Arkadaşlar bazı nedenlerden dolayı diğer bölüm uzun bir süre gelmeyebilir. Malum bir de 9. sınıfın zorluğu. Bu bölümü uzun tutarak gidermeye çalıştım. Kusura bakmayın.
Telefondan yazıyorum yazım hataları olabilir.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Emeklerimin karşılığını görmek beni mutlu ediyor.
Yazarınızın doğum günü:) Her sey icin tesekkur ederim.Ayrılık gibi oldu:) Çok konustum:)İYİ OKUMALAR...
Dışarıdan gelen uğultularla göz kapaklarımı açmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Ağzımda garip bir tat vardı. Sanki ölürcesine kusmuşum daha sonra su tutmuşum ama hâla etkisi olan bir tat vardı.
Ve başımda inanılmaz bir ağrı vardı. Baş ağrısı çekiyordum ama bu hasta olunca ki gibi değildi. Ateşim çıkmamıştı. Dudaklarım kurumuştu. Dilimle dudaklarimı yavaş hareketlerle ıslattım. Gözlerim ise açıklamamakta ısrarlıydı. Birbirine yapıştırılmış hiç açılmayacakmis gibi.
Uğultular git gide yok oluyordu ama ayak seslerinden gelenin buraya doğru geldiği anlaşılıyordu. Gözlerim uhunun etkisi gitmiş gibi yavaş yavaş aralaniyordu. İlk önüme çıkan ise bulanık bir adamdı. Gözlerimi açıp kapadim. Bulaniklik gitmiş esmer, mavi gözlü, 20-25 yaşlarında bir adam gözlerimin önüne gelmişti. Adam bir cocukmuşum gibi yavaş yavaş yanıma yaklaştı ve elimden tuttu. Adamı tanımaya çalışıyordum ama çıkaramıyorum. Beynimi zorladikca başım daha fazla agriyordu.
Etrafa göz gezdirdigimde buranın bir hastahane odası olduğu anlaşılıyordu. Beyaz duvarlar, serum, adlarını bilmediğim cihazlar, koltuk ve disariyi gösteren bir adet pencere. Ben buraya ne zaman gelmiştim? Ne için gelmiştim?
-"Buke, iyi misin güzelim? "adam beklentiyle sormuştu ama benim ağzımı aralayacak pek fazla gücüm yoktu. Sağ elindeki parmakları hafif oynatarak aciyip acimadigini kontrol ettim. Elimi kaldırarak ağrıyan başıma götürdüm. Kafam bandaj gibi şeylerle sarılmıştı. Neler olduğunu hatirlamiyordum. Bu normal miydi?
-"Su. "ağzımdan bu kelimeler zorlukla çıkmıştı. Adam cevabimı beklemiyormus gibi kaşları catildi. Yüzüne dikkatli baktığımda ise kaşının yanında kalın, uzun bir yara vardı. Dudağının kenarında ise beş kuruş bozuk paradan biraz daha küçük bir yara vardı. Böyle baktığımı görünce kaşları anlamış gibi catilmis halinden çıktı. Masanın üzerinde duran bardağı eline alarak surahiden su koydu. Suyu bana uzattı. Yattığım yerden hafif doğruldum. Adamın sağ eli sarılıydı benim ise koluma serum bağlanmıştı. Su boğazından tüm ferahlığıyla inerken ağzındaki kuruluk ve o tat gitmişti. Sudan birkaç yudum alarak bardağı geri verdim.
-"Buke, beni hatırlıyor musun? "
-"Hayır, hatırlamam mı gerekiyor? "
-"Tamam. Bak şimdi sen bir kaza-"derken odanın kapısı açıldı. İçeri 40'lı yaşlarında bir doktor girdi. Hafif gülümseyerek:
-"Bugün nasıl hissediyorsun kızım? "böyle sıcakkanlı olması biraz rahatlamamı sağlamıştı. Yanımdaki adam yakışıklı ve oldukça yakışıklı bir adam.
-"İyiyim. Ne oldu bana? "
-"Bir kaza geçirdin. Pek fazla hasarınız yok. Yani vücud olarak. Eşiniz daha hafif yaralanmış. Sende öyle ama geçici bir hafıza kaybı geçiriyorsun. Yani bir iki yıl öncesini veya daha uzun bir süre öncesini hatirlamiyorsun. "dedi elindeki dosyalara bakarak. Ne yani ben bu adamla evlimiyim? Böyle birşey olması imkansız gibi bir şey.
-"Şimdi sana birkaç soru soracağım? "başımı hafif sallayarak doktoru onayladım.
-"Hangi yıl ve mevsimdeyiz? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUKE(TÖRE)
General FictionBUKE 20 YAŞINA KADARERKEK GİBİ YETİŞMİŞ ASİ HIRÇIN İNATÇI BİR KIZ.TÖRENİN BARIŞ BERDELİ KARARIYLA BABASINI ÇİĞNEYEREK ANKARYA HEM OKUMAYA HEMDE YENİ HAYAT KURMAK İÇİN GİTMEK İSTER AMA BARAN TÖRELERİ BİLDİĞİ İÇİN BUKEYİ ZORLA MARDİNE GETİRİP EVLENİR...