Bölüm 11- Her şey başlıyor

84 26 18
                                    


Uykumu alamadığım için gün içerisinde çok hırçındım. Halam beni uyandırmadan işe gitmek zorunda kalmıştı. Halamın yeni işi onu çok yoruyordu ve yorulduğuna değecek kadar da maaş almıyordu. Eski işinden patronu yüzünden ayrılmıştı. Patronu ile aralarında geçen küçük bir tartışma halamın işine son vermişti. Çaresizce iş ararken tek bulabildiği ev temizliği işi idi. Günde dört evi temizliyordu. Yorgunluktan bitmiş bedeni daha fazla acıya dayanamayacak kadar tükenmişti. Eniştemin askeri maaşı ile evi geçindiremedikleri için halamda çalışmak zorunda kalmıştı. Mert ve Oğuz'un okul masrafları çok fazlaydı. Şimdi ise başlarına bir de ben çıkmıştım. Halamın yüzünü görsem bile kısa süreliğine konuşabiliyorduk. Halama yük olmak istediğim en son şeydi. Çalışma zorunluluğum daha da artmıştı. Beni düşüncelerimle boğuşmaktan son seste çalan zil kurtarmıştı. Zor zahmet sıramdan kalkarak kantine  gittim. Okulların kapanmasına iki hafta kalmıştı. Yan masada oturan kız grubunun konuşmasına kulak misafiri oldum. Yan gözle masadaki tiplere baktım. Tahmin ettiğim gibi yarısı sarı kafaydı.  Önüme dönerek onları dinlemeye devam ettim. 

"Kızlar balo için elbise aldınız mı?"

"Ayy şekerim ben çok güzel ve pahalı bir elbise sipariş ettim. Yarın gelecek." Özellikle 'pahalı) sözcüğünü vurgulayarak söylemesi sinirimi bozmuştu.

 Bir yandan da almadığım elbise için üzülüyordum daha doğrusu alamayacağım elbise içindi bu üzüntüm. Gerçi balonun olacağını bile unutmuştum. Belki de gitmeyecektim. Kalbimin delik olduğunu hissedercesine bir sızı saplandı sol yanıma. Canan ile balo için çok güzel hayallerimiz vardı. Balo kıyafetlerimizi biz tasarlayacaktık. Hatta benim ki kırmızı, onun ki ise pembe olacaktı. Çizimlerimiz ikimizin özeli olan mavi sandıkta saklıydı. Sahi o mavi sandık duruyor muydu acaba? Arkamda  bıraktığım en büyük kayıplardan birisiydi o sandık. Çünkü sandığın içi Canan ile doluydu. İlk aşk mektuplarımız, sevdiğimiz çocuklara aldığımız fakat utancımızdan veremediğimiz hediyeler, evden aşırdığımız annelerimizin değerli eşyaları - eğer bir gün olur da annelerimizden ayrı kalırsak bu özel eşyalarla onları yüreğimizde yaşatacaktık.- ve daha nice güzel anı... 

"Benim ki açık mavi renginde, çok güzel bir abiye. Ay gözlerimin rengini açığa çıkarıyor."

"Benim ki de mor. Ama benim ki en güzeli." 

Onların tartışmasını daha fazla dinlemek istemediğim için kahvemi ve çubuğumu alarak kantinden çıktım. Elimdeki kahvenin son yudumunu içerek çöpe attım. Çubuğu eştahla yamaya devam ediyordum. Sınıfa geldiğimde biraz oturdum fakat öğretmen gelmemişti. Biraz daha bekledikten sonra  bir çocuk geldi ve:

"Öğretmen yokmuş lan. Ders boş." diyerek göbek atmaya başladı. Çocuğun haline herkes gülüyordu. Daha sonra ona eşlik ettiler. Ben biraz daha oturduktan sonra kalktım ve kapıya yöneldim. Arkamdan bir kaç sar kafa:

"Nereye böyle gotik kız?" diyerek kıkırdamaya başladılar. Onlara aldırış etmeden kapıyı hızlı bir şeklide kapattım. Diğer sınıflar şaşkınlıkla sınıflarından çıkarak:

"Ne oldu ya?"

"Çok korkunç bir sesti."

"Neye uğradığımı şaşırdım." Durdum ve arkamı dönerek:

"Bendim o!" sinirle baktığım için mırıldanarak sınıflarına girdiler. Artık planımı uygulamalıydım. Bir şekilde uzaklaştırma almalıydım. Üst kata çıkarak öğretmen odasına girmeyi düşündüm fakat çok kalabalıktı. Zemin kata inmeyi düşündüm. Eğer kameralara bir şey atıp kırarsam kesin uzaklaştırma verirlerdi. Hızla merdivenleri inerek zemin kata geldim. Her yer zifiri karanlıktı. Telefonumun ışığını duvara tutarak ışığı açtım. İğrenç bir kokuyla kaplıydı. Ağzımı tutarak ilerledim. Etrafım kir ve is içindeydi. Kalorifer kazanı bu katta olduğundan her taraf is olmuştu. Hizmetçilerin burayı yıldan yıla temizlediğini düşünmüştüm. Belki de hiç temizlememişlerdir. Tavan kenarlarına bakarak kamera olup olmadığına baktım. Bir an içim ürperdiği için gitmeyi düşündüm. Fakat buradan başka sakin olan bir yer yoktu. Sınıfların olduğu katta kameraları kırarsam herkesi beni görürdü. Öğretmenler odası da öyleydi. Ama benim istediğim adımın fazla duyulmadan, müdür ile aramızda hallolmasıydı. Tek çarem gizlenmiş olan kameraları bulmaktı. Çantamdan çıkardığım demir kalem tıraşı avucumda sıkmaya başladım. Silahım buydu. Camsız bir koridorda, korkunç bir kokuyla esir olan koridorda tek başımaydım. Yürüdükçe içimde ki korku çoğalsa da planımı uygulayabilmem için bunu yapmalıydım. Lambanın zoraki bir güçle aydınlattığı bomboş bir koridor. Koridorun sonuna yaklaşmıştım. Artık yürümek değil koşmak istiyordum. Ama koridorun sonuna değil. Merdivenlere. Elimde sıkarak oynadığım sinir topum elimden düşmüştü.

"Hay aksi ya! Bir kerede düşme elimden."

 Eğilerek onu aldım. Tam arkamı dönmüştüm ki bir ses beynimin içinde çalkalanmaya başladı. O ses de neydi?! Korkudan etrafıma bakarak hızla koşmaya başladım. Ama ses daha da çoğalmaya başlamıştı. Sesin nereden geldiğini anlamadığım birisi boğumlu bir sesle:

"İmdat!" dedi. Korkmuştum. Ürpertiden kalkmış olan tüylerime baktım. Koşmaya hazırlanıyordum. Ya ben buradan koşarak  gidecektim. Yada birilerine ziyafet olacaktım. Topukları yağlayarak tekrar koştum. Bu sefer ise yine aynı şey 'imdat' diyerek yardım istiyordu. Korksam da gidip gitmemek konusunda kararsızdım. Merdivenin yanındaki yangın tüpü gözüme çarptı. Koşarak oraya gittim. Kaldıramayacağımı düşünsem de yangın tüpünün boş olması işime yaramıştı. Asayiş Berkemal iş başında! Hızlı adımlarla ilerledim. Sesin geldiği yere kadar yaklaştım ve kapıyı dinlemeye başladım. Boğuşma sesine benzer bir ses vardı. Merak etsem de altıma kaçırmam an meselesiydi.Aklımdan ya Canan gibi zor durumda olan birisi varsa diye geçti. Bir an tüm cesaretimi topladım ve yangın tüpüyle kapıyı kırdım. Gördüklerim karşısında nutkum tutulmuştu. Bir kaç dakika hareketsiz kaldım ve...


Az sonra devamı gelecek takipte kalın. :) Bölüm 12- Her şey başlıyor (Part 2) ile devam edecek.. 

Beğendiyseniz kütüphanenize eklemeyi unutmayın. Ve sizinle paylaşmak için yanlışları kontrol etmeden paylaşıyorum lütfen hatam olursa affedin :) 

Size bir kitap önereceğim. Yazarı: bersi_akyn Kitabın adı: L.C Vampirler Okulu gerçekten çok iyi bir kitap okumanızı tavsiye ediyorum. Vampir de 6. sırada, okuyun ve  destek verin. :) 


SENDEKİ BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin