OLAYLAR OLAYLAR

14 1 0
                                    

İlke daha önce gördüğü bu yakışıklı boylu boslu hoş pardon ultra hoş çocuğun onu en berbat halinde görmesine sinir olmuştu. Sanki hiç derdi yokmuş gibi bir de buna sinirleri bozulmuştu. "Bak ya boş yere çocuğa da bağırdım, aman o da her gördüğü ağlayan kıza sarkmasın ona neymiş ki ağlıyorsam ağlıyorum Allah Allah." Diye söylene söylene yürüyordu. Gözyaşlarının başkaları tarafından görülmesi onun için ebeveynlerini sevişirken görmek gibi bir şeydi. Hayatta güçlü olmak ne yaşarsa yaşasın dimdik ayakta durmak gibi takıntısı vardı ki kendisinin takıntı konusunda defteri oldukça kabarıktı. Uzunca zamandır aklını meşgul eden "Mete" meselesi bugün onu yıkmıştı adeta. İlke, kuralları çok sevmeyen bir kişi olsa da kendince belirlediği prensipler vardı. Dostuna asla kazık atma, sevdiğini asla aldatma, inat olsun diye kimseyi kırma, sevgilisi olanlara yan gözle bakma... Diye uzayan prensipler... Lakin gelin görün ki "sevgilisi olana yan gözle bakma" prensibi son zamanlarda bozuluyor gibi. Okulda 3 senedir tanıştığı bu sene de oldukça samimi olduğu arkadaş grubundan Mete'ye içinde karşı koyamadığı duygular oluşmaya başladı. Mete'nin de oldukça güzel bir ilişkisi vardı hem de 4 yıldır. (4 yıl sevgili olmak nedir ya millet 4 yıl evli bile kalamıyor.) Kendine defalarca kızdı hatta nefret bile etti bunun sadece hoşlantı olduğunu şuan hayatında kimse olmadığı için aklının karıştığını kendisine telkin etti ancak ne zaman Mete'yi görse midesinde kelebekler uçuşmasa da tarifini yapamadığı bir duygu onu esir alıyordu. Ona her baktığında içi gidiyordu. Onunla ilgili her detayı hatırlıyor, onu deliler gibi kıskanıyor, diğer arkadaşlarıyla rahatça el şakaları yaparken ona dokunamıyordu. Her akşam kendine kızıp artık onu unutması gerektiğini söyleyip ertesi gün okula gelmesini dört gözle bekliyordu. Yaptığının kalkeşçe ve iğrenç olduğunu düşündüğü için -ki biri ona böyle bir şey anlatsa o öyle düşünürdü sevgilisi var onun saçmalıyorsun derdi- kimseye bunu anlatamıyordu. Bugün de Mete kız arkadaşına evlenme teklifi edeceğimi söyleyince artık İlke de ipler kopmuştu. Bu canını deli gibi acıtmıştı. O kadar ki toplum içinde gözyaşlarına hakim olamamıştı. Bir de üstüne birkaç kere karşılaştığı çocuk ona neden ağladığını sormuştu. Zaten ne zaman bok gibi olsa, saçı başı dağınık olsa en olmayacak kişilerle karşılaşır. Hayır yani o kadar süsleniyoruz makyaj yapıyoruz karşılaşmıyoruz da niye salya sümükken karşılaşıyoruz? Bunları düşünürken evine varmıştı İlke. Diğer gün yaşayacaklarından bi haber kapısını açıp karanlık evine adım attı.

SÖZ MÜ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin