Lütfen medyada ki müzikle okuyun.
Korkuların arkasına saklanmak sadece aptalların işidir derler her zaman. Ve ben bunca zaman hep korkularımın arkasına saklanmıştım. Luhan'ın vampir dönüşümünü her zaman planlamış ama önceden duyduğum bazı rivayetler yüzünden bunu yapmayı hiç düşünmemiştim.
Rivayetlere göre bünyesi dayanıklı olmayan insanların dönüşüm sırası bütün organlarının içte patladığı, bu yüzden de dönüşemediği söylenirdi. İlk başlarda buna inanmamıştım ta ki kuzenim Yoora'nın minik bedeninin dönüşümden sağ çıkamayıp öldüğüne şahit olduktan sonra.
Luhan dönüşümü kabul ettiğin de bu gerçeği korktuğum için ona söylememiştim. Çünkü ben koca bir aptaldım.
Şimdi ise karşımda 2 saat geçmesine rağmen uyanmadan yatıyordu. Yanına uzandım. Başımı tam kalbinin olduğu yere yasladım. Koktuğum da, üzüldüğüm de, boktan hayatıma iğrendiğim de hep kaçıp rahatlamak için sığındığım yer de şuan minik bir kıpırtı bile yoktu. Teni buz gibiydi. Ellerimizi birleştirdim. Sol elini tutup dudaklarıma yasladım. Narin güzel elleri de kendi gibi buz gibiydi.
Gözlerimden bir kaç damla atmayan kalbinin üzerine süzüldü. Rüzgar esiyordu. Luhan üşümesin diye daha çok ona sokuldum. Benim tenim de buz gibiyken nasıl ısıtırdım minik sevgilimi.
Hep Luhan'a karanfilim derdim çünkü karanfiller saflığı temizliği ve ölümü simgelerdi. Karanfilim dedikçe sorarca bakan gözleri doluştu anılarıma.
Bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan. Hafif doğruldum ve Luhan'ı kucağıma çektim. Topraklı saçlarına öpücük kondurmaya başladım.
Üşümesin diye kollarını sıvazlamaya başladım. Isınırsa belki kendine gelirdi.
Ama hiç kıpırtı yoktu.
Yüzümü gökyüzüne doğru kaldırdım. Yalvarmam yakarmam gerekti. Sustukça boğazım da bir şeyler düğümlenip geliyordu. Gözlerimden sicim gibi yaşlar akarken gücüm yettiğince bağırarak konuşmaya başladım.
"Tanrım lütfen! Lütfen onu benden alma! Ondan başka geriye tutunacak bir şeyim kalmadı. Onu da alırsan, ben kimsesiz kalırım. Yalvarırım sana..."
Ağlamalarım artık genzimi tıkayacak hale geldiğin de kollarım da bir sıkışma hissettim.
"S-sehun-ah?" ve onun eşsiz sesi duyuldu ardına.
"L-luhan?" hemen yüzünü kendime çevirdim gözlerini güçlüklü açtı. Gözleri.. Kıpkırmızıydı.
"K-kendimi çok yorgun hissediyorum Sehun..." yaşıyordu işte! Miniğimi bana bağışlamıştı tanrı! Luhan'ı kendime çekip sıkıca sarıldım. Sonra birazcık uzaklaştırıp yüzünün her yerine öpücükler kondurdum.
"N-ne oldu Sehun-ah?" şaşkın şaşkın sordu Luhan.
"G-geç uyandın Luhan. S-sana bir şey oldu sandım. S-s-eni kaybettim sandım.." ilk başta şaşırdı. Olasılıkları bilmiyordu çünkü. Sonra minik bir tebessüm verdi ve yaklaşıp dudaklarıma tüy kadar minik bir öpücük kondurdu.
"Şey.. Sehun-ah ben.. ımmm açım." kızararak söylediği şey ile kendime kızdım. Luhan'ın şuan yorgun hissetmesi normaldi çünkü kana ihtiyacı vardı. Benim dönüşümüm de amcam bana kan hazırlamıştı. Ben ise Luhan'a hiç bir şey hazırlamamıştım. Tanrım.. Cidden çok bencildim.
"Hareket edecek gücün var mı Lu?" ayağa kalkıp elimi uzattığım da elimden tutup ayağa kalkmıştı minik sevgilim.
"Biraz var sanırım." Luhan ile ayağa kalktığımız da ilk test etmem gereken şey hızdı. Bakalım minik sevgilim hızlı hareket edebiliyor muydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magical Night
VampirYeni yerleştiğim kasabada hiç birşey normal değildi. Efsaneler kol geziyordu ortalıkta. Peki bunun doğru olması yüzde kaçtı? Ya 'O'nun bu muhteşemliği neydi? Ve bu gizemli çocuğun bir vampir olma olasılığı yüzde kaçtı? Sen nesin OH SEHUN? | maiimia ®