Bölüm 10 - Yorucu Bir Gün

105 32 6
                                    


Multimedya: Mert Mayıs (Ben Bowers) 

"Kalk bakalım uykucu" Mert yanıma gelerek beni dürtmeye başladı.

"Ne..Ne oluyor ya?" Gözlerimi zar zor aralayarak Mert'e baktım.

"Hıı sen miydin ama ben uyuyacağım. Kalkmam bana ne."  sırtımı ona dönerek elimli gitmesini işaret ettim. 

"Aaa çok ayıp." Masanın üzerinde ki bardağı yüzüme boşalttı. 

"Yaa.. Ne oluyor ya bela mısın Mert uyuyacağım dedim ben sana. Asıl sana ayıp. Şu halime bak yaa. Sağol yani yüzümü yıkamama gerek kalmadı." Yatakta doğruldum. Yan gözle Mert'e bakarak özür dilemesini bekledim.

"Ama çatı katında seni çok mutlu edecek bir şey var." Heyecanım daha da artmıştı. 

"Neymiş bakalım o beni mutlu edecek şey?" 

"Gel benimle, kendin gör." Kapıya doğru yöneldiğini gördüğümde ise yataktan aceleyle kalkıp onu takip etmeye başladım. Pijamam çok komik görünüyordu. Koridorda ki aynayı bu yüzden çok seviyordum. Ne kusurum varsa görebiliyordum. Hemen pijamamı düzelterek Mert'i izlemeye devam ettim. 

"Gel bakalım." 

"Aaa bu ne?" 

"Ne olduğunu görmüyor musun?" 

"Yani tabii ki gördüm ama nereden çıktı bu?" Şaşkınlığım heyecanla birlikte merakımı daha da arttırmıştı. 

 "Hani istemiştin ya. Yani daha doğrusu boks yapmak hayalinmiş sen söylemiştin. Bende sana doğum günü hediyesi olarak ne alabileceğimi düşünürken bu söylediğin aklıma geldi ve bende sana bunu aldım. Geç oldu ama umarım beğenirsin." 

"Tabii ki de beğendim. Şuna bak çok iyi." Sevincimi Mert'le paylaşmak istediğim için boynuna sarıldım.

"Çok sağol Mert. Artık kas yapabilirim." İçten içe kendimi geliştireceğim için mutluluğumu arttırıyordum. İleride kim bilir kaç kişiyi  haşat edecektim. Kum torbası sayesinde. 

"Ne önemi var. Sen mutlu ol yeter küçük kardeşim." Eliyle kafama vurarak saçlarımı dağıttı. 

"Eee ne diyoruz başlayalım o zaman. Senin kasların var yani nasıl kas yapabileceğini biliyorsun. Seni yardımcım olarak tuttum Mert. Maaşın da para yerine çiklet olacak." Gülerek:

"Tamam nasıl istersen patron." 

"Tamam anlat bakalım."

"ilk 10 şınav sonra 10 mekik 8 şınav 8 mekik 5 şınav 5 mekik 3 şınav 3 mekik ilk bu seviyede git sonra ağır bir şey bul ve onu kaldırıp indir. Tabii bunları pijamayla yapamazsın."

"Haklısın eşofman giyip geliyorum.

....

"Geldim." 

"Tamam o zaman başlayalım. Benim  yaptıklarımın aynısını yapacaksın tamam mı?"

"Tamam." 

"Ama yorulunca bırakmak yok anlaştık mı."

"Tamam dedim ya Mert."  Mert yere yüz üste yatarak bedenini kollarının yardımı ile doğrulttu. Yaptıkları ilk başta kolay gelse de güçsüz kollarım artık dayanılamayacak acılar ile bedenimi taşıyordu. Mert en başından dediği için bırakamazdım. 

"Ya Mert ne zaman dinleneceğiz? Hee bide ban artık kum torbasını yumruklamak istiyorum." 

"Sabırlı ol Deniz."

....20 dakika sonra....

"Hadi kalk bakalım. Beş dakika dinlenme süresi."

"Ne? Beş dakika mı? Neredeyse bir saattir çalışıyoruz ve bunun bedeli olarak beş dakikacık dinlenme süresi. Beş. Beş.." Ona öfkeyle bakarken aldırış etmeden kum torbasını yumruklamaya başladı. 

"Eğer benim gibi vuruşlar yapmak istiyorsan, evet beş dakika." Yumruklamayı bırakarak gelmemi işaret etti. 

"Vur bakalım." 

"Ne? Şimdi mi?"

"Evet. Hadi vur." Kum torbası çok sert olduğundan ellerimin acısına doğru düzgün vurmamıştım.

"Olmaz böyle. Daha sert vur." 

"Böyle mi?" diyerek açıldım ve gelişi güzel yumruk attım. Fakat elimin açısı gözlerimden yaş gelmesine sebep olmuştu. Acıyla kıvranışlarımı fark ettirmeden:

"Yaa kolaymış aslında."

"Tabii kolay. " 

"Neyse sen git işin vardır senin ben devam edeceğim. Akşam yine çalışırız."

"İyi madem kolay gelsin."

"Sağol Mert." Artık yanlızdım. Hemen kendimi eskimiş olan puf koltuğun üzerine attım. 

"Ayy pismiş bu. Aman neyse benimde bundan kalır yanım yok. Oturayım bari." 


Bugün içerisinde yeni bölüm gelecektir. Takipte kalın. 





SENDEKİ BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin