Gelen mesaja "Kimsin" diye cevap yazdıktan sonra beklemeye başladım. Yarım saat geçmesine rağmen cevap alamayınca aradım fakat açmadı. Deli gibi merak ediyordum. Gruba mesaj atan kişinin numarasını yollayıp kızlara tanıyıp tanımadıklarını sordum fakat hiçbiri tanımadığını söyledi. -Böylelikle Serhat olma ihtimali de suya düşmüş oldu- Birçok kişiye daha numarayı bilip bilmediklerini sordum. Kimseden olumlu cevap alamadım. Daha fazla bu numarayla uğraşıcak gücüm kalmadığında uykuya teslim oldum. Sabah kalktığımda dün numarayla ugraşmaktan banyo yapmadığımı ve saçlarımın kabardığını görünce banyoya koştum. Kendimi ılık suyun altına bıraktım. Su beni saç diplerime kadar gevşettiğinde banyodan çıktım. Formamı üstüme geçirip, saçlarımı kurulayıp düzleştirdim. Spor ayakkabılarımıda giyip evden çıktım. Her zamanki gibi okuldan ilerlerken üşendiğimi farkedip kısa yoldan ara sokağa girdim. Sabah olduğu için sessizdi. Sokağın bitiminden sağa döner dönmez karşımda Serhatın bankta bir kızla sarmaş dolaş oturduğunu görünce göz yaşlarımı tutamadım. Onu her böyle görüşümde sanki kalbime bıçak batırıyorlar gibi canım yanıyordu. O beni farketmemiş olacak ki hiç istifini bozmadı. Bunu fırsat bilip uzaklaştım. Nereye gittiğimi bilmeden sahil yolunda yürüdüm. O kadar kendimde değildim ki bir arabanın korna sesiyle son dakika ezilmekten kurtuldum. Sürücü yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu. Ben ise cevap vermeyip hala deli gibi ağlıyordum. Birkaç saniye sonra kendime gelip nefesimi düzenlemeye çalıştım ve oradan uzaklaştım. Sahilde bir banka oturdum. Ben hiç hissetmediğim duygularla daha tanışma fırsatı göstermeden canım yanıyordu. Ben hiçbir erkek için ağlamamış bir kızdım. Doğru düzgün sevgilim de olmamıştı zaten. Ama Serhat'ı gördükten sonra her şey bir anda gelişti. Ve ben ona hissettiklerimin adını bile koyamıyordum. "İyimisin kızım?" Beni bu düşüncelerden sıyıran kişi yanıma oturmuş olan yaşlı amcaydı. Saçları beyazlamış, tahminen 60 yaşında vardı. "İyi değilim" dedim güçlükle çıkan sesimle. Amca cebinden mendil çıkartıp bana uzattıktan sonra "Az önce seni gördüm kızım banktaki iki kişiye bakıp ağlamaya başladın. Aldatıldığını düşünüp yanına gelmeye başladım ama çok dalgın ve hızlı yürüyordun, canının yandığı her halinden belliydi. Sorunun nedir?" diye sordu. Birine anlatmaya ihtiyacım olduğu için Serhat'ı gördüğüm anı ve sonrasındaki hislerimi teker teker anlattım. Amca ise sabırla beni dinledi. Sözümü bitirdiğimde "Aşk bu kızım. Bende senin yaşlarındayken bizim evin yanına yeni taşınan bir kızı görmüştüm. İlk görüşte aşık oldum. Sürekli her gün kızı seyredip onun için defter tutuyordum. Her gün ne giydiğine kadar yazılıydı o defterde. Sonra birgün cesaret edip yanına gidicekken sevgilisiyle sarılırlarken gördüm. Dünyam başıma yıkıldı. O defterde yazılı olan 312 sayfayı yakıp denize attım. Çok geçmeden kız nişanlandı daha sonra da evlendi. Ben onu hiç unutamadım. Hiç kimseyi sevmedim ondan sonra ve kimseyi tanıma fırsatında bile bulunmadım. Ta ki bir kadın gelip bana ne kadar aşık olduğunu anlatıncaya kadar. Kadına önce başkasına aşık olduğumu söyledim. Ama pes etmedi. Ona bir şans vermemi istedi. Benim yaralarımı sarabileceğini anlattı. Ona bir şans verdim. Bana kendimi unutturup baştan yazdırdı. Onunleyken daha mutluydum, canım yanmıyordu. Ve o kadınla 34 senelik evliyim. Unutma kızım birini sevmekten daha değerli birşey varsa o sevilmektir. Elbet yaralarını saracak biri olur. Aşık olduğunu unutamazsın ama seni sevene alışırsın."Amcanın anlattıklarına gerçekten duygulanmıştım. Haklıydı. Sevilmek sevmekten daha önemli. Ama unuttuğu bir şey var babası tarafından bile sevilmemiş bir kız başka bir erkeğin onu sevebileceğine nasıl güvenebilirdi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Roman pour AdolescentsBaba sevgisi görmemenin eksikliğiyle büyüyen ve erkeklere güveni olmayan bir kızın hikayesi. KUMSAL SOYKAN. Yeni okulundaki sarışın yakışıklıya aşık olup hayal kırıklığına uğrayacağını nerden bilebilirdi ki ? Ve tekrar gizemli bir yakışıklının yaral...