Öyle karışmışım ki birbirime
Yalnızlığım kadar içimde öyle kalabalığım ki
Her an içimde bir hengame
İçim öyle dağınık, öyle darma dağın işte.
İçim harp meydanı adeta...
Bir zamanlar çiçeğe benzetirdim kendimi
Ama öyle solmuşum ki
Yıkılmayı bekleyen harabe bir ev gibi...
Beni görenler bir çapulcu zannediyor sadece
Nasıl bir çapulcuyum ben
İçi dışı karmakarışık bir adamım
Oysa ben de bir insandım bir zamanlar
Ta ki beni insan yerine koymayanları,
Hayatıma alıp kalbimde bir köşeye koyana dek.
Nasıl bir insanlarsa artık ?
İnsan gibi yaşamayı unutturdular bana.Arada kendime sorarım,
Peki neden kin ve nefret tutmuyorum onlara ?
Ama biliyorum
Ben kin tuttukça daha da eriyeceğim.
Hem zaten zaman da unutturur oldu bunları
Yapılan kahpelikleri,
Söylenen yalanları,
Boşa söylenen o hoş sözleri...Sadece arada bir ah çekiyorum
Kirpiklerinden dem akan,
Aynadaki gözü yaşlı adamı görünce.
Sonra bakamaz oluyorum ona.
Kimi zaman geçip konuşuyorum onunla.
Ben bana bakıyorum, bana da ben.
Öylece kendimle bakışıyoruz usulca...
Sonra konuşmaya başlıyorum,
Ben bana anlatıyorum,
Sonra beni yine ben dinliyorum.Ama sözlerim o kadar da sıradan değil
Bu yüzden yazmaya başlıyorum,
Işıklar yerini karanlığa bırakınca.
Gömülüyorum kaleme kağıda,
Ne yazdığımı ben de bilmiyorum,
Neden yazdığımı da.
Kimi zaman yetmiyor yazdıklarım
Ardından karalıyorum o kara sayfaları
Sonra karanlık aydınlatıyor o kara satırları.Peki söyle bakalım
İki damla gözyaşını haketmiyor mu bu şiir ?
O gözyaşlarının bu şiiri hakettiği gibi...Musa Yalçın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Satırlar
PuisiBazen insanların seni anladığını sanarsın Kimi zaman bu aptallara bir anlık kanarsın Yaraysan eğer bir gün elbet kanarsın Asla sormazlar sen neden yazarsın