SM/17.bölüm

1.7K 107 29
                                    

Gözlerimi açmaya çalışarak bana bakan güneşi hiç te hoş olmayan bir biçimde selamladım. Ardından perdeleri kapatarak yatağıma geri döndüm. Daha doğrusu, Joseph'in yatağına. Emily ve Jack'de bugün kamp evinde kaldığından, Dennis ve Joseph koltuklarda, ben Joseph'in yatağında, Emily ve Jack'te Dennis'in yatağında yatmıştı.

Sıcak havalardan bunalan bacaklarım için yatarken giydiğim şortu çıkararak eşofmanımı giydim. Yarım tişörtüyse hem üşendiğimden hemde hoş durduğundan çıkarmayarak odadan çıktım. Aklıma gelen sinsi planla birlikte rotamı tersi yönüne çevirerek, Dennis'in odasına ilerlemeye başladım. Yani Emily ve Jack'in yanına.

Yavaşça kapılarını açarak küçük adımlarla yatağa vardım. Oldukça az haraket ederek yatağa çıktığımda, planımın kusursuz bir şekilde işlemesine sevinerek devam ettim. Yatakta ayağı kalkmış bir şekilde başlarında dikilirken, ortalarına yastık koymuş ve birbirinden uzakta yatmaya çalışmış aşk kuşlarına gülümseyerek baktım. Ancak kısa bir zaman sonra yüzümdeki gülümseme sırıtmaya döndü.

Büyük bir atlayış yaparak ortalarındaki yastığa kendimi atarken bi yandan da çığlık attım. Sıçrayarak uyandıklarında ve Emily'nin çığlığını duyduğumda, ardından kız gibi çığlık atan Jack'i duyduğumda gülme krizine girdiğimden dolayı neler olduğu biraz bulanıktı.

Bir oda düşünün. İçinde üç varlık var. Ama normal değiller, ikisi vampir biri melez. Ama buradaki asıl anormallik, hepsinin bir birinden deli olmaları. Hangi melez eğlenmek için yatağa atlar ki? Yada, çığlık atan kaç tane vampir gördünüz? Ben söyleyeyim, hiç. Ama eğer şuan bunu okuyorsanız, en azından o çığlıkları duymuş sayılırsınız. Eh, herkes sizler kadar şanslı değil. Vampir çığlığı duymadım demezsiniz artık(!)

Herkes odaya toplandığında şaşkın bakışlar bizi buldu. Ha! Aralarından biri eksikti, Dennis. Muhtemelen derin uykusundan bizim için kalkmaya tenezzül edememiştir. Güzel karar..

Joseph diğerlerinin önüne geçerek ciddiyetini takındı.

"Ne oluyor burada?"

Gülmelerimin arasında söylemeye çalıştığım şeylerden pek bir şey anlamadıklarına emindim.

"Ben.. şey.. sonra o.. ahahah o.. çığlık attı ve.."

"Sus. Jack noldu burada."

"Deli kardeşin biz uyurken aramıza çığlık atarak atladı. Bizde korkup sıçradık o kadar."

Sonunda az da olsa sakinleşebildiğimde, yani en azından konuşabilecek duruma geldiğimde hemen duruma el attım.

"Aa olmaz öyle. En güzel kısmını söylemeden geçtin. Kız gibi çığlık attığını söylesene! Hatta sesinin Emily'ninkinden bile daha cırtlak çıktığını."

Emily'nin sırıtması suratında dondu.

"Bile?"

"Yani, sonuçta sen bir kızsın. Senin sesin daha cırtlak çıkmalıydı."

"Konuşma Bonnie. Delinmiş bir geminin sularını boşaltamazsın! Çoktan dibe çöktü!"

Aman ne edebiyat ama..

"Sende hemen atarlanıyorsun be. Gülme beni acıktırdı, ben iniyorum."

Yataktan inerek merdivenlere yöneldim. Merdivenin başında bir kaç saniye bekleyerek az önce neler yaşandığını düşündüm.

Biraz garip.
İlginç.
Korkutucu.

Bizim yüzümüzden uyanan varlıklara üzülmedim diyemem. Ancak bu bunu bir daha yapmayacağım anlamına da gelmiyor..

Son Melez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin