Multimedya: Deniz Soykan (Debby Ryan)
Uzun ve stresli bir aradan sonra tekrar okula gidecektim. Beynim ve kalbim ilk kez ortak bir karar vererek bedenime gitmemesi için komut veriyordu. Halama, mutlu anlarında okulu bırakıp çalışmak istediğimi söylesem de tek kelime etmeden beni terlikle kovalamaya başladı. Artık okula devam etsem bile üniversite kazanamayacağıma emindim. Canan'la liseye ilk başladığımızda üniversite için hayal kurardık. Hayalimiz, beraber ODTÜ'yü kazanmaktı. Canan ile gerçekleştirmek için ailelerimize savaş açtığımız çoğu şey vardı. Evden kaçarak Rihanna konserine gitmemiz, okuldan kaçarak hayvan barınaklarında gönüllü olarak çalışmamız, markete gidiyoruz diye sushi yemeye gittiğimiz o güzel ve eğlenceli günler... Hatırladığım o tatlı anılara karşılık yüzümdü kocaman bir gülümseme belirmişti. Halam fark etmiş olacak ki elinde ütüleyip getirdiği okul formamı yatağıma koyarak:
"Hayırdır biciriğim, okula gideceğin için mi bu kadar mutlusun?" Halamın dediklerinde ki okul kelimesi tüm mutluluğumu alıp götürmüştü. Somurtarak:
"Hayır tabii ki de okul için mutlu değilim olmam da zaten. Şu halime bak Melahat Hala, ne geldiyse başıma okulda geldi." bozulan sinirlerim yüzünden gözüm seyirmeye başlamıştı. Halam formamı giymeme yardım ederek:
"Peki heyecanlı mısın? Sitenin paylaştığı haberi Oğuz bana da gösterdi. Ne kadar da kötü bi durum olsa da okulda ki popülerliğin tadını çıkar." saçlarımı okşayarak yanağıma bir buse kondurdu.
"Denerim. Ama umarım dediğin gibi olur."
"Telefonun hep açık olacak anlaştık mı?"
"Tamam ama okulda kapalı olması gerekli."
"Ben öğretmeninle konuşurum, sen açık tut mutlaka."
"Peki." diyerek sırtıma çantamı aldım ve odamdan çıktım. Arkama bakarak odaya göz gezdirdim. Eğer bir şey unutursam günümün tamamı kötü geçiyordu. En azından ben buna inanıyordum.
"Neye bakıyorsun sen öyle güzellik." biranda yanımda beliren Mert'e baktım ve:
"Aaa ödümü patlattın Mert."
"Korkma kız." gülerek yanımdan uzaklaştı. Yanıma tekrar geldiğinde elinde bir miktar para vardı. Yaklaşınca çaktırmadan parayı avucuma sıkıştırdı. Sessizce:
"Eğer bir sorun olursa beni hemen ara, telefonum hep açık. Sen annemin tek kızısın. Bizim de tek kız kardeşimizsin." dedikleri gözlerimin dolmasına sebep olmuştu.
"Gel bakayım buruya." bana sarılarak saçlarımı okşadı. Boyu benden çok uzun olduğu için ancak göbeğinden biraz yukarıya geliyordum. Benden ona sarıldım ve:
"Çok teşekkür ederim. İyi ki varsın....Ağabey...." beni kendinden uzaklaştırdı ve gözlerimden süzülen yaşları eliyle sildi.
"Tatlı şey seni. Hadi kahvaltı yapalım. Sonra da seni okula bırakayım."
"Yok gerek yok yani ben kendim giderim."
"Olmaz. Seni tek sanmasınlar. Arkanda benim olduğumu bilsinler." dedikleri karşısında boynumu bükmek zorunda kaldım.
"Peki o zaman."
.......
"Hadi Deniz, geç kalacaksın. Çabuk ol." Mert beni kapıda bekliyordu. Beni okula bıraktıktan sonra derse gidecekti.
"Tamam, tamam geldim." beraber yürürken ona dönerek:
"Halam dava açmaz dimi o çocuğa."
"Sahi ben seninle o konuyu konuşacaktım. Doktorun yanında fazla özele girmedim ama bence açmalıyız." gözlerinde ki öfkeyi fark ederek:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENDEKİ BEN
General FictionGeleceği uğruna geçmişinden sildiği anıları hatırlayıp, canından çok sevdiği arkadaşı Canan'ı öldüren kişiyi bulmaya çalışacaktı. ''Kalbime söz geçirdim diyelim, peki ya beynimi karanlığın içinden nasıl çıkaracağım... Soruyorum sana, her uyandığında...