Multimedya Bartın
Bartınım da Bartınım... Hüzünlü kekim.
İyi Okumalar. Yorum yapmayı unutmayın. 🌸
1 Hafta Sonra
Denizin ortasında yapayalnız küçük mavi balık...
Kuş onun için vazgeçtiğinde, kahrolsa kalbi... Deniz sürüklemiştir sevdiğini. O günden sonra sonra sevdiği kuşu bir daha görememenin etkisiyle balık durmadan ağlasa. Öyle ağlamak ki, kendi gözyaşında boğulacak kadar, öyle ki herkesi kendi gözyaşıyla hapsedecek kadar.
Onu hala sevdiğini gökyüzüne nasıl haykıracak? Gökyüzüne aşkını anlatamayacağı için yine ağlasa. Kuşun onun için öldüğünü bildiği için tekrar ağlasa. Ağlasa ağlasa ağlasa. Ağlamaktan konuşmayı unutsa. Sesi çıkmayan bir balık aşkını artık nasıl duyuracak? Denizler artık balığın gözyaşıyla dolup taştı ve adını gözyaşı değil, deniz aldı.
Adını deniz alan gözyaşı artık balığı kendine tutsam etse ve bir yere gidemeyeceğini söylese. Şimdi balık sevdiğini nasıl arayacak? Hapsolmuştur zaten kendi gözyaşlarının içinde.
Lakin balık pes etmeyip, arada denizin üstünden gökyüzüne zıplayabildiği kadar zıplasa. Gökyüzüne, kuşu ne kadar çok sevdiğini söyleyebilmek için.
Hüzünlü, mavi küçük balık... Sen üzülme.
Bunları düşünmeyi bıraktım ve erkenden üstümü giyinip, kahvaltı hazır olana kadar hastalığımın tedavi yöntemlerini araştırmaya çalıştım. Lakin bu hastalığın, milyonda 1 görüldüğünü ve bilim insanlarının tedavisini bulmaya çalıştıklarını öğrenince, kalbimde sancılar hissetmiştim. Artık emindim. Bu çıkmaz bir sokaktı.
Geriye kalan zamanımı sevdiğim insanlarla geçirecektim ve onlara benimle ilgili güzel anılar bırakacaktım. Yani anneme...
Parfüm sıktım ve mutfağa annemin yanına geçtim. "Güzelliğim" dedim anneme bakarak, "Seni iş çıkışı güzel bir yemeğe çıkaracağım"
Hayatım boyunca işe girersem, annemi yemeğe çıkaracağım diye düşünüp dururdum. Alınan maaşla anneyi yemeğe getirmek ayrı bir gurur verirdi. Ve eminim ki her evlat, annesini ilk maaşıyla yemeğe getirmenin hayalini kurar.
Ben o hayali, bu akşam gerçekleştirecektim. Gerçi daha ay dolmamıştı ama içeriden avans alıp, annemi yemeğe çıkarma mutluluğuna daha erken kavuşacaktım.
"Paran gitmesin oğlum" dedi her anne gibi. Anneler evlatlarına hiç kıyamazdı.
"Ya bu güzelliğe feda olsun. Bu akşam gidiyoruz, seni almaya geleceğim." dedim ve hazırladığı kahvaltı masasına oturup, kahvaltımı yaptıktan sonra holdinge doğru yola çıktım. Çünkü bugün Fuat Bey'den örnek almaya çalışacaktım.
Holdinge vardığımda, Kaya'yı gördüm. Cevdet Beyle konuşup, kendi mesleğine uygun bir iş ayarlar mısınız diye rica etmiştim. Beni kırmayıp kabul etmişti ve ona bir iş ayarlamıştı. 1 hafta boyunca çıkışları beraber eve geçiyorduk.
"Günaydın Bartın" dedi samimice gülümseyerek. Sonrasında işine başlamak için kendi bölgesine geçti. Bende ona karşılık verdikten sonra, yukarı kata çıkıp yerime geçtim ve işime başladım. Cevdet Bey, odasına geçmek için içeri girdiğinde ayağa kalktım ve "Günaydın efendim" dedim. Odasına girerken peşinden gidip, bugün yapacağı işlerini hatırlattım ve kahvesini getirmek için aşağı indim. Bu sefer filtre kahve istediği için bir kupa alıp, kahve makinasının yanına geldiğimde, Bahar'ın da kahve aldığını görünce biraz ilerisinde kahvesini almasını bekledim. Kahvesini alıp arkasını döndüğünde bir anda beni görünce şaşkınlığa uğramıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bana Bırakma
Teen FictionÖlümüne 5 ay kalan bir adama aşık olur muydunuz? Hemde fazlasıyla. O sevdi. Çok sevdi, hep sevdi. "İnsan rüzgar esecek diye 40 yıl bir pencerenin önünde beklermiş. Ben seni 40 yıl da beklerim." "Ama ben dönmeyeceğim Bahar " "Öyle ya, bende gelmeye...