"Bartın uyan"
"Oğlum işe geç kalacaksın."
Annemin sesine uyanmıştım. Yorgunluktan alarmın sesini bile duymamıştım. Miray'ın arabasında bir anda uyuyakalmıştım. Normal de evim dışında kolay kolay bir yerde uyayamam ama arabada nasıl hemen uyuduğumu anlamamıştım. Ne kadar uyuduğumu bile bilmiyordum. Miray beni uyandırdığında, saate hiç bakmamıştım.
Yataktan doğruldum ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü giyinmek için tekrar odama geçtim. Dolabı açıp, giymek için birkaç bir şey aldım ve giyinmeye başladım. Zorla üstümü giyiniyordum, hala uykum vardı. Saatlerce uyumak istiyordum, sanki öyle geçer gibiydi.
Zorla üstümü giyinmiş ve kahvaltı yapmadan evden çıkmıştım. Holdinge vardığımda, gözlerim direkt Bahar'ı aramıştı. Onu görmeden günüm sanki güzelleşmiyor gibiydi. Bir yandan onu düşünüyor bir yandan da koluna çizikler attığı adamın kolunun nasıl resmini çekeceğimiz düşünüyordum. Bir yolunu bulup o adamın kolunun resmini çekip o numaraya atmalıydım. Anneme ya da Bahar'a zarar vermesini istemiyordum. Bir şekilde o resmi çekecektim.
Masama geçip, montumu çıkardım ve Cevdet Bey'in kahvesini almak için mutfağa geçeceğim sıra da Bahar'ın içeri girdiğini görünce duraksadım ve yanına gidip, "Günaydın Bahar" dedim gülümseyerek.
Hiçbir şey söylemeden masasına geçti ve montunu çıkartıp sanki ona günaydın dememişim gibi beni görmezden geldi. "Dün çok güzeldi" dedim mutlu olduğumu belli etmeye çalışarak.
"Bir de yüzüme mi söylüyorsun insan biraz utanır" dedi sinirle.
"Neden utanayım Bahar. Sence de güzel değil miydi?"
"Bilmiyorum. Onu Miray hanımla sana sormak lazım" dedi iğneleyici bir şekilde.
"Anlamadım, ne alaka?"
Telefonu eline aldı ve bir resme tıklayıp telefonu bana doğru döndürdü. Resimde Miray, benim göğsüme kafasını yaslamıştı. Gayet mutlu görünüyordu.
"Bu resimden haberim yok Bahar"
"Uzatma Bartın, mesainin başlamasına az kaldı masana git." dedi azarlıyıcı bir şekilde.
"Bahar resimde benim yüzümün yarısı görünüyor dikkatli bak. Orada uyuyordum"
"Aynen hatta içeceğine uyku ilacı kattı"
"Evet galiba uyku ilacı kattı" dedim panikle.
"Başka yalan bulamadın mı?"
"Bahar sana neden yalan söyleyeyim ki? Dün kahve getirdi, onu içtikten sonra uykum geldi. Gözlerim kapandı zaten hemen" dedim onu inandırmaya çalışarak. "İnanmıyor musun bana?"
Biraz düşündü ve gözlerimin içine bakarak, "İnanmıyorum" dedi. O kelimeyi duyduğum an hiçbir şey söylemeden yanından uzaklaştım.
Miray hanımı bulup onu konuşturmam lazımdı. Ama öncesinde Cevdet Bey'in kahvesini almam gerekiyordu. Kahvesini aldıktan sonra Miray'ın yanına gidip onu konuşturmaya çalışacağım.
Hızlıca mutfağa inip kahvesini aldıktan sonra Cevdet Bey'e teslim ettim ve odasından çıkıp holdingte Miray'ı aramaya başladım. En sonunda birine sormaya karar verdim.
"Miray hanımı gördün mü?"
"Lobide gördüm biraz önce kahve içiyordu" deyince teşekkür edip hızlıca lobiye doğru indim.
Lobide koltukta oturmuş kahvesini içiyordu. Ona doğru geldiğimi görünce ayağa kalkmış ve gülümsemeye başlamıştı. "Bartıncığım" deyip omzuma dokundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Bana Bırakma
Novela JuvenilÖlümüne 5 ay kalan bir adama aşık olur muydunuz? Hemde fazlasıyla. O sevdi. Çok sevdi, hep sevdi. "İnsan rüzgar esecek diye 40 yıl bir pencerenin önünde beklermiş. Ben seni 40 yıl da beklerim." "Ama ben dönmeyeceğim Bahar " "Öyle ya, bende gelmeye...