İhtiyar

10 3 0
                                    

Adadaki son gecemi güzel biçimde değerlendirebilmek için Murat ile kumsalda bir yürüyüşe çıkmayı istedik. Akşam saatlerinde başlayan yürüyüşümüz havanın kararmasına rağmen devam ediyordu ve gecenin ilerleyen saatlerinde alınan birkaç kadeh konyağın da etkisiyle Murat, aslında kendisinin de tüm ümidinin tükendiğini itiraf etmişti. Yine de kalıp araştırmasını sonlandırmakta kararlıydı. Ailesinin hasreti ciğerlerini dağlasa da bunu yapmak zorundaydı. Onu mutlaka bulacaktı! Bilim içindi her şey. Ölüm pahasına bile olsa yeryüzünde henüz bilinmeyen o canlıyı bulacak ve dünyada ilk defa tanımlayacaktı. Hayatını bilime adamış bu neferi tanıyor olmaktan gurur duydum ve yaşadığım bu hoş duyguyu dostça dile getirdim. Söylediklerimden gururlanan arkadaşım şevklenerek, belirgin bir hazla farkına varmadan, biraz hızlanmıştı. Bu durumda, takip edebilmem için benim de hızımı arttırmam gerekti. Kendisiyle yan yana yürümeyi başaracak kadar hızlandıktan sonra yeni bir sohbet konusu açtım ve yaşadığım anlık bir dalgınlıkla, gayri ihtiyari biçimde, önüme çıkan küçük bir taşa tekme attım. Taşın yuvarlanışı ilgimi çekmişti. Bir süre, süregiden sohbetten koparak, tekmelediğim taşın kısa seyahatini izlemeye koyuldum. Eski günlerde sıkça yaptığımız çocukça bir hareketti bu. Normalde bu tür saçma hareketlerde bulunmazdım. Ancak ertesi sabah adadan ayrılacağım ve evimin huzurlu ortamına döneceğim için içim kıpır kıpırdı. İçimdeki mutluluğu arkadaşımı üzmemek adına gizlemeye çalışıyordum. Gerçi benim gerekçelerimi doğru bulduğundan daha fazla bir şey diyemezdi. Yine de üzülmesin diye hislerimi gizlemeyi daha doğru buluyordum. Taş, bir süre yuvarlandıktan sonra, önümüzde sıra sıra uzanan kum tepecikleri arasında dibe batarak gözden kayboldu. Lakin, birkaç adım sonra, taşın bir kum boşluğuna gömüldügünü anladım. Çocukça bir heyecana kapılarak, tıpkı golfçülerin yaptığı gibi, tam isabet anlamında sağ yumruğumu sıkıp havaya kaldırdım. Ancak gerçekten de turnayı gözünden vurduğum biraz sonra ortaya çıktı.

