Bölüm 34

2.8K 108 16
                                    

Telefonun bangır bangır çalmasına karşın zoraki de olsa gözlerimdeki makyajı ovuştura ovuştura uyanmaya çalıştım. ''Bu ne beter sestir sabah sabah ya?'' diye söylenirken yattığım yerin baş ucunda duran telefona uzattım elimi. Gözlerim makyaj ve geç yatmam nedeniyle buğulu olduğundan arayanı göremeden açtım. Uykulu ve memnunsuz sesimle ''Efendim.'' dememle Ardanın sesini duymam bir oldu. Gözlerim hafif hafif aralanırken bağırdım, ''Sen git gide şizofreniye bağladın gerizekalı ne var ya bu saatte?''

''E napabilirim iki saattir uyandırmaya çalışıyorum kalkmıyorsun, hadi kalk şu yataktan da gülebileyim artık.'' sesin telefondan çok yanımdan geldiğini duyunca söylene söylene kalktım ve Ardanın karşısına dikildim. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmaya devam ediyordu.

''Arda telefonu kullanma demiyorum tabii ki hür iraden kullan, ama canımın içi bak dibimdesin Rengiiin desen duyarım.'' diye sitem ve alayla karışık konuştum. Beni omuzlarımdan geriye ittirdi ve elimden tutup etrafımda döndürdü. ''Bu gün her zamankinden daha da bir şahanesin!'' deyip kahkahayı patlattı. Kaşlarımı çatıp olanca aklımla anlamaya çalıştım.

''Ne diyon be'' gibi mahalle ağzı şive yapınca beni tekrar omuzlarımdan tutup aynamın karşısına sürükledi. Aynada kendimi görünce minik çaplı çığlık atmamla kahkaha ata ata kaçması bir oldu. Baştan aşağı köpek pisliğine bulanmıştım, yüzümün her yanı ne olduğunu çözemediğim boyalarla kaplanmıştı. Tekrar çığlık atıp koşmaya başladığımda ayağıma çarpan şeyin takma kuyruk olduğunu fark ettiğimde kıpkırmızı kesilmiştim sinirden.

''Arda, seni öldürmemem için sebebin de yok gel burayaa!'' diye bağırıp tekrar ardından koşmaya devam ettim. Oturma odasında kıstırıp sakin halime bürünmeye çalıştım.

''Rengin uzak dur!'' deyip gülüyordu.

''Tamam Ardacım bak ben gayette sakinim, gel konuşalım. Niye yaptın?'' Ellerini suçsuz gibi kaldırıp yeri işaret etti. ''Hepsi onun eseri.''

Minik köpeğe bakarak 'seninle sonra görüşeceğiz' tavrımı takındım. ''Lan köpek ritmik ve benek benek şekilde mi üzerime dışkısını bıraktı? Ya kuruğa ne demeli? Arda sen bittin!'' Koltuğun üzerinden koşarak üzerine atladım. Tüm pislik onada bulaşınca bu kez kahkaha sırası bendeydi. O bağırıp üzerini temizlemeye çalışsada olan olmuş, batan batmıştı bir kere. Memnunca banyoya koşarak ilk önce üzerimdekilerden kurtuldum. Saçlarımı sıkıca bağlayarak yüzümdekileri çıkarttım. Üzerimdeki iğrenç kokunun rahatsızlığı ile banyoda buldum kendimi. Suyu açıp rahatlamaya başladım. ''Şuna bak ya, sabah sabah köpek dışkısı içinde kuyrukla uyanacaksın deseler inanmam. Ama söz konusu Arda bey olunca eğlence tarzları tartışılır tabii.'' hem gülerek hem yüksesk sesle duyması amaçlı konuştum.

Üzerime okula uygun birkaç şey geçirip aşağı kahvaltıya indim. Ardada giyinmiş beni bekliyordu. Göz kırpıp başımı hayırdır anlamında salladım.

''Hadi Rengin Hazretleri, okula.''

''Ayy ne düşünce amaa, yolu biliyorum ben yat zıbar git işine.'' deyip dil çıkardım.

''Eee, zaten işim bu.'' deyip güldüğünde, ''Hayırdır şöforlüğemi başladın Ardacım.'' dedim.

''Hayır güzelim, okulunuza kaydoldum.'' zeytin boğazımda kaldı, öksürmeye başladım.

''Helal helal, hadi ben kaçtım. Yürüyerek gidersin.'' kapıya doğru yürümeye başladı. Yürümek zor geldiğinden arkasından koşup koluna girdim. ''Hadi gidelim o zaman.'' deyip yalancı gülümseme takındım. Göz devirip aşağıya indik.

Acımasız KralHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin