Medyada Duru'nun, Serkay'ın t-shirtüyle yaptığı konbin var :)
______________
Okulun çıkış ziliyle birlikte hepimiz koridorlara dökülmüştük. İnsan duvarlarını yarıp geçmeye çalışırken Serkay yanımda belirdi, hayır yani ben bu çocuğun adını üç kerede anmadım neden yanımda belirdi Allah'ım.
Ya ilk gün ne güzeldi sadece bön bön bakıyordu öyle uzaktan uzaktan. Hala koridorda yürümeye çalışıyorduk, Serkay da hemen yanımda yürüyordu ama tek kelime etmeden elindeki telefonu kurcalıyordu, yüzüme bakmadan ve hala kafasını telefonuna gömmüş kurcalarken ,boşta kalan eliyle bana bir poşet uzattı ve" 30 derecede yıkanacak."
diyerek karnıma doğru yavaş bir şekilde yapıştırdı. Bense kucağımdaki poşete bakakalmıştım. Kafamı kaldırıp bir şey demeye hazırlanıyordum ki Serkay kalabalığı yararak hızlı bir şekilde okuldan çıkmıştı.
Bu çocuk ne sanıyordu kendini ya nöronlarına ekmek bandığımın puştrellası. Poşeti çantama tıkıp yürümeye devam ettim.Nihayet ben de kendimi servisimin yanına atmıştım.
Eve geldiğimde servisten inip koşarak kapının önüne geldim , kapıyı açıp Ayfer teyzemin kapıyı açmasıyla montumu ve ayakkabılarımı çıkarıp Ayfer teyzeme sarıldıktan sonra oturup bir şeyler yiyerek televizyon izledim.
Ayfer teyze çok iyi bir kadındı , evdeki bi yardımcı değilde anneannem , babaannem gibi davranıyordu bana. Ayfer teyzenin hazırladığı yemeklerden tıka basa yeyip oturma odasındaki geniş koltuğa yayılarak ilk karşıma çıkan kanalı izlemeye başladım.
Bir buçuk saat televizyon izlemiştim ve canım içimden fışkırırcasına sıkılmıştı. Yayıldığım koltuktan sürünürcesine inip belimi geriye doğru esnettikten sonra ağır adımlarla odama gittim ve çantayı sandalyemin üstüne koyarak içinden "Savaş" kitabını aldım ve çantayı kapatırken fermuara Serkay'ın çıkışta verdiği -üzerime fırlattı mı demeliyim? - poşet takıldı.
Hızla çekerek poşeti fermuardan kurtardıktan sonra poşeti çantamdan çıkardım ve içindeki kirli t-shirtü çıkarıp iki kolundan tutarak havaya kaldırdım. Düz beyaz bir t-shirttü güzeldi de açıkçası.
T-hirtün üstündeki tek hareketlilik benim döktüğüm dağınık ve iğrenç görünen yemek lekeleriydi. T_shirtü elime aldım ve merdivenleri koşar adım inerek Ayfer teyzeyi buldum.
Elimdeki t-shirtü Ayfer teyzeye uzatarak "otuz derecede yıkanması gerekiyor yarına sabaha kadar yıkayıp ütüliyebilirsin mi? Bunu giymek istiyorum da " dedim şirin bir yüz ifadesiyle. Ayfer teyzede "tamam kızım ban yarın sabaha kadar hallederim " dedi.
Ayfer teyzemın yanağına sulu bir öpücük kondurdum ve merdivenleri çıkarken arka cebimden telefonumu çıkararak annemin numarasını tuşladım ve annemin telefonu açmasını bekledim. İkinci çalışta annem telefonu açmıştı.
"Annecim" dedim coşkulu bir sesle. Annem de "Durucum" dedi. Bende yüzüme yayılan geniş bi gülümsemeyle "anne" dedim. Annem de "yavrum işsiz mi kaldın." deyince , gülerek "seni özledim anne, ne yapıyosun diye aramıştım" dedim. "Valla annen olduğunu hatırlaman da güzel kızım aramıyorsun kaç gündür" dedi.
Bende mahcup olmuş bir sesle "yeni okul , yeni ortam, yeni ev falan derken fırsat kalmadı annecim" dedim. Telefonun ucundan gelen kağıt olduğunu sandığım hışırtılar gelmeye başladı ve annem " kızım benim şimdi kapatıyorum sonra görüşürüz haftaya ben de geleceğim zaten oraya biliyorsun , kendine iyi bak" dedi ve "görüşürüz anne" deyip telefonu kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ #Wattys2016
ChickLitHer şeyden uzak , damdan düşermiş gibi yapılan yeni bir başlangıç . Hayatını değiştirmek isteyenler için büyük bir şansken , Duru için tam olarak çaresizliğin kıyısına itilmekti. Duru .... On yedi yaşında genç bir kız. Yabancısı olduğu şehirde yeni...