-DÜZENLENMEMİŞTİR-
Multimedia=süpriz (bölümün son sahnesi)/temsili
"Ben sarılmaya kıyamazken, ben ona donumaya kıyamazken, ben onun kokusunu duymaya kıyamazken, ben ona bakmaya kıyamazken, Siz.. siz nasıl böyle olabiliyorsunuz? Nasıl?!" Gözünden bir damla düştü Emir'in ama durmadı konuşmaya devam etti. " Evet Deren.. şimdi söyle yüzüme karşı, söyle. De ki; Sen benim hicbirşeyim degilsin de! Söyleki elinde olan kalbimi bir daha toplanmayacak şekilde kırmış ol. Ozaman bu saatten sonra kırabileceğin bir kalbim kalmaz!"
*EMİR DEMİRKAN'DAN (❤)*
Bir anda üç yıldır tuttuğum herşeyi kusmuş üstüne birde pişman olmuştum. Deren'e baktım herzaman ki gibi ne yapacağını bilmemenin etkisiyle dudaklarını kemiriyordu. Bunu biliyordum.Nasıl tepkiler verebileceğini adım gibi biliyordum.Kendinden daha çok onu tanıyordum.
"Ne dediğinin farkında mısın sen Emir?" Sonunda konuştuğunda sesinde bir titreme vardı. Sanki dokunsak ağlayarak yerle bir olacakmış gibi duruyordu. Suçlulukla kaçırdım bakışlarımı ondan. Ne diyebilirdim ki? Açıklarsam anlaşmayı bozmuş olucaktım ve bugüne kadar söyledikleri tehditleri bir bir gerçekleştiriceklerdi. Ama tam tersine söylemezsem Deren'i tamamen kaybedicektim. Ki şuanda susarak onu kaybediyordumda.
Özgür'e ters bir bakış attım. 'Hepsi senin suçun!' der gibi baktım da diyebilirim. Oda kaşları havaya kaldırmış dudakları minik bebekler gibi büzmüş bana bakıyordu. Onun tabiriyle 'üzgünüm ya..' bakışıydı.
Büyük bir of çektim."Deren vallahi ki anlatmak isterdim.. ama.."
" Sürekli aynı şeyi söylüyorsun Emir, sonra 'anlatmak isterdim ama anlatamam!'"
Tamam Deren haklı olabilirdi. Ama ortada gözle görülebilen bir tehdit vardı ve ben bunu Deren'e anlatana kadar Deren sadece 'haklı' kalıcaktı. Ne üzgün ne de mutsuz sadece haklı!
Herşeyden ayrı birde anlatmadığım her an için Deren'i kaybetmek vardı.Bu düşünceyi kafamdan bir türlü atamıyordum.
Özgür'e sordum artık kendime cevap veremeyince."Bunca yıl.." dedim be yutkundum. "Bunca yıl kaybettim onu.Sadece birkaç dakikam bile olsa onunla razıyım.. olmaz mı?"
Özgür Ecrin'e baktı bir süre ve benim yanıma gelip omzumu tuttu. "Benim ki toprak altında dostum.. bir kaç dakikam olsa onunla," gözlerini kapattı ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Şuanda Özgeyi düşlediğini biliyordum. " Vaktimin bir salisesini bile harcamadan onunla olurdum. Ona sıkı sıkı tutunur,minik bedenini göğsüme sabitler sarıya çalan kumral saçlarının kokusunu içime çekerdim.." kapalı gözlerinden bir yaş gülümserken yanağında oluşan çukura doğru kaydı.
Deren kısık ama içinde büyük bir acı bulunduran sesiyle "Özgür," dedi ve cümlesini devam ettiremedi.
Bense bir saniye bile düşünmeden karşımda ağlarken bile gülümsemesini sürdürebilen güçlü adama, ' hey! Ben buradayım dostum.. yanındayım' demek ister gibi sıkı sıkıya sarıldım. Çünkü onun çektiği acı.. kelimelere sığabilmeyi geçin yüreklerimize sığdırabileceğimiz gibi bir acı değildi. Yaşamayan anlamazdı işte, buyüzden yorum yapmam bile zordu.
Öyle bir sarılmıştım ki ona, nefes alabildiğinden bile emin değildim. Özgür karşılık vermedi bir süre sarılmama. Neden diye bakmak için hafif geri çekildim. Gözlerini açmış karşısındaki Ecrin'e bakıyordu. Ona baktığımı fark edince bana döndü. " Gözleri," dedi ve ecrin'i işaret etti. "Aynı özge'nin kahverengileri gibi değil mi?" Döndüm ve baktım gözlerine Ecrin'in. Gerçekten bir benzerlik vardı. Ecrin bakışlarını kaçırmasıyla Özgür hemen onun yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST KIZ (Düzenlemede)
Ficção Adolescente"Gözlerimin yandığı belli oluyor mu? Dışardan bakılınca nefes alamadığım anlaşılıyor mu acaba? Oksijensizlikten kokan ciğerimi fark ediyorlar mı? Tükendiğimi Anlıyorlar mı?"Yan gözle bana bakarken sigarasından derin bir nefes aldı. "Sanmıyorum." Tem...