17. Bölüm: "Aşk-ı Bal."

6.6K 385 49
                                    

Bölüm Şarkısı: Ed Sheeran - Thinking Out Loud

Not: Tarihlere dikkat etmenizi istiyorum, ki kafanız karışmasın. İyi okumalar!

·

"Göz altların morsa eğer, demek hâlâ benimlesin."

·

14 Şubat 2012, Ali'den;

Mekandaki müzik şimdiden başımı ağrıtmaya yetmişti. Emre ve Tuğçe'nin yılışık sevgili muhabbetleri ruhumu daralttığından hızla müsaade isteyip Elif'in elinden tuttum ve onlardan mümkün olduğu kadar uzak bir köşeye gittim.

"Emre'nin sürprizi ne kadar güzeldi değil mi Aliş?"

Ciddi olamazdı herhalde, Emre'nin sürprizi de, siktiğimin Sevgililer Günü de umrumda değildi.

"Sen neyi bekliyorsun?" dedi cilveli ses tonunu kullanarak. Bir elini omzuma koyduktan sonra tüm görüş açımı kapatacak şekilde önüme geçti ve diğer elini göğsümde gezindirmeye başladı. Parmaklarıyla göğsümde daireler çizerken istekli gözleri üzerimdeydi. "Benim sürprizim nerede?"

Alay ediyor olmalıydı. Ben ve Sevgililer Günü? Ah, yanlış! Elif ve Sevgililer Günü? Hediye almak? Ben annemden başka bir kadına değer vermezdim, bunu bilmiyor olması çok acıydı.

Birden kendimi elimde bir demet gül ile veya Emre'ninki gibi kocaman pempe ya da kırmızı hediye kutularıyla hayal edince güldüm. "Hediye falan yok."

Hemen ellerini çekti. "Ne demek hediye yok?"

Bozulmuş muydu? Oysa bir saattir fark etmesi gerekiyordu, yoktu işte. Aklıma bile gelmemişti. Hem siktir, o benim sevgilim bile değildi ki. Biz sadece...takılıyorduk. Hepsi buydu. Zaten ilerisi de olamazdı.

"Yok işte," deyip kendimi affettirmek adına dudaklarına yöneldim ama o beni reddederek en büyük hatayı yaptı. Zaten gönlünü almak istemem salaklıktı, bir iki gün sonra peşime takılacak olan yine oydu.

"Ne yani? Herkes sevgilisine hediye aldı ama sen almadın mı? Senin yüzünden kızlara rezil olacağım! Hep yapıyorsun bunu," dedikten sonra önümden çekilip yanıma geçti. "Sen beni önemsemiyorsun Ali."

"Belki kendini benim dünyamın sahibi olarak görmeseydin bunu sende anlayabilirdin Elif." dedim reddedilmenin verdiği hafif bir kızgınlıkla. "Sen benim sevgilim değilsin."

"Ne demek ben senin sevgilin deği--"

Konuşmanın nereye gideceğini anladım ve hemen müdahale ettim. "Evet güzelim, değilsin." dedikten sonra bar sandalyesine astığım ceketimi almak için Emre'lerin olduğu yere yürümeye başladım. Elif de arkamdan söylenerek geliyordu.

"Sen delirdin mi? "

"Sana diyorum Ali!"

"Buradaki herkes ama herkes bizi sevgili sanıyor seni aptal!"

Ceketimi giyerken Emre, Elif'in bağırışları kastederek, "Ne oluyor başkan?" diye sordu. Tuğçe Elif'in çenesini kapamak için çoktan harekete geçmişti ama nafile, kız susmak nedir bilmiyordu.

"Ben gidiyorum," dedim Emre'nin omzuna dokunduktan sonra. O da benim sayemde Tuğçe'den kurtulduğu için hemen, "Bende geliyorum." dedi. Kızlar birbiri etrafında toplanırken kendimizi mekandan dışarı attık.

"Ben hiçbir şey anlamadım," dedi ben arabayı çalıştırırken. "Elif'le ne oldu? Niye bağırıyordu sana?"

"Hep senin yüzünden," dediğimde kaşlarını çattı.

Gece Mavisi ◐ alselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin