15. Bölüm: "Bal'a Tutsak Olan."

6.4K 394 55
                                    


"Siyahı âşık ettiler, maviye."

·

Ali'den,

İstanbul'a giriş yaptığımızda güneş yeni doğuyordu. Henüz çok erkendi. Savaş uyuyup kaldığı koltuktan doğrularak kalktığında gülümseyerek, "Günaydın." dedim. "Amma da uyudun."

Ağzını kapatma gereği duymadan esneyip, "Sana da günaydın, kuzen." dedi. Acayip acıktığını söyleyip uygun bir yerde mola vermemi istedi. Tuzla'da bir benzin istasyonunda atıştırmalık bir şeyler alması için arabayı durduğumda, "Beş dakikaya dönerim." deyip arabadan indi ve koşar adımlarla yolun karşısındaki markete girdi.

Gözlerimi ovuşturduktan sonra arabanın bölmelerinden birine koyduğum enerji içecejinin kutusuna baktım ama o da bitmişti. Nefesimi üfleyip dikiz aynasından arka koltukta uyuyan Selin'i kontrol ettim. Geceden beri hâlâ uyuyordu. Rahat etmesi için ayakkabılarını çıkarmış ve klimaya rağmen üşüyebilme ihtimalini düşünerek montumu üzerine örtmüştüm.

Dün akşam,

Eve geldiğimizde herkes sokakta Selin'i bekliyordu. Nazlı ve Ömer çok endişenlenmiş ve en az benim kadar korkmuştu. Selin birkaç ilaç aldıktan sonra kollarımda mayışmıştı. Tabii öncesinde ikizine İstanbul'a döneceğini söylemişti. Nazlı yanında bir kızla eşyalarını toplamak için odasına çıktığında ortama ölüm sessizliği çökmüştü. Ömer direkt Selin'le birleşik duran ellerimize bakarken diğerleri de ondan farksız bir şekilde bana bakıyordu. Arabayı getirmesini söylemek için Savaş'ı aradığımda Nazlı elinde ufak bir bavulla aşağıya indi. Hiçbiri Selin'le doğru dürüst vedalaşamadı. Nazlı ve Peri sadece öpmüştü. Diğerlerinden sadece Ömer yaklaşmıştı ama korktuğum gibi bir temasta bulunmadan doğrudan bana baktı. "Bu Selin'in bana veda etmeden ikinci gidişi. Bu seferlik affedebilirim ama üçüncüde affetmem. Ona söylersin."

"Söylerim." dedim hemen.

Savaş'ın geldiğini araba kornalarıyla anladım ve Selin'le birlikte ayağa kalktım. Nazlı'nın yardımıyla onu arka koltuğa taşıdım. Savaş sürücü koltuğundan indiğinde Nazlı gözlerimin içine bakarak konuştu. "Kardeşime iyi bak, Ali. Onu üzme."

Kafamı sallayıp bagaja bavulu koyarken Nazlı arkasını dönüp eve girmek içim adım attığında Savaş'la çarpıştı ve geriye doğru sendeledi.

"Önüne baksana be kard--" Duraksadı. "Sen! Sen! Senin ne işin var be burada?"

Savaş'ta onu görünce şok olmuştu. "Kuzenimle geldim!" diyip beni gösterdiğinde ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum.

Nazlı, "Ali senin kuzenin mi?" diyip üstüne yürüdü Savaş'ın. Savaş ellerini teslim olmuş gibi havaya kaldırdıktan sonra kısaca evet dedi ve kendini arabaya attı.

Arabaya binip gaza basarken tek duyduğumuz Nazlı'nın arkamızdan bağırışıydı. "Bir daha sakın karşıma çıkma sayın mağara ayısı!"

"Ne oluyor lan?" dedim klimayı sonuna kadar köklerken. Selin'in üşümesini istemiyordum.

"O kız işte abi!" dedi, şaşkınlığını üstünden atmaya çalışarak. "Sana anlattığım kız! İzmir'in upuzun ve kıvırcık saçlı hırçın kızı! O!"

Gülerek, "Nazlı mı?" diye sordum. "Selin'in ikizi olan Nazlı?"

Kafasıyla onayladı. "Evet, o. Nazlı."

Şimdi,

Hayata verdiklerim aldıklarımın bir misliyken hiçbir zaman böyle olacağını düşünmemiştim. Hayat her zaman bana en acımasız tarafını göstermişti. Büyürken, kim olduğumu, nasıl olduğumu kimse sormamıştı. Ben belli bir sınır içinde kendimi büyütmüş ve kimsenin de o sınırı geçmesine izin vermemiştim. Annem ve babamda buna dahildi.

Gece Mavisi ◐ alselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin