-''Ve sen bunu anlamaycak kadar salaksın.''diyerek arkamı döndüm.
Şaşkına dönmüştü. Bunu beklemiyordu sanırım. Hızlı hızlı yürüyerek üstüme geçirdiğim bir şeyle -uzun bir hırka idi sanırım-evden çıktım.Bir an önce buradan uzaklaşmak ve kimsenin beni bulmamasını istiyordum.Kısacası yalnız kalmak istiyorum.
Adımlarımı hızlandırdım. Etrafıma bakındım. Labirent gibi bir sokaktaydım .Arkama baktım.Peşimden gelmiyordu.Galiba şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı beyni.Tekrar etrafıma bakındım.Tek kelimeyle karmaşanın ortasında idim.Hay ben bu aklıma!Ne yapacağım ben şimdi.Zihnim bozuk bir plak gibi çalışıyor.Aynı fikirler yenilenmeden beynimde yerini tekrar kazanıyor.Yavaş yavaş kaplumbağa hızında yürümeye devam ettim.Sağ tarafa döndüm.Çocuklar etrafta koşuşturarak oyun oynuyordu.Çocukları inceleyerek yolu bitirip tekrar sağa döndüm. Dönmem ile kıza çarpmam bir oldu.Tek bir noktaya daldığımı o an fark ettim.''Pardon.''diyerek yürümeye devam edecekken aklıma buralarda oturabileceğim bir yerler olup olmadığını sorabileceğim geldi.Kızın yüzüne bakıp;
-''Buralarda oturabileceğim bir yerler var mı? Biliyor musun?'' kız ince sesi ile;
-''Evet, ileride sahil var.''dedi gülümseyerek. Bende gülümseyerek karşılık verdim. Yoluma devam ettim.
Rüzgar hafif hafif esiyordu. Güneş tepede idi ama yakmıyordu insanı .Hava tam istediğim gibiydi.Şuan hiçbir şey düşünmek istemiyordum.Sadece anı yaşamayı,anın tadını çıkarmayı istiyordum.Sorunlarımı ise biraz erteleyebilirdim.
Ayaklarım beni bir kukla gibi yürütüyordu. Biraz daha yürüdükten sonra sahil gözükmeye başladı.O kadar çok kalabalık değildi.Yeşil alanların arasından geçen taşlı yollar yapılmıştı.Yeşil çimlerin bitiminde taşlar ,üstünde ise belirli aralıklarla dizilmiş kahverengi banklar,bankların biraz önünde ise tahtadan iskeleye benzer bir şey vardı ama denizin değil kumların üstünde idi.İskeleye doğru ilerledim ve kumlar doğru inen merdivenlerine oturdum.
Buradan Mardin'e gitsem? Peki, Baran gelmeyecek miydi? Gelse ona nasıl davranmalıydım? Aklımda binbir türlü soru var ama bu aklım işe yarayacağı zaman yok oluyor sanki.Tıpkı bir şeyi aradığında bulamadığın, aramadığında bulduğun gibi.
Söylemese miydim? Bir çıkmaza çıkmaktan iyiydi sanki. Beni dolambaçlar oynayarak kandırmamalıydı. Bir dönme dolap gibi döndürmüştü beni.
Bir yandan da söylemekle iyi yaptım sanki. İçimdeki bir şeyi en azından kelimelere dökebilmiştim.
Burada daha fazla zaman kaybetmemeliydim. Mardin'e gitmeli, nereye gideceğime orada karar verebilirdim. Baran'a ise kırgınlığımı ondan uzak durarak belli etmeliydim. Şimdi bunları işleve dökmeliydim.
Yola çıkmak için yerimden kalktım. Banklarda oturan birkaç kişi vardı. Oturanların neredeyse hepsi yaşlıydı. Yaşlı bir teyzenin yanına yavaş adımlarla yaklaşıp;
-''Merhaba.''sesim biraz hırıltılı ve sessiz çıkmıştı.
-''Merhaba?''dedi soru sorar bir ses tonu ile. Teyze dominant ve soğuk davranan tiplerdendi sarırım.En iyisi sorumu sorup gitmek olacaktı.
-''Buralarda banka ve şehirler arası otobüslerin kalktığı bir yer nerede bulabilirim?''
-''Pek bilmiyorum fakat 15 dakikalık bir yürüme mesafesinde banka var. Bankadakilere otobüslerin nereden kalktığını sorabilirsin.''
Allah'ım ya sanki ben sen söylemesen oradakilere sormayı akıl edemeyeceğimi. İçimdeki kocaman göz devirme isteğimi bir köşeye bırakıp;
-''Peki, teşekkürler.''
-''Önemli değil.''
Bir an önce buradan gitmek istiyordum ve adımlarımı kaplumbağa hızından biraz daha hızlı olacak şekilde terfi ettirdim. Bankaya bir an önce gitmeli, parayı çekmeli ve üstüme doğru düzgün bir şeyler almalıydım. Sanki evimin altına ekmekçi varmış da ekmek almaya çıkmışım gibi ama tek fark ben normaldende beter halde idim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUKE(TÖRE)
General FictionBUKE 20 YAŞINA KADARERKEK GİBİ YETİŞMİŞ ASİ HIRÇIN İNATÇI BİR KIZ.TÖRENİN BARIŞ BERDELİ KARARIYLA BABASINI ÇİĞNEYEREK ANKARYA HEM OKUMAYA HEMDE YENİ HAYAT KURMAK İÇİN GİTMEK İSTER AMA BARAN TÖRELERİ BİLDİĞİ İÇİN BUKEYİ ZORLA MARDİNE GETİRİP EVLENİR...