82. Bölüm

185 9 0
                                    

Herşey düzelecek fakat final yaklaşıyor ;) final mutsuz son evet.

Zeynep şirkete geldiğinde birden bakışlar ona dönmüştü. Zeynep odasına çıkıp , kombin yapmakla uğraşıyordu. Evet modayla ilgileniyordu.

X.Zeynep hanım?

Z.Evet ?

X.Bu çiçekler size.

Z.Ahh teşekkür ederim.

Papatya gönderilmişti. Çok severdi Zeynep. Üzerinde not yazıyordu

"Eskilerden birisi, çok sevdiğin, fakat unuttuğun... "

Ne demekti bu?

Zeynebin aklına direk Kerem gelmişti. Telefon numarasını ezbere bildiği için hemen tuşlayıp tereddütle kulağına götürmüştü. Çok heyecanlandığı için ayağa kalkıp büyük boydan camın önünde ayağıyla ritim tutmaya başlamıştı.

Kereminse telefonunun ekranında Prensesim yazısı belirmişti. Kerem anında açmıştı.

Z.A.alo?

K.Zeyne.Zeynep sen misin?

Z.Evet Kerem. Nasılsın.

İçten içe kahroluyordu. Çok özlemişti.

K.İyiyim iyiyim. Sen?

Z.İyiyim bende.

K.Sevindim.

Z.Iğğ şey bana çiçek geldi de, s.sen mi gönderdin diyecektim. Papatya sevdiğimi tek sen biliyorsun?

K.Hayır. Ben göndermedim. Sevgili Aytuğcuğun göndermiştir.

Z.Ahh olabilir. Belki de diyeceğim ama o eski değil.

K.Ne?

Z.Yani öyle e.eski değil şey anlamında.

K.Tamam Zeynep! Eski evet. Kendine iyi bak!

Zeynepte sinirle telefonu deri koltuğa fırlatmıştı. Eline yüzüne bulaşmıştı. Notta eskilerden birisi yazdığı için öyle demişti o eski sevgilim diye algılamıştı. Telefonu eline alarak Keremi rehbere kaydetmişti. Vazgeçilmezim... Diye. Evet Aytuğ görse kızabilirdi fakat umrunda değildi. İstediğini yapabilirdi.

Tekrar koltuğuna oturup maillerini kontrol etmeye başlamıştı.

Zeynep son çizimini de yapıp terziye verdikten sonra şirketten çıkmıştı. Arabasına binip markete uğramıştı.

En sevdiği reçelden alıp ödemesini yapıp tekrar arabaya, oradan eve geçmişti. Selinin gelmesine az bir zaman kalmıştı. Hemen yemekleri ısıtıp tabakları masaya yerleştirdikten sonra sigara paketini alıp balkona çıkmıştı.

Bir sigara alıp yaktıktan sonra rahatsız olan fakat şirin duran ahşap sandalyesine oturmuştu. Sigaraya Keremden sonra başlamıştı. En azından bir terapi gibiydi.

Zilin çalmasıyla bir nefes daha çekip söndürmüştü. Kapıyı açıp Selini içeriye almıştı.

Z.Hoşgeldin.

S.Hoş bulduk annecimm!

Z.Nasıl geçti okulun canım?

S.İyiydi.

Selin çantasını odasına götürürken Zeynepte montunu vestiyere asmıştı.

Telefonuna baktığında Aytuğnun mesaj attığını görmüştü.

Z.Selinciğim gel hadi baban iş yemeğine çıkmış biz yiyelim.

S.Geliyorum annecim!

Z.Ahh şu annecim demesi yok mu!

Söylene söylene mutfağa girmişti Zeynep. Yemekleri tabaklara koyup suları doldurmuştu.

Selinde gelince hızlı hızlı yemeğini yiyip dış kapıyı kilitleyip odasına çekilmişti. Yarın için çok heyecanlıydı. Özellikle Keremi göreceği için....

S.Anne?

Z.Canım?

Okuduğu kitabı bir kenara bırakıp yatağa çıkan Seline odaklanmıştı.

Z.Ne oldu?

S.Ben tek başına bırakmayacağım seni. Babamın iş yemeklerini biliyoruz. Çok geç geliyor. Birlikte yatabilir miyiz?

Z.Yerim seni, gel tabii ki.

Sarı saçlarını arkaya atıp yanına sokulmuştu Selin Zeynebin.

Z.İyi geceler tatlım, valizin hazır değil mi?

S.Evet hazır. İyi geceler.

Sabah / İstanbul Havaalanı.

Z.Hadi Aytuğ. Ben önden ilerliyorum.

Cevap vermesine fırsat vermeden koştura koştura havaalanından çıkmıştı Zeynep. Ve orada işte orada Kerem ve Yağmuru görmüştü. Biraz daha yaklaşıp onlar olduğunu netleştirdikten sonra biraz daha hızlanarak Keremin boynuna atılmıştı. Kerem beklemediği için afallamıştı. Fakat kendini toparlayınca ellerini beline koyup , hasret kaldığı o kokuyu içine çekiyordu.

Z.Ne kadar özledim bilemezsin...

Keremin gömleği ıslanmıştı. Zeynebin gözyaşlarıyla.

K.Bende...

Ayrılıp gözleri dudaklarına kaymıştı. Onunda gözleri ordaydı.

İşte o an Zeynep Aytuğdan ne kadar nefret ettiğini, bir anda ne kadar soğuduğunu anlamıştı....

Kelebeğin ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin