SM/7.bölüm

5.3K 297 23
                                    

Bölüm şarkısı

• • •

Birdy - The a team

Az sonra Emily yanıma gelecek. Her ne kadar artık ağlamasam da , içimde hala bir kargaşa var. Ben sustum ama evede çok gürültülü denemezdi. Ses seda yoktu. Sanki herkes neyi var neyi yok toplamış gitmiş gibiydi. Bu sessizliğin huzur mu vereceğini, yoksa kötü bir şeylerin başlangıcı mı olacağını bilmiyorum. Umarım huzur çıkar..

Yavaşça kapımın kilidini açtım. Daha sonrada kapıyı. Josepht kapıdaydı ve kafasını duvara yaslamıştı. Benim kapıyı açtığımı duyunca hızla ayağa kalktı. Fakat şu anda onu dinleyecek halde değilim.

"Bak Bonnie her ne duydu-"

"Kapa çeneni Josepht ! Kapa çeneni , kapa!

Uzun süre gözlerimi gözlerinden ayırmayarak kızgın bakışlarımı ona savurdum ve lavaboya doğru ilerledim. Belki , bi ihtimal duş iyi gelir diye küvete girdim. Suyu ayarlamaya çalıştım. Ama ilk açtığımda buz gibiydi, ve ben titriyordum. Suyu ayarladıktan sonra , kafamı ellerimin arasına aldım ve bacaklarımı da kendime çektim.

En iyi anlaştığım kişi düşüncelerim olsa gerek. Susuyo , canımı yakmıyo , sessizce beni dinliyo..

Kapıya vurulmasıyla beraber bende yavaşça düşüncelerimden sıyrıldım.

"Bonnie , seni odanda bekliyorum bitanem. Çabuk çık."

Hızlıca suyu kapatıp havluyu üzerime sardım. Hızlı adımlarla odama gittim. Odanın kapısını hızlıca açıp sertçe kapadım. Emily artık her ne düşünüyorsa , ben kapıyı kapayınca yerinden sıçradı.

Kısılmış cırtlak sesimle ,ağzımdan çıkan yarım yamalak bir şekilde

"Hoşgeldin." Dedim

"Her şeyi en baştan hiçbirşeyi atlamadan ne oldu ne bitti kim kime ne dedi saniye saniye ne yaşandığını hemen şimdi anlatıyorsun Bonnie."

Yaşananlar gözümün önünden âdeta bir film gibi geçti. Bir anda yüzüm düştü.

"Bu Josepht.. İşte hani beni takip eden şu son günlerde hayatımdaki saçma gelişmeleri biliyosun. Melezlik , Josepht. Ama her geçen gün ben daha da yıkılıyorum. O lanet olacısa kadın. Annem."

"Bayan Marie mi?"

"O şeytanın adını ağzına alma.. Üveymiş. Yani gerçek annem falan değilmiş. Yıllarca bana oyun oynamış."

Derin bir nefes üfleyerek devam ettim.

"Dahası var. Josepht , o benim , a-abimmiş. Öz abim."

"Ama öyle düşünme. Bayan Marie çok iyi bir kadın. Mutlaka böyle yapmasının bir sebebi vardır. Tamam, belki düşününce çok saçma gelebiliyor ama yinede bi onları dinle derim. Belki açıklaması seni birbirinize daha çok bağlar."

"Sanmıyorum. Sanmıyorum içimdeki nefretin bir daha geçebileceğini. Nedeni her ne olursa olsun. Sanmıyorum.."

Yine ve yine gözlerimden düşen damlaları durduramadım. Bir süre sonra, kendimi Emily'nin kollarının arasında buldum. Bana sıkıca sarıldı. Hatta öyle sıkı sarıldı ki, sanki bırakırsa dünyanın sonu gelecekmiş gibi. Daha sonra aklına sonradan dank etmiş olacak ki abi olayını gözler önüne serdi.

"Peki ya abin ? Neden saklamış senden bunca zaman abin olduğunu ?"

"Bilmiyorum. Şu hafta çok canım yandı Bonnie. Herkes benden bir şeyler saklıyor. Ben kendimin sır küpü olduğunu falan sanardım. Şimdiyse, şimdiyse tüm hayatım yalan. Tüm güvendiklerim güvenimi sarstı. Neye ya da kime güveneceğimi şaşırdım."

Uzun süre sessiz kaldıktan sonra
Emily'e biraz yalnız kalmak istediğimi söyleyip onu uğurladım. Bu söylediğimden dolayı Emily'de biraz alınmış olabilir, ama olsun. O da benim canımı zamanımda çok yaktı. Her ne kadar kötü günlerimde yanımda olsada.. Her neyse, sonunda tabiki o da hatasını anlayacaktır.

Bi sinirle yanıma bir kaç miktar para alıp hızlıca evden ayrıldım. Yanımızda olan uçsuz bucaksız ormana bodoslama daldım. Sanki şu koskoca ormanda para kullanacağım bir yer varmışcasına..

Buraya her zaman gelmek istemişimdir. Fakat her zaman korkuma yenik düşüp bir türlü gelemedim.
Etrafa baktım ve içimi bir korku kapladı. Çünkü salak ben tam anlamıyla kaybolmuştum. Şimdi gerçekten ilk defa korkumun sebebini anladım.

Evet ! Size bir kötü haberim daha var. Telefon çekmiyo ve şarzım %7.. Belki yürürsem daha çok kaybolurum diye sırtımı bir ağaca dayayıp yere oturdum. Bir süre dinlenmeye ihtiyacım var. Böylece içimdeki korku süreyle beraber daha da azalır.

"Hey senin bu uçsuz bucaksız ormanda , hemde tek başına ne işin var?"

Kalın erkek sesiyle ve kahkahayla uyanmam bir oldu. Ben hala ormandayım ve uyuya kalmışım lanet olsun. Bir de başımda tam 3 tane erkek var. İstemsizce ellerimin titremesini durduramadım. Hızlıca ayağa kalkıp , nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım.

"Aah! Ama olmaz böyle güzellik. Nereye gittiğini biliyo musun ? Bu ne özgüven böyle."

Aklımı mı okuyo bu lanet olasıcalar. Tabikide onlara hiç cevap vermeden yürümeye devam ettim.

Ardından pat ! Küt ! Bum ! Sesler kesildi. Birden bir el omzumdan tutarak beni kendine çevirerek yerimden sıçramama sebep oldu.

"Bırak beni lanet olasıca!"

Ah ? Bu Josepht. Onun geleceğine sevineceğimi hiç düşünmemiştim. Hemde bugün..

"Ne işin var senin bu ormanda ! Hemde tek başına ! Ne yaptığını sanıyordun dümdüz yürüyerek ? Arkanda bir grup erkek vampir sürüsü, ayrıca backer sürüsünden bir grup!"

"Backer" derken çok bastırarak , ve sesini daha çok yükselterek söylemişti.

"Ya ne var sanki ! Ben nereye gittiğimi biliyorum!"

*yalan*

"Hem onlar bana senden çok daha iyi davrandı tamam mı ?!"

*yalan*

"Hem nerden çıktın sen ! Beni mi takip ediyodun ?"

"Seni takip etmedim. Yaklaşık 2 buçuk saattir evde yoktun. Vampir içgüdülerimi harakete geçiren sensin bayan melez!"

"Madem geldin. Madem seninle durmaktan başka çarem yok. Hazır etraftada kimse yokken. Anlat o zaman. Ben hala melez falan anlamadım. Ben kimseyi öldürmedim ya da kimse tarafından ısırılmadım ki ! Nereden geçti bu melezlik bana ?"

"Genetik. Büyük babamız Tyler Took'dan geçme. Tyler 900 yıl önce bir vampir avcısı olarak yetiştirilmişti. Fakat bir vampir tarafından ısırılınca kendi canına kıyamadı. Tam 123 yıl boyunca soyumuzun utanç kaynağı olarak bilindi. Bu zaman içinde kendini bayağı geliştirmiş olacak ki , ya da duygularını kapatmış olmalı ki , adının vampir avcısı Tyler'dan , vampir avcısı avcısı Tyler'a geçiş yaptı. "

Ve ben yine konuyla ilgisiz bir şeyle cümlemi ortaya serdim.

"Ben üşüdüm."

Son Melez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin