9. Bölüm: "Kelebeği Öldüren Gece."

5.9K 418 48
                                    

"Dibe vurmadan özgür olamazsın."

·

Defile gecesi; Selin'den,

Ali'nin kulağıma fısıldadığı kelimeler birleşip bir anlam oluşturduğunda dikkatimi yüzüme doğru patlayan flaşlardan ona verdim.

Ne demişti? Ha! Dibe vurmadan özgür olamazsın.

Ali, eski partnerimin provada yaptığı gibi birkaç adım geriledikten sonra gülümsedi ve elini uzattı. Bu, her şeyin yolunda olduğunu gösteriyordu. Gösteriyi bitirmek için son bir adım kalmıştı. Ali'nin gecelerindeki ışıltıya hayran olmamak elde değildi. Podyuma düşen yüzlerce ışık hüzmesine rağmen onun gözlerinde görebildiğim şey başkaydı ama şuan burada olmamı sağlayan şeyle aynıydı. Güven.

Ali bana güveniyordu. İşin tuhaf yanı, söylediği her şeye rağmen benim de ona güvenmemdi.

Gülümseyip elini tuttum. Bir an için bile tereddüt etmeden parmaklarımı parmaklarına kenetledim. Çünkü o an aklımda defile yoktu. Üzerimdeki pahalı elbiseyi podyumda taşıyan ben değildim sanki. O an bizi izleyen Nazlı, annem veya Haluk Ağabey yoktu. Dün provada yaşadığım şeyden sonra geri çekileceğimi düşünüp üzülen Sevilay Hanım yoktu. Başından beri bizi görüntülemek için birbirleriyle savaşan objektiflerin flaşları yoktu. O an moda dünyasının en ünlü isimleri bizi izlemiyordu sanki.

Sadece bana gülümseyen Ali vardı. Giydiği smokin onu feci yakışıklı gösterse de dikkatimi çeken tek şey gözlerindeki parlaklıktı. Nasıl mümkün olabilirdi? O geceler nasıl tüm yıldızları barındırabilirdi?

Sevilay Hanım'ın da sahneye çıkmasıyla artan alkışlar bizi zoraki bir biçimde seyircilere döndürdü ve referansımızı yaptık. Onca kişinin arasından gözlerim ikizimin gözleriyle kesişti. O da alkış tutuyordu ama yüzünde anlayamadığım bir şey vardı. Bir anlığına korkup sendeledim ama Ali yanımdaydı, beni tuttu. Endişeyle beni süzerken suratımdaki şapşal ifadeden kurtulup sırıttım. "Heyecandan oldu herhalde."

Kafasını tamam anlamında sallasa da tedbiri elden bırakmamak için beni biraz daha yanına çektikten sonra kolunu belime sardı. "Her ihtimale karşı." diye mırıldandıktan sonra annesinin final konuşmasını beklemeyip kulise doğru yürüdük.

"İyiyim ben," dedim kulise adım atar atmaz. "Sadece heyecanlandım işte."

Beni bir yere oturttuktan sonra güldü. "Başta bayağı kastın falan ama sonunda başardın."

Dediği şeyin yeni farkına vararak kocaman gülümseyip Ali'nin boynuna atladım. "Başardık!"

"Hayır," dedi hemen. "Sen başardın. Ben bir şey yapmadım."

İtiraz etmek için kollarımı ondan çektiğimde keyifli hali sinirlerimi bozdu. "Biz başardık, Ali. Nokta."

Kendine hayran bırakan sırıtışı yüzünde belirirken omzuna vurdum. Dün prova faciasından sonra Ali, Nazlı'yla beni eve bırakmıştı. Tabii öncesinde bana verdiği söz önemliydi; ben defile hayalimi gerçekleştirebilecektim ancak partnerimin o olması şartıyla.

Ve işte, herkesin karalamaya çalıştığı o kişiyle podyumda yürümüştüm!

Ali, kelebek görse ömrünün uzayacağı bir gülümsemeyle bana bakarken teşekkür etmek için dudaklarımı araladım ama aniden kulise giren kişilerle dikkatim o yöne dağıldı.

Bana ilk sarılan annemdi. Bir sorun yaşamadığım için o kadar mutluydu ki. Arkasında her ihtimale karşı yanında bulundurduğu doktorumu görünce nefesimi üfleyerek, "Bugün de ölmedim, Güneş Hanım. Sevinmek için güzel bir sebep, hım?" diye mırıldandım. Aniden kafama vurmasıyla kendimi tutamayıp kıkırdım. Biraz azar yedikten sonra sırayla ikizime, Haluk Ağabey'e ve Sevilay Hanım'a sarılıp tebriklerini kabul ettim. Harika bir duyguydu. Uzun bir aradan sonra etrafımdaki herkesi mutlu görmek inanılmaz bir duyguydu. Gece sonunda Sevilay Hanım'ın ertesi gün vereceği kutlama yemeği için konuşulduktan sonra evlere dağıldık.

Gece Mavisi ◐ alselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin