o gün.Pencere kenar...