Yakın arkadaşım Sophia'nın sevgilisi de onunla aynı takımdaydı. O gün Sophia beni de davet etti ve birlikte maça gittik. Yendikleri maçın ardından Gökhan (Sophianın sevgilisi) yanımıza geldi. Tabi Oğuzhan da. Oğuzhan'ın arabasına bindik. Çünkü bizi eve o bırakacaktı. İlk Gökhan ve Sophia'yı eve bıraktıktan sonra beni de evime bıraktı. Tabi yolda baya bi sohbet ettik.Ona müzik hayatımı anlattım ,çok konuştuğumu fark edince sustum. O da kendinden , futboldan kamplardan bahsetti.
Tabi ben o günden sonra ona karşı içimde bir takım duygular besledim. Artık her maçına gidiyorum. Sohbet falan da ediyoruz. Tabi şu anlık. Belki sevgilisi vardır. Belki benden sıkılacak. Belki benim sevdiğim adam benden nefret ediyor. Belki belki belki... İşte bu belkiler yüzünden açılamıyorum ona. Hep içimde saklıyorum. Bu duygular tam olarak aşk değil. Ama hafif duygular da değil. Bu belki de bir hoşlantı. Gelip geçici.Ama ben onu gelip geçici olsun diye sevmiyorum. Uff ne kadar zor bi insana karşı bir şeyler hissetmek.
İşte beni bu adamla tanıştıran,en yakın arkadaşım olan Sophia benim hayatımda büyük bir yer kaplıyor. Kendisiyle lisede tanıştık ve hiç ayrılmadık. Gökhan da artık benim yakın arkadaşım çünkü Sophiayla bayadır sevgililer. Ama Gökhan benim Oğuzhan'ı sevdiğimi bilmiyor.Çünkü ona söylemek demek Oğuzhan'a söylemek demek. Bu tehlikeyi göze alamazdim.