Karşıma geçmiş, yarı köpüklü ve üstündeki bornozuyla bağırıyordu. Susması için odadan çıktım. Kalbim deli gibi çarpıyordu, ne çeşit duygular yaşadığım konusunda emin değildim. Kendi odamdan hiç sorgulamadan, ben ona haksızlık etmişim gibi çıktım.
On dakika sonra, odamdan çıktı ve yüzüme bakmadan öylece arkasını dönerek yürümeye başladı.
-Kusura bakmayın ama burası benim odam. Siz odaları karıştırdınız sanırım, lütfen beni yanlış anlamayın sizi banyomda görünce çok şaşırdım.
-Anlıyorum, tamamen benim suçum.
Diyerek, kaçar gibi uzaklaştı yanımdan. Arkasından seslenmeme rağmen beni duymamazlıktan gelmişti. Beni bu kadar heyecanlandıran kadın, benimle tanışmak hatta konuşmak bile istememişti. Kafamın içinden çeşitli sorular geçmeye başlamıştı bile. Kimdi bu güzel kadın? İsmi neydi? Bir daha görebilecek miydim onu?
Odanın kapısının önünde öylece dikildiğimi fark edip, odaya girdim ve cep telefonumu yanıma alarak kahvaltıya indim. Otelin sahibi Haldun Bey'de bana eşlik etti. Kahvaltıdan sonra kahvelerimizi yudumlarken işler hakkında konuştuk. Haldun Bey Alaçatı'daki en lüks otellerin birine sahipti. Yaz sezonun da neredeyse boş oda bulmanız imkansızdı bu otelde. Oteli en çekici kılan şeylerden biri deniz manzarasının yanında nefes kesici partileriydi. Haldun Bey, bu partiler için masraf yapmaktan hiç kaçınmaz, birbirinden ünlü ve zengin isimler bu partilerde boy gösterirdi.
-Haldun Bey yakınlarda parti var mı? Havalar daha da sıcak olmadan eğlensek biraz diyorum.
-Tabiki de Vuralcığım olmaz olur mu? Bir veya iki hafta sonra sen gör burayı bu sene çok güzel bir parti organizasyon ekibimiz var.
Haldun Bey kahkaha atarak elindeki puroyu yaktı. Nerede ne yapacağı belli olmayan ama istediği her şeyi yapabilecek bir adamdı.
-Eee Vural anlat bakalım, Taner, neler yapıyor İstanbul'da.
Abim Taner ile Haldun Bey'in arası daha iyiydi. Benden sonra abim otele gelir Haldun ile bol bol vakit geçirirdi her sene.
-Eşiyle beraber. Biliyorsunuz artık abim evli bir adam.
-Bilmezmiyim. Bu durum en çok da beni üzüyor.
Haldun Beyle karşılıklı kahkahalarımızdan sonra bu sabah ki kız gelmişti aklıma. Simsiyah saçları, mis gibi kokusu olan, ela gözlü güzel. Belki de Haldun tanıyordur onu diye düşündüm. Ağzını aramakla ne kaybedebilirdim ki.
-Haldun Bey, oteliniz bazı müşterileriniz sayesinde daha da güzelleşmiş doğrusu.
Diyerek saçmalamıştım. Şimdiye kadar hiçbir kadını böyle merak etmemiş ve araştırmamıştım, buda bana garip geliyordu. Bozuntuya vermeden sabah ki olayı anlattım. Banyomda başka bir kadının olduğunu. Haldun Bey, önce şaşırdı sonra her zaman ki gibi kahkaha atarak konuşmaya başladı.
-Vural, senden böyle şeyler duymak! Vural Çelik, yoksa birini gözüne mi kestirdi. Kim acaba bu şanslı kadın? Fakat, yanıldığın bir şey var. Bu otel de odaların karışması oldukça zor. Biliyorsun, odalara yerleşmeden önce çalışanlarımız odaya kadar eşlik eder.
Haldun Bey haklıydı bu benim aklıma hiç gelmemişti. Peki o zaman o kadın kimdi? Hayal görmüş olamazdım ya.
****
Vural, Haldun ile biraz daha oturduktan sonra odasına gidip dinlenmek istedi. Bu sırada, Ela otelin odalarını temizlerken, saatini duş aldığı odada unuttuğunu fark etti. Annesinden bir hatıra olan saati almak için Vural'ın odasına çıktı merdivenlerden. Vural ise çoktan asansöre binmiş, Ela'dan önce odaya ulaşmıştı. Nefes Nefese kalan Ela ne yapacağını bilmiyordu.
