Hayatım da Sehun'u gördüğüm için bu kadar mutlu olacağımı hiç düşünmezdim. Evet Sehun'a aşıktım ama şuan aşık olduğum adam kurtarıcım olarak karşımdaydı. Sehun'a baktığımda gözleri dolmuştu.
Hemen yanıma gelip alnıma bir öpücük kondurdu. Kelepçelere yönelip yatakta olan kısımları kırdı. Kollarımda ki kısımlarda duruyordu. Eğer vampir bir sevgiliniz varsa hayat bazı yönleri ile güzeldir.
Sehun düğmeleri açık olan gömleğimi görünce sanki bir hazineyi saklamak ister gibi hızlı bir şekilde ilikledi. Onun bunu yapması benim çıplaklığımdan utanmama sebep oldu. Gözlerim dolmuştu. Sehun vücudumda bir şeyler var mı diye hafif geri çekilip bana bakarken gözlerimin dolu olduğunu gördü. Hemen beni kendine çekip saçlarımı okşuyor, öpüyor bir yandan da beni sakinleştirecek cümleler kuruyordu.
"Sakin ol sevgilim geldim yanındayım.. Korkma." Sehun bana bunları söylerken bir yandan da kollarımı sıvazlıyordu.
Kai ve Kris de odanın kapısının orada gelecek olan saldırı için bekliyordu. Bir andan aşağıdan uluma sesleri geldi. Çocuklar dehşet bir ifade ile birbirlerine bakmaya başladılar. Anlaşılan kimse Jisoo'nun gerçek kimliğinden haberdar değildi.
"S-sehun o-o Jisoo k-kurtadam." en sonunda cümlemi bitirdiğim de Sehun kaskatı kesilmişti.
"Siktir!" hepsi bir ağızdan küfür ettiğinde 'terbiyesizler' dememek için kendimi çok kastım. Ortam buna uygun değildi.
Evin içinden gürültüler ve uluma sesleri çoğalınca ilk başta düşünmediğim gerçek yüzüme şiddetle çarptı. Jisoo'yu oyalayan kişi kimdi?
"S-sehun o-onu kim oyalıyor?" Sehun'a korkarak baktığım da bir anda ayağa fırlayıp kapıya doğru yöneldi.
Bende arkasından kalktığım da daha ne olduğunu anlamdan duyduğum isimle olduğum yere akıldım kaldım.
"Gi-Kwang.."
Çocuklar odadan fırlayıp çıktığı anda odada çıkıp çocukların arkasından gitme isteğimi zapt edememiş ve bende arkalarından odadan çıkmıştım. Odadan çıkınca fark ettim ki bulunduğumuz ev iki katlı ahşap ağırlıklı bir dağ eviydi. Bulunduğumuz da ki merdiven balkon şeklindeydi ve aşağısı buradan görünüyordu.
Bunlara bakarken Sehun, Kai ve Kris trabzanlardan aşağı atladılar. O an çığlığı bastım ama lanet olsun ki onlar vampirdi! Ne diye korkuyorsam. Daha bu duruma alışamamıştım.
Bende bir kaç dakika durduktan sonra göreceğim manzaraya kendimi hazırlayıp yavaş yavaş trabzanlara doğru yürümeye başladım. En sonunda trabzanlara vardığım da aşağıda ki gördüğüm manzara ile şok geçirdim.
Jisoo açık kahve, sık tüylü kocaman bir kurda dönüşmüştü. Kwang'ın bütün kıyafetleri parçalanmıştı ve yer yer kan vardı lakin görünürde yarası yoktu. Kwang önden Jisoo'yu oyalarken Kris arkadan yaklaşıyordu. Kai'nin elinde ise kocaman bir halat vardı. Büyük ihtimal ile bağlayacaklardı.
Sehun ise.. sadece Jisoo'ya nefret ile bakıp bir köşede bekliyordu. Kwang Jisoo'nun ağız kısmını tutmaya çalışırken Kris arkadan Jisoo'nun sırtına atladı ve boynunu büktü. Jisoo büyük bir uluma saldı.. Kai elinde ki halatın bir ucunu Kwang'a fırlattı ve ışık hızı ile eş değer bir hızda Jisoo'nun ayaklarını yani patilerini bağladılar.
Şimdi Jisoo yerde boylu boyuna yatıyordu. Kai ve Kris ise sırt kısımından baskı yaparak kımıldamasını engelliyorlardı.
Kwang ve Sehun ise birbirlerine bakıyorlardı. Kısa bir süre sonra Kwang konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magical Night
VampirosYeni yerleştiğim kasabada hiç birşey normal değildi. Efsaneler kol geziyordu ortalıkta. Peki bunun doğru olması yüzde kaçtı? Ya 'O'nun bu muhteşemliği neydi? Ve bu gizemli çocuğun bir vampir olma olasılığı yüzde kaçtı? Sen nesin OH SEHUN? | maiimia ®