Genç kadını Alex'in bakışlarındaki kararsızlık, korku belki de daha farklı bir şey rahatsız etmişti. Söylemek için bir yalan aradığı o kadar çok belliydi ki bu genç kadının afallamasına neden oldu. Niye yalan söylemek zorundaydı? Kimdi bu kadın? Aklında olan sorulara o kadar dalmıştı ki Alex'in ağzından çıkanları ilk başta anlamadı.
"O benim kuzenim."
Hı! Kuzen mi? Kuzenim mi dedi az önce yoksa Amelia'nın kulakları mı yanlış duymuştu? Cidden daha iyi bir yalan uydurabilirdi.
"Kuzenin mi?" diyerek hayretle sordu.
"Evet kuzenim. Niye öyle bakıyorsun ki, yalan mı söylüyorum?"
"Yok hayır neden yalan olsun."
'Anladı, yalan söylediğimi anladı iyi de neden yalan söyledim.' diye düşündü genç adam.
"Ben sadece daha önce Henry'nin Rachel adında bir kuzeninin olduğunu söylediğini hatırlamıyorum da."
"Öyle mi? Bahsetmemiştir... Çünkü onlar pek.. yani anlaşamazlardı."
Rachel karşısında kıvranarak yalan söyleyen adama neredeyse gülerek bakıyordu. Tanıdığı daha doğrusu tanıdığını sandığı adamın böyle davranması ona hem komik hem de sinir bozucu geliyordu.
Komikti çünkü; yalan söylemekte nam salmış genç kadınların kalbini umursamadan kıran bu adamın beceriksizce söylediği yalan onu güldürmüştü. Diğer yandan sinirlenmişti çünkü; bu adamın kadına verdiği değeri gösteriyordu ve Alex hiç bir kadına değer vermeye tenezzül etmezdi. Daha fazla dayanamayan genç kadın da adamın oyununa dahil oldu.
"Evet biz Henry ile hiç anlaşamazdık. Küçükken bana kötü davranırdı. Oysa.." derken bakışlarını Alex'e çevirmişti. Bakışlarındaki şehvet Amelia'nın hiç hoşuna gitmemişti.
"Oysa Alex ile çok iyi anlaşırız." dedi.
'Öyle mi sürtük? Madem oyun istiyorsun biz de oynarız.'
Aklından geçenlerle belli belirsiz gülümseyen genç kadın Rachel'e baktı.
"Ah! Bunu duyduğuma çok sevindim. Aslında gelmen iyi oldu. Bu aralar çok yalnızdım ve bir arkadaşa ihtiyacım vardı. Seninle iyi anlaşacağımıza inanıyorum."
Alex ve Rachel o kadar şaşırmışlardı ki aynı anda "Öyle mi?" demekten kendilerini alamadılar.
"Tabi ki." diyerek gülümseyip Rachel'ın yanına giderek ona samimiyetle sarılıp "hoş geldin." dedi.
Şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışan genç kadın "hoş bulduk canım." diyerek huzursuz gözlerle Alex'e baktı. Genç adamın da ondan bir farkı yoktu. Onlar her ne kadar huzursuzca birbirlerine baksalar da Amelia gülmemek için dudaklarını ısırıyordu. Artık bir kenarda bekleyip olacakları uzaktan izlemeye niyeti yoktu.
Oyun mu istiyorlar?
Tamam oynayalım o zaman.
Cilveli bir şekilde yürüyerek kocasının yanına gitti. Nazikçe koluna dokundu.
"Aşkım, Rachel yorgun olmalı ben gidip odasını hazırlamalarını söyleyeyim de dinlensin biraz." Parmak uçlarında yükselerek adamın dudaklarına hızlıca küçük bir öpücük kondurdu.
"Sen de beni burada bekle hiç bir yere kaybolma." dedi.
Rachel'e döndü. Kadın sanki onun maksadını anlamış gibi duruyordu ama pes etmek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
RandomKocasının ölümü çok ani olmuştu. Genç kadın yasını mı tutsun yoksa kurtulduğu için sevinsin mi bilemeden kendini yeni bir evlilik ile karşı karşıya buldu. Hem de kocasının daha önce hiç görmediği abisiyle ve bu evlilikten kurtuluşu yoktu. Kardeşi...