Küçük çukurun yanına geldiğimizde kumsalda doğal karşılanacak türden oyuklardan biri olmadığını, kısa aralıklarla devam ederek ormanın içlerine doğru devam eden sıra dışı izlerden biri olduğunu gördük. İzler rüzgarla oluşan yapılardan çok, ayak izlerini andırıyordu; ama, bu izlerde bir gariplik vardı. Bir insana göre oldukça uzun ve derin olan ayak izlerinde ayrıca, parmak aralarının perdeli bir yapıya sahip olması dikkatleri çekiyordu. Murat, telaşa kapılarak, izlerin kesinlikle yaratığa ait olduğu düşüncesine sarıldı. Kendisine izlerin gayet de bir insana ait olabileceği ihtimalini yabana atmaması gerektiğini hatırlattım. Yine de izlerin parmak aralarına denk gelen kısımlardaki paleti andırır şekillere bir açıklama getiremiyordum. Kafa karışıklığımızı gidermek için bir kez daha materyalist yanıma başvurarak, izlerin geceleri zıpkın avına meraklı bir turiste ait olabileceğini öne sürdüm. Ancak adaya gelen misafirlerin konakladığı tatil köylerine fazlasıyla uzaktık ve etrafta bir insana ait herhangi bir emare göremiyorduk. İlgimizi çeken izler ormanın derinliklerinde kayboluyordu ve bu bölgede konaklamak için herhangi bir yapının var olup olmadığını da tam olarak bilmiyorduk. Belki de ormanın biraz içerisinde kalabalıktan kaçarak inzivaya çekilen yerel halktan birinin kulübesi vardı. Derinliklerine bakılırsa izler yüz kiloyu aşkın bir adam tarafından bırakılmış olmalıydılar. Bu fikrimi de öne sürdüm. Lakin bu tezim de basit bir açıklamayla çürütülebiliyordu. O ağırlığa sahip bir kimsenin paletli veya paletsiz, oksijenli veya oksijensiz dalması dalgıç eğitim kursları tarafından kesinlikle izin verilmeyen ve titizlikle kontrol edilen bir konuydu. Bunca fikirden sonra zihnimde canlanabilen tek ihtimal kalmıştı. İzlerin oluşmasını sağlayan kişinin yapılı ve ağır kas sporlarıyla ilgilenmiş biri olabileceğini öne sürdüm. Güçlü kuvvetli bir yapıya sahip birinin o ağırlıkta olsa bile tek başına dalmada sorun yaşayacağını sanmadığımı belirttim. Bu fikrime de burun kıvıran Murat, izleri takip etmenin nasıl olabileceğini sordu. Benim için pek de huzur verici olmayan bu teklifi, birazcık ilerledikten sonra geri döneceğimize söz vererek kabul ettirmeye çalıştı. Hem belki de az ilerde izler tamamen kaybolacaktı. Bir sonuç elde edemeyeceğimizden emin olduğum kısa bir araştırmadan bir şey çıkmayacağını düşünerek bu teklifini kabul ettim. Gerçekten de bir müddet ilerledikten sonra izleri görebilmek imkansız bir hal almıştı. Takibimize yarın gündüz gözüyle devam etmek daha doğru olacaktı. Nelerle karşılaşacağımızı kestirmenin güç olduğu, hiç tanımadığımız bir yerde, üstelik de gecenin bu karanlık zamanında, daha fazla ilerlemek riskliydi. Gerçekten de izlerin sahibi peşinde olduğumuz yaratıksa ev sahibi olmasının verdiği avantajla hiç beklemediğimiz bir yerden saldırısına maruz kalabilirdik. Üstelik, başlarda bu kadar karmaşıklaşacağını tahmin etmediğimiz araştırmamıza girişmeden önce her ikimizin de evinde unuttuğu silahların bize bir faydası olmayacağını hatırlattım. Saydığım riskleri özenle dinleyen Murat ihtimallerin ağırlığından dolayı yumuşayarak, birkaç adım daha gitmek koşuluyla, geri dönme teklifimi kabul etti. Orta bir yol bulmuş olmanın verdiği rahatlıkla arkadaşımın ardı sıra yürümeye başladım. Birkaç adım gitmemiştik ki ağaçların arasında bir hayvan veya insanın çıkartabileceği denli kuvvetli bir hışırtı duyduk. Sesler çok yakınımızdan geliyordu ve daha fazla ilerlemenin doğru olmayacağını düşünerek geri dönmek istedim. Fakat Murat sık çalı ve bitki örtüsü sayesinde biraz ötede sesleri çıkartan şeyi yerimizi fark ettirmeden seyredebileceğimizi öne sürdü ve karanlığa doğru ilerlemeye devam etti. Zifiri karanlığın ortasında, daha önce dolaşmadığımız ıssız bir alanda, silahsız ilerlemenin korkusunu bastırmaya çalışarak, arkadaşımı takip ettim. Sadece ağaçların tekinsiz hışırtılarının duyulabildiği, ıpıssız bir alandaydık ve kalp atışlarımızı bile rahatça duyabiliyorduk. Bilinmeze doğru ürkek bir adım daha attık. Fakat, bir anda arkadaşım derin bir soluk aldı ve davetkar bir el hareketiyle hızlıca boşluğa doğru hareketlendi. Merakımı cezbeden bu davranışıysa benim de heyecanla boşluğa atılmama neden oldu.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin