İlke ve Umut'un Nalan hanımı İstanbul'a gelmesi için ikna etmesi tam 1 saat sürmüştü. Sonunda artık pes edip kabul etmişti Nalan hanım. Sadece bir ay kalacak sonra geri dönecekti. Çıkış işlemlerini hallettikten sonra eve gidip Nalan hanımın bavulunu hazırlayıp yola koyuldular. Yol boyunca Nalan Hanımın dur durak bilmeyen konuşmasını dinlediler. Komşularının dedikodularını tek tek anlatmıştı. Saat 2 de eve gelmişlerdi. Umut ve İlke sanki 10 saat yolculuk yapmış kadar yorulmuşlardı. İlke evine geçtiğinde kendini koltuğa atmıştı.
-Allah'ım bu nasıl bir çene. Bir insan aralıksız nasıl bu kadar çok konuşabilir? Hayır bende çok konuşurum ama bu kadın nasıl bir şey böyle? Allah'tan sevimli bir kadın ama Kadir haklı insanın beynini sikiyor resmen. Aa Kadir! Hemen aramam lazım.
-Kadir ben eve geldim.
-Ya turşu bidonu benim işim çıktı ya. Anca akşama gelebilirim.
-Tamam. Ben bizimkileri çağırıyorum. Seninle de gece konuşuruz.
-Ya sıkıntı yok. Bir ara konuşuruz işte.
-Bana bak sarı kola bir ara falan değil bu gece konuşacağız!
-Bık bık bık. Tamam be. Kızım bak senin evlenme zamanın gelmiş. Dırdırlarını boşa harcıyorsun.
-Beni sen alsana. Hem dırdırlarıma da alışkınsın.
-Sen şuna beni kimse almaz sen al bari de evde kalmayayım desene.
-Ighhhh.
-Hah yine şu saçma inlemem. Neyse hadi akşama görüşürüz.
-Tamam byes.
İlke hemen Derin'i ve Mete'yi arayıp geldiğini haber verdi. Yaklaşık 1 saat sonra Mete eve gelmişti.
-Ya kızım nerelerdesin sen. Özledim seni valla.
Kapıda sımsıkı sarılmıştı İlke'ye Mete. İlke biraz şaşırmıştı. Mete'yle araları hep iyiydi ama Mete'nin onu bu kadar özleyeceği aklına gelmezdi. Bir de şöyle sarılmıyor mu ona. İlke'nin yine yanık olan devreleri tutuşuyordu.
-Ya boğulucam. Yeter. Hadi geç içeri. Anlat bakalım neler oluyor.
-Of İlke sorma. Acayip bunaldım. Aklın varsa evlenme gerçekten. Çok zor bu işler. Bir haftada yaşlandım resmen. Selin sanki bambaşka biri oldu. Her şeyden kavga çıkarıyor. En son kavgamız neydi biliyor musun? Nişan elbisesi 2 santim daha mı uzun olsun daha mı kısa. Bende ne anlarım ben kızım. Nasıl istiyorsan öyle olsun dedim. Vay efendim sen beni umursamıyorsun. Hiçbir şeye yardım etmiyorsun. Kafayı yicem gerçekten. Annemler desen ayrı dert. Hiçbir şeyi beğenmiyorlar. Niye salonda yapmıyormuşuz nişanı. Niye İstanbul'da yapıyoruz. Edirne'de yapalım. İlke ne dicem senin bu ev kaçıncı kattı? Atlasam ölür müyüm?
-Ya Mete allah aşkına saçmalama. Ya ölmezde sakat kalırsan. Bir de öyle mi uğraşıcaz seninle.
-Doğru diyorsun ha. Neyse başka bir yol bulayım ben köprüden falan atlıyayım.
-Mete'cim sakin ol. İnan bana her evlenen çift sizin gibi sorunlar yaşıyor. Bugünleri sonra gülerek hatırlayacaksınız.
-Öyle mi diyorsun?
-Tabi ki.
-Valla bilmiyorum İlke. Acele mi ettik acaba? Benim kafam karışmıyor değil.
-Kafan tam olarak ne için karışıyor?
-Ya Selin'i tabi ki seviyorum ama evlenmek ne bileyim başka bir şey. Yeterince birbirimizi tanıyor muyuz?
-Oha artık Mete. Oğlum kaç yıldır çıkıyorsunuz saçmalama. Sen bunaldığın için böyle hissediyorsun. Bak bu nişan olsun hepsi geçer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ MÜ?
RomansaAsla yapmam dediği şeylerin en önde bayrak taşıyanı olan, aşktan yana şansı sifon çekilip lağıma gönderilmiş, kuruntular kraliçesi İlke ile çocukluk aşkı tarafından en yakın arkadaşıyla aldatılmış, şanstan yana nasibini bahtsız bedevilerden almış, f...