Odanın boş olmasını umut ederek gelmiştim ama malesef o yakışıklı adam odasında işte. Geri dönemem annemden kalan tek hatıram o benim. O beni gördüğünde anlayacak otel çalışanı olduğumu kıyafetlerimden ya beni işimden kovdurursa. Allah'ım bir yolu olmalı.. diye düşündüm. Kendimi aptal gibi hissediyordum. Birden adamın gülüşünü ve bakışını hatırladım ne kadar da güzeldi. Saati bile unutmuştum. Tekrar görmek istiyordum onu ama cesaret edemiyordum. Biraz daha bekledikten sonra kapıyı çaldım. Kapıyı açtığında yine o bakış vardı yüzünde gözlerimin içine bakıyor ve etkisi altına alıyordu. O an beynim işlevlerini yerine getiremiyordu adeta. Gülümseyerek bana baktı ve yine mi duş almaya geldin yoksa dedi. Ne cevap vereceğimi bilemeden:
-Şey.. Saatimi unutmuşum.
-İçeriye girip alabilirsin.
-Ben rahatsız etmeyeyim sizi isterseniz.
-Rahatsız olacağımı kim söyledi ki.
Tereddüt ederek de olsa içeriye girdim. Saatim bıraktığım yerde banyonun kapısının yanında ki masanın üzerindeydi. Hemen saati alıp koluma taktım ve kapıya doğru yürüdüm.
-Saatin senin için önemli sanırım.
-Evet. Teşekkür ederim odanıza girip saati almama izin verdiğiniz için.
-Teşekkür edilecek bir şey yok. Ne var ki bunda bende önem verdiğim eşyalar için aynını yapardım. Burada çalıştığını bilmiyordum?
-Özür dilerim. Banyonuzu kullandım ama ben odanın boş olduğunu düşünmüştüm. Ne söyleseniz haklısınız, isterseniz beni şikayet edip işten attırabilirsiniz.
Adam, bu lafımdan sonra gürültü bir şekilde gülmeye başladı. Ben yerin dibine girmiştim. Ne vardı ki bunda gülünecek. Alay etmek bu kadar da kolaydı işte ne de olsa ben sadece otel de çalışsan sıradan bir Ela'ydım. Ne, dur bakalım niye başını önüne eğdin hemen dedi ve çenemden tutarak başımı kaldırdı. Yaka kartımdan ismimi görerek:
-Ela... demek ismin Ela.
-Evet.
-Seninle alay ettiğimi düşündün, ben kimseyle alay etmem Ela. Sen bu otelin çalışanısın ben de müşterisi. Bizim olayımız sadece bu olmamalı. Eminim ki, bu güzel gözlerinin arkasında biriktirdiğin sakladığın ve benim bilmek istediğim çok şey var. Söylediklerim sana garip gelebilir. Ben duygusal şeyler söyleyecek kapasitede bir adam bile değilim. Ama seni sabah gördüğümden beri içimden bir ses seninle vakit geçirmem ve tanımam gerektiğini söylüyor Ela. Lütfen beni yanlış anlama sapık falan da değilim.
Dedi Vural.
****
Ela, Vural'ın gözlerine bakarken kendi gözlerinin güldüğünü ve parladığını anlamamıştı bile. Birisine güvenmek çok zordu Ela için. Hele böyle bir durumda hiç tanımadığı bir adamın bu sözleri söylemesi Ela'yı hem korkutmuş hem de umutlandırmıştı. Daha önce hiç hissetmedi aşkı. Bildiği tek şey çalışıp, kuzenleri Hakan ile Hülya'ya yardımcı olmaktı. Şu an ise düşündüğü tek şey Vural'dı. Aşkta tam olarak böyle bir şey değil miydi zaten. Aklınızı başınızdan alan, ilk görüşte sizi kendine bağlayan aşk, ne geçmişinizi hatırlamanıza izin verir ne de geleceğiniz için endişe duymanıza. Aşk, bugün varsa tek çıkarınız onu o gün yaşamaktır. Aynı Vural ve Ela'nın yaptığı, daha doğrusu yapmak zorunda kaldığı gibi. Kısa bir tanışmanın ardından, Vural, Ela'yı ikna etmişti. Ela işten çıktığı zaman birlikte akşam yemeği yemek için anlaştılar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELA
Fiksi Umum-Konuş benimle Vural Çelik, zamanı geldi anlat artık olanları. Vural, kafasını yerden kaldırıp gözlerime baktı. Az önce ağlayan adamın yüzünde gözyaşlarıyla karışmış garip bir tebessüm vardı. -Hissediyor musun Melis? -Neyi hissediyor muyum? -Ela'nı...