Beynimiz gri renkte ve yaklaşık 1,5 kg ağırlığındadır. Bizi biz yapan her şey, beynimiz tarafından yönetilir. Beynimizin içinde garip bir dünya vardır. Hayatı bize zindan eden, ya da hayatımızı muhteşem kılan bir dünya.
Yaşantımızdaki her şeyin, zihnimizdekilerin bir sonucu olduğu gerçeği, artık bir varsayım olmaktan çıkmıştır. Bugün küçük bir çocuk bile, bunun gerçekliği konusunda emindir. Gördüğümüz bir kâbus bütün günümüzün kötü geçmesine, gördüğümüz güzel bir rüya ise, tüm günümüzün güzel geçmesine sebep olabilir.
Burada rüyanın iyi ya da kötü olması önemli değildir. Önemli olan şey, beynimizin ona verdiği anlamdır. İlişkiler için de aynı şey söz konusudur.
Sevdiğiniz kişi, etrafınızdaki tüm insanlar tarafından beğenilmezken, siz onda sevebilecek bir şeyler bulabilirsiniz.
Gerçekte aşk denen şey, zihnimizde yaşadığımız bir illüzyondur belki de.
Diğer insanlar, o kişi hakkında birçok olumsuz görüşe sahipken, sizin o kişiden hoşlanmanız başka türlü açıklanamaz. Zihnimizde verdiğimiz anlamlar, bilinçli ya da bilinçsiz olarak sürekli değişim gösterir.
Aşk denen şey bir rüya gibidir.
Güzel bir aşk, güzel bir rüyadır. Kötü bir aşk ise, kâbus gibidir... Gerçek hayatta olup biten her şey, zihin dünyamızda çok farklı şekillerde anlamlandırılır.
Bazen gördüğümüz küçük bir ayrıntıyı, olabildiğince büyütürüz ve ondan inanılmaz derecede büyük sonuçlar çıkarırız. Bazı evliliklerin, eşlerden birisinin diş macununu ortadan sıkması sebebiyle bittiğini duymuşsunuzdur. Diş macununu ortadan sıkmak demek, diğer eş tarafından çok büyük bir hata olarak görülmektedir. Oysaki pek çok kişi, böylesi bir duruma gülüp geçer. Nedir peki insanları, diş macunu yüzünden boşanmaya götüren? Diş macunu mudur gerçekten? Yoksa o kişinin bu basit eyleme verdiği anlam mıdır?
Cevap elbette ki sorgulanabilir. Bazı durumlar, diş macunu örneği kadar basit olmaz çoğunlukla. Tanıdığım evli bir çift, eşlerden birisinin yastığın üzerine sürekli olarak saçlarının dökülmesi yüzünden ayrılmıştı. Evliliklerinin ilk dönemlerinde aynı şeyin olup olmadığını sorduğumda, bunun farkında bile olmadıklarını söylemişlerdi.
Büyük ihtimalle, evliliklerinin ilk dönemlerinde de, yastığın üzerine saçlar dökülüyordu. Ancak duygunun henüz sıcaklığını koruması sebebiyle, kimse bunun farkına bile varmıyordu. Evliliklerinin ilk sabahı da, muhtemelen diş macunu ortadan sıkılmıştı. Ama o anda, zihinsel odakları, diş macununda değildi.
Zihnimiz bizimle sürekli olarak oyun oynar. Ondan kaçmak ya da onu görmezden gelmek imkânsızdır.
Zihnimizin çalışmasını sağlayan şey de, o anda neye odaklandığımızdır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aldatmaya Gittim Dönücem (Raflarda)
RomansaBu kitap, Mustafa Çay'ın "Aldatmaya Gittim Dönücem" adlı basılmış kitabının bir özetidir. Telif hakları gereği kitabın tamamını yayınlayamıyoruz. Kitap içeriğinin yaklaşık üçte birlik kısmını bu hikayede bulabilirsiniz. Basılı kitabı Türkiye'deki tü...