Ertesi gün...
Adam yine her zamanki gibi sabah erkenden uyandı. Sabah 6' ya kurduğu alarmıyla yataktan kaktı, açılmak için elini yüzünü yıkadı, kıpkırmızı bir çay demlemek için çay suyunu da ocağa koydu. Dolaptan tam yağlı beyaz peynirini, Gemlik zeytinini, mayhoş tadıyla vişne reçelini, domates ve 2 tane de yumurta çıkardı. Yumurtayı tavada seven adam, onları kırmak için kenara ayırdı. Ardından kaynayan suyu alıp çayını demledi. Masaya koyduğu peyniri, zeytini ve reçeliyle her şey tamdı eksik olansa baş tacı çayı ve sevdiği yumurtaydı. Demini alan çayını da doldurduktan sonra ince belli çay bardağına, vakit kaybetmeden tavaya yumurtasını da kırdı.
Kahvaltısını yaparken aklına akşamki Simay'la yaptığı konuşmalar geldi bir an. Hoş! hayatını meşgul eden şey şu sıralar hep Simay'dı zaten. Aklından geçen düşüncelerle kafasına dank edense taşınmak oldu! Elinde ağzına atacağı lokması kalırken kendi kendine söylenmeye başladı:
"Hadi taşındık diyelim, e hadi ev sahibini de ikna ettik diyelim. Bu ne zamana kadar böyle sürecek ki? 1 ay mı 2 ay mı ya da yıl? Yok artık! ne yılı oğlum, abartma!" dedikten sonra ağzına son lokmasını da götürüp, çayını da bitirmişti. Ellerini yıkayıp, bir erkeğe göre gayet bakımlı olan dişlerini de fırçalayan adam üzerini giyinmek için gardrobunu açtı. Dolabı her zaman düzenli ve kıyafetleri de her vakit temizdi. Huysuz, asabi, belki de somurtkan görünen adama göre beklenmeyen hareketlerdi bunlar zaten bu huylarını pek kimse de bilmezdi, yakın duyduklarının dışında. Dolabından kot gömlek ve altına da krem renginde kotunu giyinmeye karar veren adam üzerini değiştirmişti sonunda. Sivil çalışmasının da bazen dezavantajı olmuyor değildi hani? Bugün ne giysem? Sorusuna o da takılırdı çünkü.
Neşeliydi aslında çıkarken, biraz nedensiz bir mutluluktu daha ziyade. Emniyete gitmek için arabasına bindi, yolda giderken bir kaza gördü. Hale bak? Bir araba başka araca arkadan vurmuştu. Adam birden kaza yaptığı o günü, yani kısaca Simay' la karşılaştıkları o günü hatırlamıştı birden, muzip bir gülümseme attıktan sonra yoluna devam etti. Yolda giderken telefonu çalınca üstelik arayanın da Onur müdür olduğunu görünce arabayı sağa çekip konuşmaya başladı:
-"Alo? Bedir günaydın oğlum. Emniyete gitmeden bana uğra, birlikte geçelim emniyete."
-"Peki, müdürüm baş üstüne." Telefonu kapattıktan sonra ters manevra yapıp geri döndü tekrar, müdürün evine gitmek için.
***
Kadının gözüne gece boyunca uyku girmemişti. Neden mi? Uzun zamandır planladığı şeyin adımlarını gerçekleştiriyordu sonunda. Bedir' i ikna etti, evi de tutmak üzere bu da demek oluyor ki Timur'un gerçek niyetini öğrenmeye az kalmıştı. Düşüne düşüne elini yüzünü yıkadı, pijamalarını çıkardı, dağınık dolabından mor renginde skinny bir pantolon üzerineyse salaş olan krem renkli bir triko hırka aldı. Üzerini giyinmişti, sırada makyajı ve saçı vardı. Makyajını her daim sade ve şık yapardı ve yine öyle yaptı, saçlarını da düzleştirdikten sonra tamamdı. Aynada şöyle bir kendine baktıktan sonra boynuna bir kolye takması gerektiğini düşündü ve kalın gold bir kolye taktı. İşte şimdi tamamen hazırdı.
Kahvaltısını yine alelacele yapmak zorunda kalması artık vazgeçilmez huy olmuştu onun için bu yüzden anne ve babasının söylenmelerini kapı ardında bırakıp hemen çıktı. Bir aksilik olmadan hastaneye gitse çok iyi olacaktı fakat bazen durumlar istenildiği gibi olmuyordu ne yazık ki zira öyle de oldu. Tam arabasına binecekken görmüş olduğu şey karşısında resmen başından aşağıya kaynar sular inmişti kadının. Akşam Bedir'i ıslatmaya kalkışan kadın, sabah arabada çamur olma ihtimalini unutmuştu ve malum o çok sevdiği arabasının akşamki yağmurdan nasiplendiğini ve gerçekten çok kirlendiğini görünce de baya bir afallamıştı. Bu kirle değil hastaneye gitmek arabanın yanından bile geçemeyecek karaktere sahipti kadın. Tüm hastaneye rezil olurum korkusuyla ne yapsam derdine düştü. Aklına taksi çağırmak gelince hemen eline telefonu aldı ve kayıtlı olan taksi numarasını bulmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİN FİRARDA!
Teen FictionTANITIM Güzel, alımlı, ego patlaması olan, zeki, kurnaz, tabi biraz da sakar bir kadın-- Dr. Simay Karizmatik, ukalalıktan haz etmeyen, uyanık, işinde başarılı, mesleğine aşık bir adam--Bedir Komiser Oldukça yakışıklı, çapkın, zeki, nişanlısını alda...