Bugün çok sinirli uyandım. Rüyamda çok değişik şeyler gördüm. Aslında ben hiç böyle rüyalar görmezdim. Bu rüyada ise uçan atlar, yüzen kuşlar, uçan penguenler, zıplayan arılar vb birsürü saçma şey gördüm. Neden bilmiyorum. Ben çok hayalperest bir insan değilim. Saat 13.30 gibi ALİ bana mesaj attı. Mesaj şöyleydi: İlk olarak Günaydın😘Rüyamda uçan atlar, yüzme bilen kuşlar falan gördüm. Bunun bir anlamı varmı? Varsa yazar mısın?
İkimizin de aynı rüyayı görmesi sizce de saçma değil mi? Ayrıca iki haftaya kadar birbirimizin varolduğundan bile haberimiz yokken. Neyse işte zaten benim hayatımda hiçbir zaman normal bir olay olmadı. Bu yüzden çok da şaşırmadım. Ali' ye mesaj attım ve çok saçma ama benim de aynı rüyayı gördüğümü yazdım. Yaklaşık 1 saat sonra Esra uyandı.
- Günaydın bu ne surat böyle
- Esra dalga geçmeyeceğine söz verirsen sana birşey anlatacağım.
- Söz ama moralimi bozacak bişeyse kahvaltıdan sonra
- Yok sadece biraz saçma
Rüyamda uçan atlar, yüzen kuşlar, uçan penguenler gördüm.
-😳😳😳
- Esra daha da ilginçi Ali de aynı rüyayı görmüş.
- 😳😳😳😳
- Off Esra bana bakma öyke bön bön
Bu diyalogdan sonra kapı çaldı. Delikten baktım Postacı!!
Bize sadece indirim falan olduğu için posta gelirdi. Fakat annem öldükten sonra zaten ben bütün hesapları iptal etmiştim. Neyse onu kapıda bekletmemek için gidip kapıyı açtım. "Selin Yılmaz mı?" dedi. " Evet" dedim. " Bu size şuraya bir imza atrasanız paketi size verebilirim" dedi. İmza atıp kimden geldiğini sordum. Zafer Yılmaz !!!! Babam...
Bana neden kargo göndermiş olabilir ki?? Heyecanla paketi açmak için salona koştum. Paket çook büyüktü. İçinden babamın ben çok küçükken çizdiği portrem vardı. Koşa koşa yukarı çıkıp yatağımın hemen üzerine onu astım. Çok güzel olmuştu. Bu arada baban madem seni seviyo neden senle yaşamıyo derseniz; benim babam ülkelere gidip ellerine gelen malları tanıtıyor. Bu yüzden de benle birlikte yaşamıyor. Tekrar aşağı indiğimde Esra Nesfiti çıkarmıştı ve iki tabak da kaşıklarla birlikte masanın üzerindeydi. Mutfağa gidip sütü çıkardım. Sonra da o buz gibi sütü tabaklara eşit olacak şekilde koydum. Nesfitin en çok çikolatalı olanını sevdiğimiz için dolapta 6 tane ekonomik boy var. Esra ya göre bu kadarı fazla ama bazen ikimiz de evden çıkmak istemediğimiz için markete gitmiyoruz. Ben de bu yüzden küçük bir önlem aldım. Saat şu an 14.30 ama ikimizin de uykusu var. Ven yukarı çıkıp portremin fotoğrafını çekip instagram a attım. Telefonuma sürekli bildirim geliyordu. 10 dakika sonra telefonuma baktım ve 20 beğeni 5 yorum vardı. Neden bilmiyorum ama sevindim. Biraz oyalandıktan sonra Ali aradı. Sinemaya gideceklerini ve bizim de onlarla gelmemizin nasıl bir fikir olduğunu sordu. Ben de Esra ya sordum ardından da " Mükemmel olur😊" dedim. Ortalığı toplayıp üzerimizi giyindik. Doğal bir makyaj yapıp çantamızı hazırladıktan sonra onları kapının önünde beklemeye başladık. Zaten çok beklemedik. 5 dakikada kapıdalardı. Ali söze başladı:
- Selin çok güzel olmuşsun☺
- Teşekkür ederim.
- Eee hangi filme gidelim?
- Bence sizde isterseniz Dedemin Fişi ne gidebiliriz.
- Bana uyar.
- Bana da uyar.
- Bana da.
Akasya ya gittikten sonra ilk önce Burger King e gittik. Yemek yiyip sohbet ettik. Sonra da biletlerinizi alıp film vaktine az olduğu için mısırlarımızı ve içeceklerimizi aldık.
Herşey çok güzeldi. Film den sonra Mado ya gidip tatlı yedik. Daha sonra biz lavaboya gittik. Biz gelene kadar onlar hesabı ödemişlerdi. Artık gitme vakti gelmişti. Saat 18.30 iki kız olarak artık evde olmalıyız. Onlarla birlikte Avm den çıktık. Zaten çok geçmeden evdeydik. Ben biraz kitap okudum ( Kumsaldaki Meteor) ve ben kitap okurken Esra uyumuştu. Bu inanılmaz birşey değil. Esra zaten hep erken yatar. Yine bir günün daha sonuna geldik. Hayat kısa, kuşlar uçuyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evet Arkadaşlar...
KorkuBu "Evet Arkadaşlar"sözüyle ölüme giden bir hikaye. Bir ölüm insanın hayatını ne kadar değiştirebilir ki ?? Bence Selin in hayatı artık eskisi gibi olmayacak... Kalbindeki yara hiç kabuk bağlamayacak. Fakat maviş onun için bir umut ışığı olabilir...