ACI

127 5 0
                                    

Multimadia: Serhat'ın instagrama attığı fotoğraf

Hayatımız aslında bir kitap gibi. Kendimiz şekillendiriyoruz. Karakterleri, kişisel özelliklerimizi hep biz kendimiz seçiyoruz. Her gün o kitabın sayfasını dolduran iyi veya kötü şeyler yaşıyoruz. Seviyoruz, aşık oluyoruz, mutlu oluyoruz, heyecanlanıyoruz.. Bu uzun yolculukta yanımızda olacak kişileri belirliyoruz. Fakat bazılarımız bu hikayenin her yaprağını hayatı ve kendini severek dolduruyor, bazılarımız kin ve nefretle. Her şeyden önce kendimizi sevmeyi bilmeliyiz. O zaman bu yolculukta önümüze çıkan tüm engelleri aşabiliriz. Ne kadar canımız yanarsa yansın hiçbir şey bu kitabın bitmesine engel olamaz
"Kumsal neredesin sen kızım mesaj geldi okula gitmemişsin seni çok merak ettim" annemin sesiyle irkildim. Ah okulu tamamen unutmuşum. Annemler gözlerimin kıpkırmızı halini görünce şaşkına döndü. "Kumsal sen iyi misin ne oldu?" diye sordu. "Anne lütfen soru sorma iyiyim şimdi endişelenecek bir şey yok" diye geçiştirdiğimde arabaya binip eve gittik. Kendimi direk banyoya atmak istesem de annem engel oldu "Kızım bir şey olmuş bana anlatacabileceğini biliyorsun değil mi?" dediğinde boynuna sarıldım. Annemi seviyordum, babam olmadığı için benimle daha çok ilgilenip eksikliğini aratmamaya çalışmıştı. "İyiyim anne biliyorum" diye yanıtladım. Gerçekten bu tür konuları annemle paylaşmayı sevmiyordum. Aslında çekiniyorum diyelim. Neyse ki annem daha fazla üstelemeden gitti ve kendimi banyoya attım. Ilık suda yıkanmak ruhumu rahatlatıyordu. İyice temizlendikten sonra çıkıp üstümü giyindim. Saçlarımı kabarmasından dolayı kurutmayı sevmediğimden açık bırakıp uzandım.  Yarın güzel bir gün olmasını umuyordum. Telefonumu elime aldığımda şarjının bitip kapanmış olduğunu farkedip şarja taktım. Telefon açılır açılmaz ardı ardına mesajlar gelmeye başladı. İlayda ve Selin meraktan ölmüş bin tane sesli mesaj yollamışlardı. İlayda'yı arayıp daha sonra Selin'i de ekleyerek konferans kurup onlara bugünki olanları anlattım. İkiside beni teselli etmek adına yarın hafta sonu olduğundan buluşma planı ayarladılar. Kahve deposunda buluşup sohbet etmek üzere randevulaşıp telefonu kapattık. Bir an önce yarın olmasını dilerek uykuya daldım. Sabah uyandığımda saat 10:30'du. Biz ise 11:30'da buluşmak için sözleşmiştik. Daha vaktim olduğuna sevinip instagram hesabıme girdim. Fazla vakit bulamadığımdan bildirimler çoğalmıştı. Serhat'ın yeni bir resim paylaştığını görünce ağzım açık kaldı. O yakışıklılık yetmezmiş gibi bir de kas yığınıydı. Fotoğrafa dalmışken yeni bir bildirimle telefonum titredi. Ah olamaz. Bahçede bana bakıp duran çocuk takip isteği göndermişti. Çocuk yakışıklı olmasına yakışıklıydı ama pek ilgimi çektiği söylenemez. Yine de isteğini kabul ettim. Sosyal medyada oyalanmamın ardından kalkıp boyfriend pantolonumu üstünede yarım bordo tişörtümü giyip spor ayakkabılarımla kombinledim. Annemin çoktan işe gitmiş olduğunu farkedip mutfakta bir şeyler atıştırıp evden çıktım. Sahil eve uzak olmadığından 10 dakika sonra varmıştım. Cafede oturan Selin, İlayda, Mert, Akın ve Serhat'ı gördüğümde yine kalbim ağzımda atıyordu. Selin mini beyaz elbisesi ve pudra rengi ceketiyle gerçekten ilgi çekiciydi. İlayda ise mini bir şort ve üstüne bol haki yeşil bir tişört tercih etmişti. Mert tercihini siyahlardan yana kullanırken Serhat bembeyaz tişörtü ve kot pantolonuyla gerçekten kalbimi yerinden çıkarıcaktı. Yanlarına oturduğumda çoktan milshake söylemişlerdi. Garson masaya geldiğinde bende tramisu ve çikolatalı milkshake söyledim. Dünki olaylardan dolayı gözlerimde kızarıklık kalmıştı. Siparişim geldiğinde gözüm yan masadaki kıza kaydı. Sarı kısa saçları ve yemyeşil gözleri olan kız nerdeyse götünü göstericek derece -ultra mini- eteğiyle Serhat'ı kesiyordu. Tabi Serhat'ın gözü kızın başka bir yerlerinde. Kıskançlık krizlerim tetiklemeye başlamıştı. İkisinide öldürmek istiyordum. O sırada telefonuma gelen mesajla titredim
"Bordo sana yakışmış SOYKAN"
Bu numara neyin nesiydi böyle. Her kim ise şuan beni görüyordu. Tedirgin olduğumu belli etmemeye çalıştım. O sırada İlayda ile Akın'ın el ele tutuştuğunu farkettim. Ben daha neler olduğunu sormadan İlayda "Kumsal biz  Akın'la çıkmaya başladık" dediğinde şaşırmamıştım. İlayda'nında ondan hoşlandığının farkındaydım. "Tebrik ederim çok tatlısınız"dedim. Gerçekten yakışmışlardı. Onlar koyu bir sohbete dalmışken Mert bana "Nasılsın Kumsal" diye sorduğunda "İyidir senden" diye karşılık verdim. Bir süre böyle muhabbet ettikten sonra Mert'le iyi anlaşmaya başlamıştık. Ne kadar bad boy havalarında sigarakolik bir çocuk olarak görünsede aşırı derecede sempatik ve tatlıydı. Hava kararmaya başlayınca evlere dağılmak üzere ayrıldık. Bizim evin sokağına girmiştim. Hava oldukça soğumuştu ve ben üstüme ceket almadıgım için kendime kızmıştım. Apartmana ulaştığımda anahtarı almak için çantamı kurcalarken ağzımı tutan el ile birlikte bilincimi kaybettim.

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin