Yola çıktığımızda, ilk önce İlayda ve Selin'i evlerine bıraktık. Ardından bizim evin önüne geldiğimizde Kaan, annemden benimle biraz sahilde konuşmak istediğini söyleyince annem kabul edip eve çıktı. Kaan, arabasını bizim evin bitişiğindeki otoparka koydu ve sahile doğru yürümeye başladık. Bir süre sessiz kalıp öylece yürüdük. Akşam olmuştu fakat hava pek karanlık değildi. Rüzgar saçlarımı geriye doğru atarken havaya bakıp derin bir nefes aldım. Belki de ani bir kriz sonrası bu havayı bir daha soluyamiycaktım. Benden başka hiçbir şeyi olmayan annemi yanlız bırakıp gidicektim. Bu düşünceler çok canımı yakıyordu. Serhat'ı tüm hücrelerimden silip atmak istiyordum. Yaşamak her şeye rağmen güzel şey, fakat ben bir uçurumun kenarındayım ve sevenler bir adım öne çıkıyor. Kaan'ın "Bugünki krizinin sebebi de Serhat'ın yeni sevgilisiymiş, İlayda anlattı. Bu çocuk sana iyi gelmiyor anlamıyor musun Kumsal? Bu çocuğun aşkı sana zarar veriyor." dediğinde ona doğru döndüm. Sahile gelmiş olduğumuz için önce bir banka oturduk. Daha sonra dediğine karşılık "Ben istemiyor muyum onu unutmayı. Ama onun gözlerine bakarken bu çok zor oluyor." dedim. Kaan beni dinledikten sonra denize doğru döndü. Birkaç saniye dalgaların kıyıya vuruşunu seyrettikten sonra konuşmaya başladı. "İzin ver Kumsal. İzin ver unutturayım. İzin ver yaralarını sarayım. Yeni bir sayfa açalım. Acıya üzüntüye yer olmayan bir sayfa. Kalemler bizim elimizde. Mutlulukla dolduralım hayatımızın geri kalanını. İzin ver bana" dedikten sonra ellerimi tutup gözlerimin tam içine baktı. Kaan'ın sevgisi gerçekten her kızın hayal ettiği türdendi. Ben onunla olamazdım. Özellikle sağlığım bu durumdayken onu kendime daha çok bağlayamazdım. İyileşme şansım vardı evet, ama Serhat sayesinde bunun mümkün olacağını sanmıyordum. "Kaan ben yapamam, anla beni. Ben Serhat'ı unutamam. Onu severken seninle birlikte olursam kendimi de senide kandırmış olurum." dediğimde daha çok yaklaşıp gözlerini kırpmadan bana baktı. "Her yara mutlaka iz bırakır Kumsal. Ben sana unutursun demiyorum sadece alışırsın" dedi. Kaan'a şans vermeyi çok istiyordum. Ama bunu yapabilir miyim bilmiyorum. "Benim aşkım sana iyi gelicek Kumsal söz veriyorum. Senin istemediğin hiçbir şey olmiycak. Sadece beraber vakit geçiricez. Sen istemediğin sürece ne sana dokunurum ne de öperim. Bu ilişkinin kuralları senin elinde" dediğinde içimden neden olmasın diye geçirdim. O sahildeki yaşlı amca da o kadar aşıkken sevdiğinin yokluğuna alışmıştı. Yaraları kabuk bağlamıştı. Belki de Kaan bana iyi gelirdi. "Peki ama her şey istediğim gibi" dediğimde mutluluktan gözleri parlıyordu. Kötü giden bunca şeyin içinde iyi olan tek şey onun gözleriydi belkide. Sevgiyle bakan gözleri. "O zaman ben seni evine bırakayım. Zaten yarın hafta sonu, tüm günü beraber geçiririz akşam da bi yemek yedikten sonra seni evine getiririm" dediğinde onayladım. Eve doğru yürümeye başladığımızda hâla düşünceliydim. Olacak mıydı ki? Başarabilir miydim bilmiyordum. Kısa bir sürede hayatıma giren çocuğun mahfettiği beni, bana geri kazandırabilir miydi? Denemeliydik. Hayatta yaptığımız hiçbir şeyden, yapamadıklarımız kadar pişmanlık duymayız. Yanımda yürüyen adamın beni sevgisiyle yaşatmasını istiyordum. Eve vardığımızda Kaan "Hoşçakal sabah seni ararım" dediğinde "Tamam görüşmek üzere" diyerek ona el sallayıp apartmana girdim. Yarın yeni bir hayat seni bekliyor Kumsal. Doktorun dediklerini unutma. Tek bir kriz. Hayatını bitirmeye yeter. Kapınım ziline bastığımda annem ilk çalışta kapıyı açtı. Ben içeri girdikten sonra boynuma sarıldı. "Sana bir şey olacak diye o kadar korktum ki" dediğinde sesi ağlamamak için kendini sıkıyormuş gibi boğuk boğuk geliyordu. Belkide birkaç damla yaş yanaklarından süzülmüştür. "Korkma anne iyiyim ben. Seni bırakıp bir yere gitmem, sil bu düşünceleri zihninden. Sen benim en değerlimsin. Bugünki olanları unutalım. Hem bak ne diycem. Biz ne zamandır birlikte film izlemiyoruz değil mi?" dediğimde gülümseyip salona ilerledi. O filmleri kurcalarken bende odama girip üzerime pijamalarımı geçirdim. Daha sonra yanına gittiğimde filmi seçmişti. Filmi başlatmadan önce mutfaktan kendimize göre mısır patlattık ve filmi izlemeye başladık. Filmdeki kız kanserdi ve filmin sonunda hayatını kaybediyordu. Anneme baktığımda ağlıyordu. Bende kendimi tutamayıp ağlamıştım. Aslında bugünün duygusallığı üzerine bu film pekte iyi gelmemişti. Film bittiğinde kalkıp odalarımıza gittik ve uykuya daldık. Yarın güzel bir gün olucaktı. Yani umarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
أدب المراهقينBaba sevgisi görmemenin eksikliğiyle büyüyen ve erkeklere güveni olmayan bir kızın hikayesi. KUMSAL SOYKAN. Yeni okulundaki sarışın yakışıklıya aşık olup hayal kırıklığına uğrayacağını nerden bilebilirdi ki ? Ve tekrar gizemli bir yakışıklının yaral...