Eighteenth

640 92 11
                                    


jister: Okula yanıma gelip durma.

jister: Merak etme, bir arkadaşa ihtiyacım yok.

jister: Bana acıdığın için arkadaş olmaya çalışıyorsun ama cidden, kendini yorma.

charisoon: Sana acıdığım için değil, seninle arkadaş olmak istediğim için seninle konuşuyorum.

jister: Neden benimle arkadaş olmak istiyorsun ki? Bana "Kimse seninle arkadaş olmak istemez." demiştin.

charisoon: Ben öyle bir şey demedim.

jister: İma ettin.

charisoon: Hayır, etmedim.

jister: Sonuçta kimsenin beni sevmediğiyle ilgili bir şeyler söyledin.

charisoon: Pişmanım, mutlu musun?

jister: Neden mutlu olayım ki?

charisoon: Ne bileyim, beni pişman etmek için çabalar gibi bir halin var.

jister: Ben kötü biri değilim.

charisoon: İnanayım mı?

jister: Bunun için seni zorlayamam.

charisoon: Pekala, şimdilik seni iyi biri olarak görüyorum.

jister: Bana bu iyiliği lütfettiğiniz için teşekkür ederim majesteleri.

charisoon: Neden bu kadar soğuksun.

jister: İnsan birine kırılınca, eskisi gibi davranmak zor oluyor.

charisoon: Bana mı kırıldın? Ne yaptım ki?

jister: Önemi yok. Boşver.

charisoon: Seni bu kadar alıngan bilmezdim.

jister: İstediğimde alıngan olabiliyormuşum demek ki.



Little(?) Lie [SoonHoon]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin