Media: Barış ve film müziği(Delibal) Mutlu Sonsuz
Koskoca üç ay geçti ve bugün 25 Aralık 2015 yani tam 5 gün sonra yeni bir yıl. Bu üç ay içinde olan şeyler ise sıradandı. Her gün olduğu gibi Berk ve Azra'nın kavgaları, Deniz ve Yağmur'un mutlu kucaklaşmaları, Cenk'in kırdığı hesaplar ve basket takımı hakkındaki yorumları, Hilal ve arkadaşlarının arada ortadan kaybolup gelmeleri, o günden sonra tam tamına 3 koca ay geçti. O gün olanlar tamda şöyleydi.
Flashback
Kapıda onu gördüm, Hilal. Onun burda ne işi olduğu? Yada neden bize sinirle baktığı?konusunda kafamda oluşan 3000'e yakın soruyu silebilmek için tam ağzımı açacaktım ki Hilal konuştu."Geç içeri Azra."
"Abla senin burada ne işin var?"
"Kendi evime gelemez miyim küçük hanım?"
"Abla, ne demek o. Yok sen beni yanlış anladın? Yani sen normalde eve gelmezdin?"
Evet tam olarak bu konuşma geçti aralarından sonra Hilal benim suratıma bakıp "Bunun yanında ne işi var?"dedi. Tabi bende o anda çıktım girdiğim şok tan. Tam ağzımı açıp birşeyler diyecektim ama Hilal hemen "Her neyse bu beni ilgilendirmez. Hadi içeri küçük hanım!!"dedi ve kapıyı suratıma kapattı. Bildiğin kapattı.Şimdiki zaman
Evet şimdi yaptıklarıma gelecek olursak önümde koşan bir adet Berk, arkamda koşan bir adet Hızlı, arkadan fon müziği gibi zafer kahkahası atan bir adet Azra ve bizi durdurmaya çalışan 3 silahşörler- Deniz, Cenk ve Yağmur-. Bu üç ay içerisinde gerçekten güçlü bir arkadaşlığa imza attık. Okul bizi kanki olarak biliyordu yani.
O olaydan sonra Azra'nın ağzını baya bir yoklamıştım ve sonuç o onun ablası çıktı. Şuanda da Berk zekisinin arkasından bütün bahçeyi turlamamın nedeni yemeğimin içine kendi kolasını boşaltıp yememi söylemesiyidi. Yani mal falan ama kardeşim. Yaşatmayacağım diye arkasından bağırmama rağmen bizi durduran bir adet Necla sultan ve onun özel bol topuklu terliği oldu.
Abimde oradan bana piç smile atıyordu yani bizi ispitleyen hain bulundu. Bende abime çıkışa gel bakışı atıp anneme döndüm."Anney bu benim hamburgerime kolasını boşaltı."dedim. Bana ve Berk'e baktıktan sonra Hızlı'ya baktı. Sonrası malum bizi laflarıyla ezerek odaya yollattı. Tabi bizimkiler bizimle dalga geçtiler ama neyse.
Aklıma takılan soruyu sonunda sorup rahatladım. "Gençler yılbaşında ne yapıyoruz?" Aldığım cevaplar ise "Evde pinekleme time." Olunca insanda bir soğuyor. Sonunda Azra'nın aklına güzel bir fikir gelmiş gibi sırıttış belirdi yüzünde. Sordum ve o da bana "Bize gelin bu seneye birlikte geçirelim hem bence bir yere gitmekten veya evede pineklemekte güzel olur"dedi. Biz onu onaylar gibi sesler çıkarınca bize dönüp "o zaman 31 aralıkta gençler bendesiniz."dedi. Hepimiz ona onay veren sesler çıkarmak zorunda kaldık çünkü o bir Azra.
Bizi yaptığımız işlerden Yağmur ve Azra'nın sevinç çığlıkları ayırdı. Yağmur hemen konuşmaya başladı. "Gençlik, Delibal gelmiş gidelim mi? Hem çok güzel olur ne zamandır gitmiyoruz sinemaya falan???"dedi. Biz ona onaylamayan sesler çıkarınca Azra ve Yağmur 'lütfen, lütfen, lütfen....' Demeye başlamaları bir oldu sonuç şu anada hazırlanıyoruz.
Azra'da birilerini daha davet edip onlarla sinemada buluşacağımızı söyledi. Arabaya atlayıp sinemaya doğru sürmeye başladım. Evden çıkmadan önce almayı unutmadığım anahtarlarım, telefonum ve kutsal cüzdanımı koltuğun yanındaki yere tıktım. Son hız arabayla gittikten sonra arabadan indiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Resimdeki Kız (Durduruldu)
AcciónO yalanların içindeki tek gerçekti ve hala da tek gerçek. Yalan dostlukları olmayan hayalimdeki kişi. O siyah ve beyaz diye ayrılmış dünyanın tek kırmızısı. O asıl gerçek. O Hilal Akkaya... Onu tanıdığımda sadece 19 yaşındaydım ama yalanların için...