mavi

240 89 5
                                    

Medyada yine Duru - Mavi ;)

İyi okumalar 

_______________

Serkay yanımdan geçip giderken arkasından öylece bakakalmıştım.
"Adımı nasıl buldun mavi?" demişti. Beynim yeni yeni idrak etmeye başlamıştı.

 Ah lanet olsun arkadaşıyla konuşurken ona baktığımı görmüş olmalıydı ama nasıl kısa bir süreliğine göz ucuyla bakmıştım ayrıca o sure zarfında yanına gelen arkadaşıyla ilgileniyor gibi görünüyordu. Birkaç saat önce kendi kendime sorduğum " korkmalı mıyım?"sorusunun cevabı içimde yankılanıyordu. Evet kork malıydım. Ah birde bana "mavi" demişti değil mi ? Kendi kendine gözlerimin rengiyle lakap takmış olmalıydı.

 Gelen mesaj sesiyle telefonuma baktım babam mesaj atmıştı. Mesaja bakmadan hızlıca okuldan çıkıp gözlerimle etrafı tarayıp arabamızın başında beni bekleyen babama ilerledim. Arabanın kapısını açıp arka koltuğa yerleştim ve öne uzanarak arabanın göğsündeki radyodan Meg&Dia Monster şarkısını açtım.

 Babamın sigarasını bitirip arabaya binmesini beklerken sessizce şarkıyı mırıldanmaya başladım. Nihayet babamda sürücü koltuğuna yerleşerek o beklediğim soruyu hiç vakit kaybetmeden sordu " ilk günün nasıl geçti?" Arka koltuğa yasladığım sırtımı dikleştirerek öne doğru kaydım ve bu konun çabuk kapanmasını umarak " güzeldi" dedim ve genişçe sırıttım.

Kısa bir yolculuktan sonra eve gelmiştik. Çantamı da kapıp eve doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Babamsa buradan şirkete geçecekmiş.Kapıyı çaldım , hafiften esen rüzgar yüzüme bir kaç tutam saçımın düşmesine neden oluyordu, seviyordum da açıkcası fazla masum ve huzur verici geliyordu.

Aralanan kapının ardından Ayfer teyzenin güler yüzünü görür görmez içeri daldım. "Hoş geldin kızım" dedi.

 "Hoş bulduk Ayfer teyzecim" dedim ve ona da kısa ama samimi bir şekilde sarıldıktan sonra montumu özensizce astım, çantamıda yanıma alıp merdivenlere yöneliyordum ki ah işte yine o beklediğim soru

 " ilk günün nasıldı?" diye sordu Ayfer teyze. Ona da " güzeldi" diyerek merdivenlerin son basamaklarını da tamamlayarak odama girdim. Üzerimi değiştirip banyodaki işlerimi de hallettikten sonra cam kenarındaki tekli koltuğuma kuruldum. 

Telefonumu elime alıp bu gün eksikliklerini çok hissettiğim üvey aşklarımı aradım. Hepsini teker teker arayıp uzun uzun ve istemeyerek de olsa duygusal bir konuşma gerçekleştirdik. Konuyu Poyraza her ne kadar getirmek istemesem de Eceyle konuşurken kelimeler istemsizce dudaklarımdan dökülüverdi "Poyraz nasıl?" diye sordum titreyen sesimle.

 Ece biraz duraksadıktan sonra " bu gün neredeyse hiç kimseyle konuşmadı , durgundu" dedi. Gözlerim dolmuştu Poyraz mı durgundu? Normalde Poyraz çok neşeli biridir alt sınıfların saçlarını karıştırıp kaçar arkadaş ortamları hep onun esprileriyle neşelenirdi. Şimdiyse neredeyse hiç konuşmamış bile ben bunları düşünürken gözyaşım benden bağımsız sol yanağımdan aşağıya doğru kaymaya başladı.

 Eceden sonraki arkadaşlarımla konuşmam boyunca Poyraz dan hiç söz etmemiştik. Telefonu en son Zeynep' le konuşup kapattıktan sonra elim rehberde Poyraz'ın adını buldu. Aramalı mıydım ama şimdi ararsam her şey çok daha zor olabilirdi en iyisi aramamaktı özlemiştim onu gerçekten çok özlemiştim eminim oda beni çok özlemiştir böyle arayıp konuşmayarak özlem duygusunu bastırabilirdim belki ve aramadığına göre o da böyle düşünüyor olmalıydı.

 Telefonun rehberinden çıkıp Pinhani' nin Gözler Anlatır şarkısını açtım ve kulaklıklarımı da takıp yüzüstü kendimi yatağa bıraktım. Bir saat kadar odamda müzik dinledikten sonra bir şeyler atıştırmak ve babamla vakit geçirmek için aşağıya indim. Kolumdaki saate baktım saat 18:37 olmuştu. 

BAŞLANGIÇ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin