Soğuk Zemin

111 7 0
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda yine siyahla döşenmiş odadaydım. Baş ucumda beni izleyen Kaan'ı görmemle dudaklarımdan minik bir çığlık çıkmasına engel olamadım. Bu yaptığıma karşılık Kaan'ın gülmesiyle gözlerimi devirdim. Sinirle "Korkuttun" dediğimde "Sadece seni izliyordum" diyerek sırıttı. Bu çocuk gülümsediğinde gerçekten ona kızması imkansızlaşıyordu. Dün akşam yaprakların üstünde uyuyakaldığım aklıma gelince daha sormaya gerek kalmadan Kaan"Dün uyuyakaldın bende uyandırmaya kıyamayınca kucaklayıp eve getirdim" dedi. Kaan iyi bir çocuktu ama daha fazla burda kalmamı gerektiricek bir şey yoktu. Zaten ona karşı oldukça sakin ve anlayışlı davranmıştım. Daha fazla ertelemeyip "Artık eve dönebilir miyiz?" dediğimde yüzü düştü. "Tamam, sen nasıl istersen öyle olsun" dediğinde başımı olumlu anlamda sallayıp önce banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dağınık bir topuz yapıp çıktım. Salona indiğimiz sırada Kaan kolumdan tutup beni kendine döndürdüğünde "Kumsal, birdaha beni görmek istemezsen anlarım. Ama sadece sana olan hislerimi bilmeni istediğim için buraya geldik. Sana zarar vermem" dedi. Sesindeki endişeyi hissetmiştim. Dolaylı yoldan bir daha konuşup konuşmiycağımızı soruyordu. Derin bir nefes alıp "Hislerine saygı duyuyorum Kaan, ama benim kalbim başkasına ait. Seninde bunu kabullenmeni bekliyorum" dediğimde başını olumlu anlamda sallayıp hızla evden çıktı. Bende arkasından çıktıktan sonra arabaya binip yol boyunca sessiz kaldık. Sanırım onu kırmıştım. Ben bir erkek tarafından sevilmek ne demek bilmedim. Kaan'a karşı nasıl davranacağımı bilmiyordum. En iyisinin akışına bırakmak olduğunu düşündüm. Evin önüne geldiğimizde ben arabadan inecekken, "Kendine iyi bak Kumsal. İhtiyacın olduğunda bıraktığın yerde bıraktığın gibi olacağım" dediğinde durdum. O an yaşadığım duygu karmaşasıyla yanağına ufak bir öpücük kondurdum. O an gözlerinde tarif edemediğim bir duygu gördüm. Mutluluğun öyle bir tonuydu ki bu hâla olayın şokunu atlatamamış bir şekilde bana baktı. Onun bu haline sırıtmadan edemedim. Daha fazla oyalanmadan eve çıktım. Neyse ki annem evde değildi. Kendimi yatağa atıp, bir süre öylece tavanı izledim. Kitabımı almak için çekmeceye uzandığımda telefonumun da orda olduğunu farkettim. Kaan onu bilerek almamış olmalı. Annem bu duruma kızıcaktı. Telefonuma baktığımda annemin, İlayda'nın, Selin'in ve tanımadığım başka bir numaranın daha mesajları vardı. Bütün mesajları okuyup, anneme de geldiğimi haber veren mesajımı atıp bilmediğim numaranın mesajına girdim. "Selam" yazılı mesajın kimden geldiğine bakmak için profil resmine tıkladığımda Serhat olduğunu farkedince şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum. Birkaç dakika öylece bakakaldıktan sonra "Selam" diye yanıtladım. Çok geçmeden beklediğim mesaj geldi. "Naber yeni kız" yazdığında heyecandan gerçekten bayılabilirdim. Yine de onun nasıl biri olduğunu kendime hatırlattım. Ama kalbim mantığımın sesini bastırıyordu. Bir süre havadan sudan mesajlaştıktan sonra espri yapmaya başlamasıyla rahat hissetmeye başladım. Şuan resmen sevdiğim çocukla mesajlaşıyorduk. Bana eşek lakabını taktı. Ah, bu çocuk gerçekten sinir bozucu. Benim ona olan duygularımı bilmediğinden kankasıymışım gibi konuşması oldukça normal tabii. Ben de bozuntuya vermeden yakın bir arkadaşımla konuşuyormuş gibi konuşmaya devam ettim. Ben konuşmaya dalmışken annemin geldiğini farkedememişim. Odama girip "Kumsal, seni çok merak ettim kızım. Bir anda arkadaşında kalmaya karar veriyorsun ve üstelik yanına telefonunu almıyorsun. Son zamanlarda olan duygu değişimlerin yüzünden arkadaşında kalmana, kendini toparlamana müsaade ettim. Ama bir daha telefonunu yanından ayırmıyorsun. Sana ulaşabilmeliyim" dediğinde haklı olduğu için bir şey diyemedim. "Bir daha ki sefere unutmam anne" dediğimde beni öpüp yatmamı söyledi. Saat gerçekten de geç olmuştu ama ben Serhat'tan kopamıyordum. Annem odadan çıktığında Serhat'ın "Şarjım az, iyi geceler" mesajını gördüğümde istemeye istemeye yatağa girdim. Sabah alarmdan önce kalkıp duşa girdim. Fazla oyalanmadan acelece yıkandıktan sonra saçlarımı kurutmadan açık bıraktım. Zaten çabuk kuruyan bir saç yapım vardı. Daha ben okula varmadan kuruyup dalgalı halini alırdı. Okul formalarımı da giyip evden çıktım. Çantamdan kulaklığımı çıkartarak okula doğru yürümeye başladım. Daha müzik bitmeden okula geldiğimi farkedince bugün her zamankinden çabuk geldiğimi düşündüm. Sınıfa girdiğimde Serhat, İlayda ve Mert şişe çevirmece oynuyorlardı. İlayda beni görünce koşup sarıldı. Mert de elini uzatıp selam verince Serhat'ta öküzlüğünü sergileyip "Hoşgeldin eşek" dediğinde hafifçe sırtına vurdum. -Yakışıklı olduğun kadar sempatik de olmasana be çocuk.- İlayda'nın yanına oturup oyuna eşlik ettim. İlk soru sırası Mert ve İlayda'ya geldiğinde İlayda Mert'e "Biriyle sevgili olmak istesen bu sınıftan kimi seçersin?" dediğinde Mert biraz düşünüp "Ceren" diye yanıtladı. Sanırım çaprazımda oturan esmer kızdan bahsediyordu. Çünkü sınıfta 4 kızdık. Serhat Mert'in cevapa vermesiyle şişeyi çevirdiğinde sıra Mert ve Serhat'a gelmişti. Mert Serhat'a hain bakışlar attığında onu zorlayacağını düşünüp kıkırdadık. Mert "Sence Kumsal güzel kız mı?Onunla çıkmak ister miydin?" diye sorduğunda Serhat yüzünü buruşturup " Ne işim olur abi ya" diye gülmeye başladı. O an yine kalbimin acıdığını hissettim. Size bu duyguyu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Nefesim kesiliyor, boğazımda bir şeyler düğümleniyor ve yutkunamıyor gibi oluyorum. Kırgınlığımı anlatacak bir cümle dahi bulamayacak kadar kırılmak. Bakın burası son. Bundan daha kötüsü yok. Onca şeyi içten içe yaşarken bile yansıtmamaya çalıştım. İlayda'ya lavaboya gideceğimi söyleyip gülümseyerek sınıftan çıktım. Anlamamalıydılar. İçimde büyüyen kırgınlık tüm bedenimi sarsa da dışarıya yansıtmamalıydım. Başım dönerken lavaboya girdim. Ama daha girer girmez bilincimi kaybedip soğuk zemine düştüm. Kalbimdeki acı boğazımı düğümlerken duyduğum tek şey Kaan'ın sesiydi: "Kumsal aç gözünü Kumsal!"

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin