Bölüm 2: Buraya çok yakışıyorsun.

2.1K 161 77
                                    

İlk defa bu kadar doğaçlama bir hikaye yazıyorum. Herşey yazarken gelişiyor ama yeni bölüm için güzel düşüncelerim var. Bakalım neler olacak. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. :)  

***

"Oh Sehun. Burada mıydın?"

Yanımıza henüz gelen ve adının Hoon olduğunu daha bu gece öğrendiğim kişi bize şiir okuyan çocuğun yanına geldi. 

Oh Sehun. İsminin de kendisi kadar etkileyici olmasının yanı sıra, ona tam uyuyormuş gibi duruyordu. Yüzünün yarısı maske ile kaplı olsa da "Buradayım." derken Sehun'un yüzünde tek bir mimiğin bile oynamadığına yemin edebilirdim.

Bana attığı gizemli bakışlar haricinde pek bir espirisi yoktu aslında ama neden olduğunu bilmediğim bir şekilde heyecanlanmama sebep oluyordu. Beynimdeki milyonlarca nöron parlıyor, kalp atışlarımı hızlandırarak ellerimi terletiyordu ve bunlar 1 saniyeden daha kısa bir süre içerinde gerçekleşiyordu.

"Ah. Çok afedersiniz. Kendimizi tanıtmayı unuttuk." dedi Hoon kibar bir şekilde. Hepimiz büyük bir ciddiyetle kendimizi tanıtıp selamlaşırken sıra Sehun'la bana geldiğinde zaman birkaç saniye asılı kaldı.

Hafif açıyla başını eğmiş, ince beyaz elini bana doğru uzatmıştı. "Memnun oldum." dedim uzattığı eline kendi elimi koyarak. Elleri buz gibiydi.

Parmaklarım birkaç saniye boyunca onun soğuk avucunda kapalı kalmışken birden bire değişen müzikle birlikte tutuşunu değiştirdi. Bu sefer parmak uçlarımı tutuyordu.

"Bu dansı bana lütfeder misin?" dedi büyük bir ciddiyetle.

Onunla benim dışımdaki her şeyi, herkesi unutmuş bir haldeyken hayır diyebileceğimi sanmıyordum. Dudaklarımın arasından "Olur." kelimesini çıkarabildiğimde beni diğerlerinin şaşkın bakışları altında piste yönlendirmesine izin verdim.

Daha önce de birçok erkekle dans etmiştim, daha önce de birçok erkekle el ele tutuşmuştum. Fakat onunki neden farklıydı? Neden böyle garip hissediyordum? 

"Buraya çok yakışıyorsun?" diye fısıldadı tek elini belime koyarken. Şaşkınlıkla bakakaldım bir süre. Benim konuşamayacağıma kanaat getirince hafifçe melodik bir kahkaha attı. Aman Tanrım. Ses tonu neden bu kadar mükemmel olmak zorundaydı.

Aklımı nispeten başıma devşirebildiğimde "Teşekkür ederim." diye mırıldandım aceleyle. Sehun tekrar gülümsedikten sonra boşta duran sağ elimi alarak kendi boynuna koydu ve diğer elini de belime koyduğu diğer eli ile birleştirdi. 

Bi dakika. Bu dansın pozisyonu bu şekilde değildi ki.

Piyanistin dokunuşuyla canlanan notaların oluşturduğu harmoni tüm salona dolunca Sehun tek adımını geriye attı. Adımlarımı ona uygun atıyordum. Dansın büyük bir çoğunluğu Sehun'un kontrolündeydi ve bu çok... Güzel hissettiriyordu.

Müziği çok iyi tanıyor, beni nerede döndürmesi gerektiğini ya nerede yavaşlamamız gerektiğini çok iyi biliyordu. Daha önce valsi nerede öğrendiğini merak etmiştim.

Notalar gittikçe yavaşlayıp dans sona erdiğinde soluklanarak Sehun'a baktım. O da aynı şekilde bana bakıyordu. Pistteki tüm çiftler ayrılmaya başlamıştı fakat biz hala olduğumuz yerde duruyorduk. Sehun belimden çektiği ellerinden biriyle tekrar elimi tuttu. 

"Biraz hava almaya çıkalım mı?"

Nefes nefese kalmıştım. Düşünmeden "Evet." diye atladım.

Otelin bahçesine çıktığımızda temiz havadan mı yoksa gecenin sessizliğinden mi bilmiyorum, yavaş yavaş yaptığım şeyi idrak ediyordum. Sehun'la flört ediyordum şu an. Ben yapıyordum bunu. İlk defa bir erkek için.

Loş ışıklarla aydınlatılmış bahçede bir süre sessizce yan yana yürüdük. Garip hissettirmiyordu. Rahatsız da etmiyordu beni. 

İlerideki banklardan birine oturduğumuzda tekrardan ayağa kalktı ve şaşkın bakışlarım arasında çıkardığı ceketini sırtıma bıraktı. "Üşümüşsün." dedi açıklar bir şekilde. 

O papyonunu ve gömleğini düzenlerken hızlıca göz ucuyla onu inceledim. Alıcı gözüyle bakıldığında gerçekten kusursuzdu. 1.85 olduğunu tahmin ettiğim boyu ve yapılı gövdesi ile modelleri aratmayak kadar fitti. Maskesini çıkardığı için minnettardım zira öyle bir yüzü görmekten mahrum kalsaydım çok üzülürdüm.

Banka tekrar oturunca sırtını yaslayıp uzun bacaklarını ileriye doğru uzattı. Gözlerini kapatmıştı. "Bir süre böyle kalsak sorun olur mu Hanna?" dedi fısıldarcasına. "Bugün oldukça yorucu bir gün geçirdim de." diye ekledi ardından.

O böyle masum bir çocuk gibi dururken nasıl sorun olabilirdi ki? "Hiçbir sorun olmaz." dedikten sonra bende onun yaptığı gibi yaparak ayaklarımı uzatıp gözlerimi kapattım. Gözlerim kapalı olsa da gülümsediğini hissediyordum.

***

Bir sonraki bölümde:

Onu burada görmenin verdiği şaşkınlık bile bünyeme fazlayken beni daha da şoka uğratacak o sözler döküldü dudaklarından. "Merhaba arkadaşlar. Ben yeni stratejik yönetim dersi öğretmeniniz; Oh Sehun."

***


Fairytale • Sehun •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin