----------SENA'DAN----------
Çok korkmuştum. Bir anda hayatım karardı gibi hissetmiştim. Haber gelmişti. Gülçemden... Hangi şerefsiz it ona çarpmıştı. Onu bir bulsam öldürmekten beter etmek istiyordum. Hangi hızla ne ara hastaneye geldiğimi anlayamamıştım. Hastaneye geldiğimde yoğun bakım alanında öylece yatıyordu. Gözlerimin önünde eriyip gidiyordu sanki...Keşke onun yerinde ben olsaydım keşke. Bir köşeye oturup ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Kardeşim dediğim insan ölüyordu ve elimden bir şey gelmiyordu ne iğrenç bi duygu. Bir an sinirle ne yaptığımı anlamadan sertçe ayağa kalktım,gözlerim kararıyordu. Çıldırıyordum. Berkay ve Yiğit koşarak yanıma geldi. Beni sakinleştirmeye çalışsalar da başaramadılar. İkisininde gözleri dolmuştu. Yapacak bir şey yoktu. Tek çaremiz dua etmek ve beklemek...Böyle mal mal beklemek!
"Gülçe Aslan ' ın yakınları kim ?"
Doktorun sesiyle kendime geldim ve koşarak biziz diye bağırdım...
"Durumu nasıl? İyileşecek dimi? O bizi bırakamaz! Bir şey söylesene doktor bozuntusu konuşsana hadi ne bekliyorsun"
Bağırarak konuşuyordum. Sinir ediyordu beni. Suratıma mal mal bakması. Konuşsana be adam! Ufo gören masum köylü gibi karşımda dikiliyordu.
"Üzgünüm, Gülçe Hanım için elimizden geleni yaptık. Ama maalesef ... maalesef"
"Sussssss konuşmaaa yalan söyleme bana! Söyleme lütfen söyleme ..."
Sonlara doğru sesim çok kısık çıkmıştı. Sanırım kalbim durmuştu. Hayat benim için bir hiç olmuştu. Kendimden nefret ediyordum. Benim sucumdu. Kurs çıkışında beraber gitseydik bunlar olmayacaktı. Allahım ben ne aptalım!!! Ağlıyordum, boş boş ağlıyordum.
"Bakın lafım bitmedi. Gülçe Hanım öldü gibi bir şey söylediğimi hatırlamıyorum bayan "
Nasıl yani ? Yaşıyor muydu ? O an şaşkınlık mutluluk hüzün kısaca bütün duygularım birleşmişti. Gülçem yaşıyordu . Bırakmazdı zaten bizi...
"Gülçe Hanım'ı kurtardık. Ama maalesef hafıza kaybı oldu. Elimizden gelen her şeyi yaptık."
"Hafıza kaybı mı? Geçici bir şeydir dimi bu kalıcı değil. Değil dimi ? Bizi unutmamıştır değil mi? "
" Maalesef ki kalıcı, ancak zaman içerisinde bazı şeyleri hatırlayabilir. Sizi dahil kimseyi hatta kendini bile hatırlayabileceğini sanmıyorum. Siz bu süreçte ona kendinizi tekrar tanıtın ve sıfırdan başlayın , başka çözümü yok . İyi günler ."
Üzerime birden ağırlık çökmüştü. Agliyordum sessiz sessiz. Duvara yaslanıp yere oturdum. Ellerimi bacaklarıma doladım ve başımı bacaklarımın üstüne koydum. Hareketsizce duruyordum. Sadece düşünüyordum. İçinden çıkamıyordum. Sanırım dediklerine göre 2-3 saat öylece durmustum. Farkında bile değildim. Berkayın sesiyle kafamı kaldırdım. Gelmişlerdi. Gülçe'nin annesi Seçil teyze ve babası Onur amca... Abisi Fatih ve kardeşi Batu da oradaydı . Çok telaşlı görünüyorlardı. Yanlarına gittim. Seçil teyze bana sarılmıştı. Ağlıyordu kısık kısık . Bana döndü
"Sena, sen onun en yakınısın. Onu en iyi sen anlarsın. Lütfen biz gittikten sonra ona emanet ol , koru. Biz bu sorumluluğu kaldıramayız. Öz evladımız gibi sevdik onu ,ama yeniden onu büyütemeyiz , bizi tanımayacak ve bunu kaldıramam..."
Ne ? Nasıl ? Öz evladımız gibi sevdik de ne demek ? Zaten öz evladı değil mi ? Bizi tanımayacağını kaldıramam da ne demek oluyor ? İçim sızlıyordu. Nefes alamıyordum. Bu kadın ne saçmalıyordu böyleee!!!
"Biliyorum canım, şaşkınsın, dilin tutuldu . Sana herşeyi anlatacağım. Uygun zamanda da sen Gülçe ye anlatırsın...Biz gidiyoruz, bir daha da asla gelmeyeceğiz."
Gerçekten dilim tutulmuştu . Diyebildiğim tek şey anlat demek olmuştu...
Gidiyorduk. Bir yaz sabahı yola çıkmıştık. 3 yaşındaki oğlumuz Fatih'in ilk tatiliydi. Yolu seyretmek keyif vericiydi . Mutluyduk . Ta ki önümüze o araba çıkana kadar ... Direksiyonu yana kırdık ve birden araba dönmeye başladı. Arkadan gelen başka bir arabaya çarptı arabamız... Çarpınca birden yan şerite geçti o araba. Tam yanında olan uçurum...İşte o uçurum hayatımızı değiştirdi. Gözlerimizin önünde yuvarlanıyorlardı. Bizim yüzümüzden. Halbuki bizim yuzumuzden bile değildi. Önümüze o araba çıkmasa bunların hiçbiri yaşanmayacktı. Ve Gülçe de öz ailesiyle mutlu bir şekilde yaşayacaktı ... Yuvarlanan arabadaki herkes ölmüştü. Gülçe hariç.. Daha kucucüktü. Suratima masumca bakıyordu . Suçluluk hissettik ve bir hata yaptık ... Onu aldık ve büyüttük. Ona gerçeği hiçbir zaman anlatamazdık. Ama artık zorundayız. O sana emanet. Bizi hiç tanınmasın onun için daha iyi... Hoşçakal
Neye ugradığıma şaşırmıştım... Diyecek bir şey bulamıyordum. Bana baktı ve gittiler. Peki ben ne yapacağım şimdi ? Allahım bana yardım et :(
Uzun bir bölüm oldu :D ( Medyada Sena var )Nasıldı sizce? Düşünceleriniz çok önemli benim için unutmayın şekerlerim... Sizleri seviyorum.
Keyifli okumalar dilerim :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATUNUM OL BE GÜZELİM
De TodoGarip bi başlangıç. Herkesten herşeyden uzak. Eray ve Gülçe'nin hikayesi. Karanlık günlerden uzaklaşmaya çalışan iki genç. En garip şey ise 4 yıl o 4 yıl içindeki yaşadıkları, Eray acaba Gülçe sayesinde kötü huylarindan vazgeçip hayata yeniden basla...