İyi okumalar..
Medya: Öykü'nün piercingli hali.
■■■
Dersin vampir eğitimi olduğunu öğrendiğimde yaşam sevincim yerine gelmişti. Masal'la beraber soyunma odasına indik. Bilekleri lasitkli siyah bi eşortmanla siyah düz salaş tişörtümü giydim. Saçımı yukardan sıkı at kuyruğu yaptığımda güzel görünüyodum. Spor ayakkabılarımıda giydikten sonra Masal'a döndüm. Oda giyinmişti. Beraber çıktığımızda yandan Emre'lerde çıkmıştı.
Ders zilinin çalmasıyla spor salonuna girdik. Karışık sıraya girip hocayı beklemeye başladık. Hoca geldiğinde salak saçma gülümsüyodu. Erkek olduğundan bu salak gülümsemesine anlam verememiştim. "Meraba arkadaşlar. Yoklamadan sonra dersimize başlicaz." Hepimiz başımızla onayladığımızda 4 ümüzü süzdü. "Siz yenisiniz galiba" dediğinde başımızla onayladık. Yüzündeki gülümseme gitmişti. "Bi adım ileri gelin ve kendinizi tanıtın." Göz devirdim. Ne yani dünden beri her hocaya yapmak zorundamıyız ya. Masal ve Mert kendini tanıttıktan sonra Emre daldı. "Ben Emre Elçi. 18 yaşındayım ve melezim." Hoca başıyla onayladığında bende kendimi tanıttım. "Aynı şekilde 18 yaşında ve melezim" dediğimde hoca yine onayladı. "Sizin adınızı duymuştum" dediğinde içimden 'normaldir yani o kadar olay çıkardık ki şu 2 günde' desemde dışımdan bakmakla yetiniyodum.
İçeri bi hoca daha girdi. Oda adamdı ama yaşlıydı. Hocanın yanına geçtiğinde direk başını tutmaya başladı. "Arkadaşlar bu enerjinizi ve gücünüzü hisleriyle okuyabilen ve hissedebilen birisi. Oda bizim yardımcı hocamız olucak." Hepimiz ona kitlendiğimizde adam gözlerinide yumdu. "Burda çok güçlü bi enerji var. Büyük bi güç. Fazlasıyla büyük. Ama kimden geliyo bilmiyorum. Okuldaki bütün vampirleri toplasak bu kadar büyük bi enerji ve güç elde edemeyiz sanırım."
Göz devirdim. Derse başlicak heralde bugün.
Bi tane makinayı getirdiklerinde garip garip bakıyodum. "Bu güç ölçer. Buraya vurucaksınız ve bizde sizi gücünüze göre değerlendirip sıralicaz. Haftanın sonuna kadar sıranın başına geçen yada başında kalan olursa okulda tören yapılıp madalya vericek ve turnuvalara katılıcak." Onayladığımızda sıraya geçtik. En arkada olmayı planlıyodum. Tabi benim arkamada Emre geçince iş bozuldu. Omuz silkip boşverdim.
Herkes makineye vuruyo ve orda yazan dereceleri hocalarda yazıyodu. Sıra bana geldiğinde hoca gözlerimin içine baktı. "Tüm gücünüzle vurun." Omuz silktim. "Peki."
Geri çekilip sertçe yumruğumu makineye geçirdiğimde makine yerinden çıkıp duvara yapışmıştı. Derece yerinde çarpılar olduğunu gördüğümde alt dudağımı dişleyip hocaya döndüm. "Iı şey. Afedersiniz." Herkes bana bakarken hocanında ağzı açılmıştı. Kendine geldiin boğazını temizledi. "Önemli değil çok başarılı bi vuruştu tebrikler."
Tebessüm edip kenara geçtim. Hoca yeni makineyi getirdiğinde sıra Emre'deydi. Aynı şekilde sertçe vurduğunda makina hem yerinden çıkıp duvara yapışmış , hemde duvarı içine göçertmişti. Hoca yine ağzı açık bakarken Emre omuz silkip yanıma geldi. "Öküz gibi vurdun." Bana alaycı bakışlarını yöneltti. "Sanki sen çok hafif vurdun ya." Omuz silktim.
¤¤¤¤¤¤¤
"Öykü ve Emre'yi ölçemediğimiz için ikiside birincilikte yer alıyo."
¤¤¤¤¤¤¤
Öğle tenefüsünde aşağıya inip kanlarımızı içmiş arkamıza yaslanıyoduk. Yanımıza Masal koşa koşa geldiğinde dikleşip ona bakmaya başladık. "Mert. Mert'i bulamıyorum! Kurtların tarafına geçicekti en son!" Emre aniden ayağa kalktığında bende kalktım. Koşarak okulun duvarına geldik. Duvardan zıplayıp öbür tarafa geçtiğimizde bahçedekiler bize bakıyodu. Emre önden hızlı hızlı giderken ben onun arkasında Masal'ın elini bırakmadan ilerliyodum. Ee sonuçta sıradan bi vampir. Onu yerler burda.