Oğuzhan'ın ağzından ;
Bugün çekimlere gidecektim. Fourfourtwo dergisinde Melissa'yla kapaktık. Sanırım bu günü heyecanla beklememin sebebi de Melissa'yla olmamdı. Onun için bu sabah daha heyecanlı ve sakardim. Melissa'yla birlikte olmak beni daha çok mutlu ediyordu. Onu gülerken görmekti beni mutlu eden. Ona karşı bir şeyler hissediyorum yalan değildi ama onun duygularından emin değildim.
Bunları düşünerek zaman kaybetmemek istemedim ve kahvaltimi yapmaya indim. Kahvaltimi yapıp ustumu değiştirdim. Ustume Melissa'nın bana aldığı t-shirt giydim. Giyinip çıktım. Onu görmek bana iyi gelecekti onun için arabayı daha hızlı sürüyordum.
Oraya varmama az kaldığıni görünce hemen çiçek almak için arabamı durdurdum. En sevdiği çiçeği bilmemek moralimi bozmuştu ama gülü herkes severdi. Hele bi de kırmızı oldu mu herkesin gönlünü çelerdi.Çiçeği aldığım gibi yola koyuldum. Sonunda sete gelmiştim.
Geldiğim gibi gozlerim Melissa'yı aradı. Ama yoktu. Baya bi aradıktan sonra yetkili birine sordum.
"Melissa gelmeyecek sen kapakta teksin." dedi.
O "Tek" kelimesi hep hayatımda kötü bi anlam kazanmıştı. O kelimeyle savaştım ben. Çünkü doğduğumdan beri o kelime hiç pesimi bırakmadı. Doğduğum gün tek kalmistim. Evlatlık verilmistim. Tek kelimesi ise şimdi de beni yenmişti.
Asla Melissa'ya kizmadim. Sadece kendime kiziyordum çünkü yine yenilmiştim. Melissa'nın teklifi reddettiğini öğrenince şaşırmıştım. Çünkü ben hep o da bana karşı duygular besliyordur diye kendimi avutuyordum.
Hemen Gokhan'ı aradım. O benim yakın arkadaşımdı ve Melissa'yı tanıyor ve ona karşı duygularımı biliyordu. Onun için Gökhanla rahat rahat konuşabilirdim. O da en az benim kadar şaşırmıştı. Çünkü o da Melissa konusunda o da benimle aynı fikirdeydi. O zaman bunları düşünmeye pek vaktim yoktu onun için kapak fotoğraflarında giyecegim kıyafetleri giydim. Fotoğraflarda gülümsüyordum mutluydum ama içimde burukluk vardı.
Gelseydi bugün ikimiz için de efsane olacaktı.