12. Bölüm: "İzmir'in Gece'si." (Part 1)

6.1K 410 49
                                    

"Sevme öyle, kıskanır geceler."

·

Selin'den,

Şiirler.

Tutunmam gereken dalı biliyordum, ona uzanıyordum ama beni taşıyacak kadar güçlü değillerdi. Şiirlerin bile yetersiz kaldığı bu şeyle nasıl baş edecektim ben?

Düşünme Selin! Düşünme!

Dün geceden sonra bir daha görmediğim Ali, sabah kahvaltıya da gelmemişti. Annemle güzel günün tadını bahçedeki yemyeşil çimenlere uzanarak geçirirken Ali'nin tekrar aklıma gelmesiyle okuduğum kitabın sayfasını tırnağımla boydan boya çizdim.

Çıkan kulak tırmalayıcı ses annemi rahatsız etmiş olacak ki, o da okuduğu kitaptan kafasını kaldırmış bana bakıyordu.

"Bir şey mi oldu Selin?"

Kafamı iki yana salladım ve bir çizgi daha çektim. Daha fazla eziyet etmemi istemediğinden kitabı ellerimin arasından aldıktan sonra, "Bir şey olmuş," dedi. "Anlat."

Tek bir noktaya sabitlediğim gözlerimi yavaşça anneme çevirdim. Anlatsam anlar mıydı?

Peki ben anlatabilecek miydim? Henüz kendim bile anlamamışken?

Tamam Selin. Kaçak yollarla, çok az bahsetsen kimseye zararı olmaz. Yani birazcık. Ucundan.

"Neden şiir kitaplarının temel duygusu âşk?"

Umutsuz vaka, diye dalga geçen yanımı umursamadım. Kelimelerle aramda görünmez, tutkulu bir bağ olmasına rağmen onları kullanmakta iyi değildim. Çevremdeki insanlar tam tersini iddia etseler de böyleydi.

Annem ilk defa düşünüyormuş gibi dudaklarını büktü. "İnsanoğlunu derinden etkileyen duygulardan birisi olduğu içindir herhalde. Neden sordun?"

Bana geçmişten günümüze edebiyat dönemlerini anlatacak değildi, cevabı kısa ve açıklayıcıydı.

"Belli bir zamandan sonra sıkıcı oluyor..." deyip kitabı gösterdim. "Her şairin âşkı bu kadar yüceleştirmesi...farklı farklı kelimelerle anlatılmış yüzlerce hatta binlercesi var."

Okuduğum şiirler aklıma gelirken suratımı buruşturdum.

Annem halime güldü. "Sorun ne biliyor musun Selin?" Elindeki kitabı çimenlerin üstüne bırakıp yanıma geldi ve beni dizlerine çekti. "Şiirlerin eskilerden beri böyle olduğunu bildiğin halde senin bunun farkına şimdi varman."

Anladığım bir şey varsa o da ne kadar kaçarsam kaçayım annemin beni yakalayacağıydı. Çok kötü yakalanmıştım.

"Anne," dedim yutkunup. "Herkes sevebilir mi?"

Aslında anlatmak istediğim bir gün birini seversem bunu nasıl anlayacağımdı. Önce güvenmem gerekirdi mesela. Gözlerimi kapattığımda bir an bile kendisinden şüphe duymadığım birisi olmalıydı. Sonra...en büyük suçu işlese bile yine, inatla sevmeliydim onu. Bağışıklık gibi.

"Herkes sevebilir." Saçlarımda gezinen parmakları masaj etkisi yapıyordu. "Herkes sever, Selin. İnanmak gibi bir şey bu. İnançsız biri, nasıl nefes almayı yaşamak zannediyorsa bu da onun gibi, yavan ve amaçsız. Aralarında ince bir çizgi var. Sen istemesen de birinin seni sevmesine ihtiyaç duyarsın. Sevmeyi ya da sevilmeyi hissetmek istersin."

Gözlerimi açık kalan şiir kitabına diktim. Şairleri kastederek, "Çok seviyorlarsa neden ayrılıyorlar o zaman?" diye sordum. Sevdiği kadınları bir dizede göklere çıkarıp ilah gibi gösterirlerken diğer dizede aşağılayıp yerlerde süründüren şairlere nedensiz yere öfkelendim.

Gece Mavisi ◐ alselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin