Yola Çıkmadan Önce

338 15 1
                                    

Keyif alacağınızı umduğum bu yolculukta, aramızdaki beraberliğe dostça bir başlangıç yapmak istiyorum.

Kitap buyunca kendinizi, yakın bir dostunuzun çalışma odasında, onunla birlikte oturup sohbet ediyor gibi hissetmenizi istiyorum. Size anlatacaklarım, belki de hayata bakışınızı değiştirebilir. İlerleyen sayfalarda, insan iletişimi ile ilgili çok önemli bilgiler bulacaksınız. Bütün bunların sizin hayatınızın bir parçası olması ve gerçekten işe yaraması için, güçlü bir inançla bu yolculuğa çıkmanız son derece önemlidir. Kitabın son sayfasına kadar, söylediğim her şeyin doğru olduğunu varsayın. Eğer katılmadığınız yerler varsa, bunlara kitap bittiğinde tekrar dönebilirsiniz. Çünkü bir kitaptan olabilecek en yüksek faydayı sağlamanın tek yolu budur.

Yazarın size anlattıklarına kuşkuyla bakmak, onun vereceği mesajı sorgulamak, yeni bir şeyler öğrenmeye kapatır zihnimizi.

Şu ana kadar sayısını hatırlayamadığım kadar çok kitap okudum. Bu kitapların büyük kısmı başarıya ulaşmak, motive olmak ve değişimle ilgiliydi. Okuduğum tüm kitapları, hiçbir bölümünü sorgulamadan okudum. Yazarın söylediği her şeyi olduğu gibi kabul ettim. Bazen doğru bulmadığım bölümleri bile. Kitap bitince, başa döndüm ve katılmadığım yerleri işaretledim.

Bunu yaparken, yani yazarın söylediği her şeyi birebir doğru kabul ettiğim anda, çok farklı bir şey de gerçekleştiriyordum farkında olmadan. Kitabı okurken, daha önce hiç fark etmediğim şeyler de gözümün önünde beliriveriyordu. Yazarın söylediği her sözcük, bana farklı bir bakış açısı kazandırıyordu.

Sonra yazarı karşıma alıyor ve onunla konuşuyordum. Tıpkı onun çalışma odasındaki bir arkadaşı gibi.

Şimdi eğer izin verirseniz, aynı şeyi sizinle yapmak istiyorum. Bu defa siz bana misafir olarak geleceksiniz ve ben sizin karşınızda oturuyor olacağım.

Size kısaca çalışma odamı tarif etmek istiyorum. Yerde yüzlerce kitap var üst üste yığılmış. Bir yığın doküman ve içinde nelerin olduğunu bile bilmediğim birkaç koli. Duvarın sol köşesinde duran çantanın içinde, yaklaşık altı yıldır düzenlemeye çalıştığım notlarım var. Onlar benim hazinelerim. Yazmayı düşündüğüm elliden fazla kitabın taslağı ve ilham geldiğinde özetini çıkardığım dokümanlar da aynı yerde.

Annem, odamın dağınık olmasından şikâyet eder durur. Ben de ona hep aynı şeyi söylerim, "çok yakında toplayacağım". Yaklaşık on üç yıldır hep aynı şeyi söylüyorum.

Ama nedense, düzenli olduğum zaman, fikir üretemiyorum. Bu bir mazeret değil elbette. Belki de bu sadece benim için geçerli değildir. Çalışma masamın üzerinde her zaman yiyecek bir şeyler bulabilirsiniz. Özellikle kitap yazarken, meyve olmadan asla masamın başına oturamam. Şu anda masamda büyük bir ayva var. Yan tarafta duran tabakta ise, portakal ve nar.

Yazarken genellikle telefonumu kapatırım. Çünkü en kritik anlarda gelen bir telefon, bazen her şeyi alt üst edebilir.

Gördüğünüz gibi, sade bir çalışma odam var. Biraz dağınık belki. Sanırım sizin odanız da, zaman zaman benimkinden farksız değildir. O yüzden kendinizi buradayken, kendi odanızda gibi hissedebilirsiniz.

Kitap yazarken, mutlaka bir şeyler dinlerim. Şu anda bilgisayarımda Michael Jackson'un, "One day in your life" adlı şarkısı çalıyor. Daha önceki kitaplarımda da çoğu kez bu şarkıyı dinlemiştim. Bazen yüzlerce kez başa sarıp dinlediğim olur. Zaman zaman "Kitaro" dinlerim. Özellikle "Caravansary", Kitaro da benim favorimdir. Film müzikleri arşivime de göz atarım zaman zaman. "Cesur Yürek" ve "Gladiator" ün film müzikleri vazgeçilmezlerimdendir.

Ses kaydı yapmam için, mikrofonum hep yanımda durur. Not almak için bir not defteri ve bir de kalem.

İşte benim çalışma odam kısaca bunlardan ibaret.

İlk yazma deneyimlerime başladığım dönemlerde en büyük tutkum, bir kişi bile olsa, birilerinin benim yazdıklarımı okuması ve bunlardan etkilenmiş olmasıydı. Bugün, bu hayalimin gerçek olduğunu bilmek, içimi muhteşem bir coşkuyla dolduruyor.

Okuyucular, bir yazarın gördüğü en güzel rüyalar gibidir. En güzel düşlerim kadar değerli olduğunuzu bilmenizi istiyorum.

Artık burayı hayalinizde biraz da olsa canlandırabilmişsinizdir umarım. Aramızdaki dostluğa dair ilk adımı attıktan sonra, şimdi sizinle yola çıkabiliriz artık.



Aldatmaya Gittim Dönücem (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin