ne yapıyon lan sen?

239 88 5
                                    

Medyada Serkay var:)

Keyifli okumalar ...

__________________

Yüzüme doğruca vuran güneş ışınlarından rahatsızca gözlerimi aralayarak uyandım ve gözüme vuran ışığı engellemek için sırtımı pencereye dönüp uzanmaya devam ettim ama ben en son tekli koltukta oturuyordum babam Kemal amcaları uğurladıktan sonra beni yatağıma yatırmış olmalıydı.

Gözlerim çalışma masasının sandalyesine kayınca yerimden hızla doğruldum ben Serkay' ın yanında mı uyumuştum aynı ortamda bulunmak bile hatim indirmeme sebep olurken uyuduğum için kendimi tebrik ettim.

Sabahki rutinlerimi gerçekleştirmek için banyoya doğru uyuşuk adımlarla alnımı ovuşturarak ilerliyordum ki sandalyenin üstündeki renkli kâğıttaki notu gördüm ve sandalyeme doğru yaklaştım ve notu elime alarak okumaya başladım , notta" Günaydın uykucu. Sabah koltukta iki büklüm uyanmana gönlüm el vermedi. " yazıyordu.

Allah'ım bide üşenmemiş not yazmış pisko manyak , notu okuduktan sonra derin bir off çekerek elimde buruşturup masama fırlattım. Okula gitmek için hazırlıklarımı da tamamlayıp belli belirsiz bir makyaj yapıp son olarak da saçlarımı düzelttikten sonra kahvaltı için aşağıya indim.

Çoktan kahvaltı masasına kurulmuş olan babama "günaydın" deyip , bende sandalyeme oturdum ve ağzıma birkaç lokma bir şey tıkıştırmaya başladım. Babamda " sana da günaydın kızım" dedi ama daha çok önündeki gazeteyle ilgileniyordu. Ağzıma bir şeyler daha atıp kapıya doğru ilerlemeye koyuldum ve kapından " ben çıktım görüşürüz" diye bağırıp kapının önünde bekleyen servise koştum.

Çantamdan kulaklıklarımı çıkarıp koltuğuma iyice yayıldım ve camdan etrafı izlemeye koyuldum. En uzun yolculuk benimdi çünkü servise ilk ben biniyordum yaklaşık yarım saatin sonundaysa okulun önünde oluyorduk.

Sınıfın kapısını açıp içeri girdim ve gözlerimi olabildiğince Serkay 'ın sırasından uzak tutarak hızlı adımlarla ilerledim ve benden önce gelmiş olan Özge ' nin yanına oturdum ve " günaydın" dedim .

Özge her zamanki mesafeli ve soğuk sesiyle " sana da günaydın" dedi ve önüne döndü. Bende aynı şeyi yaparak önüme döndüm ve sınıfın toparlanıp öğretmenimizin içeri girmesiyle ders başladı.

Ders işlemeye yeni yeni başlamıştık bu yüzden derslerimiz sessiz ve durdun geçiyordu. Bir kaç saat daha sıkıcı bi şeklide ders işledikten sonra öğle arası saati geldi ve ben bu saate kadar Serkay' la hiç karşılaşmamıştım ,onun oturduğu sıraya bir kez olsun gözümü kaydırmamıştım.

Yemek yemek için yemek haneye doğru inmeye başladım burnumu dolduran yağ ve yemek kokuları eşliğinde yemekhanenin girişinden içeri daldım ve yemek sırasına doğru ilerlemeye koyuldum.

Yanıma Selin yine her zamanki neşeli tavrıyla geldi ve "n'aber Duru" dedi ve genişçe gülümsedi. Ben de aynı şekilde ona gülümseyerek " iyiyim yemek sırasına gidiyordum senden n'aber " dedim.

Selin" sen boş bir masaya geç ben yemekleri alıp gelirim bu sıra konullarında torpilliyimdir" dedi ve eliyle sırada duran uzun boylu mavi gözlü hoş fizikli görünen bir kızı göstererek "ilayda' nın önüne kaynarım, buralarda eskiyim arkadaş çok" dedi ve göz kırparak sıraya doğru ilerledi.

Ben de boş bir yer bulmak adına gözlerimle yemek hanedeki masaları tarıyordum gözüme boş bir masa kestirip oraya doğru ilerlemeye başladım masaya bir metre kadar uzaklıktayken arkamadan Serkay'ın "umarım rahat uyumuşsundur mavi" demesiyle derin bir nefes alarak arkamı döndüm ve yedi sekiz adımlık bir mesafeden elinde yemek tabletiyle dikilmiş bana bakan Serkay' ı gördüm.

BAŞLANGIÇ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin