Final: "Gece Mavisi."

6.3K 362 160
                                    

Merhaba. Kurguyu yirminci bölümde bırakıp bir süre buradan ayrılmak zorunda kaldığımda Gece Mavisi 30K idi. Şimdiyse 60K okuyucuya sahip ve her biri birbirinden özel benim için. Ben hep kelimelerin arkasına sığındım zor zamanlarımda, kendime ışık tutmaya çalıştım; zamanla o ışık büyüdü ve burada binlere ulaştı. Gece Mavisi sizlere ışık tutmaya, derin ruhlu kalplerinize ilaç olmaya başlayınca devam etmeliyim dedim kendi kendime ve bugün bu kararı verdiğim için kendimle gurur duyuyorum. Bölümün bir anlamı olsun istiyorsanız lütfen seçtiğim parçanın bölümü okurken size eşlik etmesine izin verin. Şimdi son kez, iyi okumalar dilerim.

Bölüm Şarkısı: Şebnem Ferah - Hoşçakal

"Bir daha gelir misin, adını tonlarsam?"

Ali'den,

Tik tak. Tik tak. Tik tak.

Akrep ve yelkovanın birbirleriyle olan acımasız savaşı her saniyesinde beni öldürüyordu. Çıplak elle boğulur gibi, donuk bir suratla karşımdaki beyaz duvara dümdüz bakarken bir deliyi andırırcasına hafifçe ileri geri sallanıyordum.

İstem dışı gerçekleşen hareketim hemen karşımda beni izleyen topluluğu endişelendirmiş olacak ki kendi aralarında yeniden fısıldaşmaya başladılar.

Dört saat. Dört saattir bu pozisyonda bekliyordum ve kemiklerim de dahil her yerim sızlamaya başlamıştı. Gözlerim kısa bir süreliğine etrafta gezindi. Güneş Hanım bir saat önce fenalaşarak başka bir odaya alındığından beri ortalık sakinleşmişti. Babam karısının yanından ayrılmazken Rana Halam herhangi bir gelişme olursa diye köşedeki koltukların birine oturup beklemeye devam etmişti. Savaş, Emre, Tuğçe ve hatta Elif bile...buradaydı. Herkes müthiş bir ümitle Selin'in oradan çıkmasını bekliyordu.

Ama korkulacak bir şey yoktu, Selin ne olursa olsun oradan çıkardı. Bir kere...bana söz vermişti. Her şeyi bir kenara bırakır ve benim için mücadele ederdi. Selin beni bırakmazdı. Söz vermişti.

"Ali...Ali...Bana bak, Mavi. Seni-seni sevdiğimi biliyorsun, biliyorsun değil mi? Elbette biliyorsun, ben sadece seni sevdim Ali. Yazdıklarımda, çizdiklerimde, şarkılarımda, sözlerimde...Sadece sen vardın. O kişi, her zaman sen oldun."

"E-eğer olur da kaybolursam karanlıkta, sakın beni bulmak için uğraşma tamam mı? Çünkü ben-ben, zaten yanında olacağım. Bir g-gece gökyüzünde herhangi bir yıldızda, sabahleyinde doğan güneşte. Ben hep seninle olacağım Ali. Hep."

Sedyeyle ameliyathaneye alınmadan önce bana söylediklerini hatırlayınca onun kanıyla yıkanan ve geriye kırmızı kuru bir tabaka bırakan ellerimi kulaklarımı kapatmak için kullandım.

Sanki onun sesini son duyuşummuş gibi hissetmek istemiyordum!

Ameliyathaneden çıkan iki hemşire koşarak koridora girdiğinde ellerim iki yanıma düştü. Hızla soğuk zeminden kalkarken iki kez sendeleyerek hemşirelerin önüne geçtiğimde biri beni az farkla sıyırarak yanımda geçip gitti. Diğerine endişeyle baktığımda kekeleyerek, "A-Ali Bey, lütfen izin verin." dedi.

"Neler oluyor?" dedim diğerleri de yanımda gelip bir haber almak ümidiyle hemşirenin suratına bakarken.

"Hastanın iç kanaması var. Biz elimizden geleni yapıyoruz, sizde bize izin verirseniz--"

Az önce yanımdan geçip giden hemşire yanında bir doktorla yeniden ameliyathaneye girecekken bu kez onları durdurup, "Neler oluyor?" diye bağırdım. Birileri olumlu bir şey söylemeliydi. Lanet tek bir olumlu cümle!

Gece Mavisi ◐ alselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin